Son günlerde, kamuoyunun gündemine sıkça gelen “Ergenekon-PKK bağlantısı” konusunda Abdülmelik Fırat’tan önemli tespitler geldi. Fırat, mevcut sistemin İslam'a düşmanlığını da şu cümlelerle ifade ediyor: "Kızlar okumak istiyor, başörtüsü engeli çıkartıyorlar. Eğitim almak isteyen çocuklarımızın inançları tehlike olarak gösterip Kemalizm’e saldırı unsurları olarak niteliyorlar. Kim yapıyor?.. Sistem... Yahudiler ve Hıristiyanlar bile bu yapı kadar İslam düşmanı değildir."

Abdulmelik Fırat'ın Vakit'e verdiği mülakatı ilginize sunuyoruz:

- Ergenekon Terör Örgütü-NATO-Gladio bağlantısı konusunda neler dersiniz?

- Sistemin temeli zaten baştan Ergenekon’dur. Ülke Ergenekon sistemi üzerine inşa edilmiştir. Laik- Kemalizm bu sistemin bir parçasıdır. Ergenekon’un temelinin NATO’ya uzandığını yadsımıyorum. Doğrudur. NATO Sovyetlere karşı Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de böyle bir teşkilatlanma yapmıştır. NATO bu teşkilatlanmanın içine asker dâhil birçok birimden adamlar yerleştirmiştir. Ancak işi sadece bu teşkilata mal edemeyiz. Sistemi allayıp pullamanın anlamı yok. Bugün Türkiye’de ne demokrasi var, ne de hukuk var. Hukukun üstünlüğü her defasında çiğneniyor. Çiğneyen güç ise sistemin ta kendisi...

“BU SİSTEM İSLAM’A DÜŞMAN”

- Sistem ile Ergenekon bağlantısına örnek verebilir misiniz?

- Çok basit hukuk yok nizam yok. Çevremizde kafa kopartıcılar var. Kızlar okumak istiyor, başörtüsü engeli çıkartıyorlar. Eğitim almak isteyen çocuklarımızın inançları tehlike olarak gösterip Kemalizm’e saldırı unsurları olarak niteliyorlar. Kim yapıyor?.. Sistem... Yahudiler ve Hıristiyanlar bile bu yapı kadar İslam düşmanı değildir. Bunu ifade etmekten korkmamak lazım... Millet bunu görmeli. Canavarı okşamak, onunla uzlaşmak bir netice getirmez. Cenab-ı Hak müsaade etmiş ve bu canavarla hesaplaşma zamanı gelmiştir. Susurluk ile kaçırılan fırsat şimdi yakalanmıştır. Meclis millete layık olanı yapmalıdır. Türkiye’de halkı hor gören bürokrasi ile onun içinde bulunan derin yapı ile hesaplaşmak zorundadır. Milleti yönlendiren siyasi partiler bu işten sorumludurlar. Kendi çıkarlarının devamını değil, artık milletin taleplerini ve doğru olanı yapmalıdırlar. Kendi keyfiliklerini bir kenara bırakmalıdırlar...

- Sistem açıkça ne yapıyor?

- Ülkede doğruyu söyleyen kim varsa linç ediyor. İşte bunun bir mağduru da sizsiniz. Vakit gazetesine kurulduğu günden bu yana bir rahat nefes aldırmamışlardır. Doğrulardan yana taraf olduğu için sistem hep onu yargılamış, cezalandırmış ve hatta zaman zaman kapatmıştır. Zihniyet sistemin gerçek sahibinin bürokrasi olduğunu dayatıyor. Devleti teslim eden güç kimdir? Buna bakmak lazım. Bugün İngiltere Kraliçesi çıkıp ülkeye boşuna gelmiyor. Yazılıp çizilen getiriyor onları buraya... Aldıkları bilgiler yollara düşürüyor onları... Teslim ettikleri güç zayıfladı mı, güç bitip yerini millet mi alıyor kaygısıyla koşarak kontrole geliyorlar...

- Ergenekon ile PKK arasında direk bir ilişkiden bahsedenler çoğaldı...

- Elbette... Ben on yıldır PKK’nın derin devletin oluşumu olduğunu söylüyorum.  Ergenekon operasyonu kapsamında ortaya çıkan iddialar beni ancak şimdi haklı çıkartıyor. Ben tahminin ötesinde tespitleri ortaya koydum. Ancak sistemin gazeteleri buna yer vermedi. Öcalan ile bu derin yapının ilişkisi bir gerçektir. PKK’nın varlığını koruyan ve sürdürmesini sağlayan yapı sistemin kendisidir. Örgüt bölge halkının gerçek inanç değerlerini yıpratmak ve doğru bildiklerini tahrip etmek için kurulmuştur. Yani PKK bölge halkının onuru için değil, tam aksine kötülüğü için mücadele ediyor. Bu aldanmışlığa ise derin devlet yardım ediyor...

- Bu önemli bir iddia... Derin yapılar ile PKK ilişkisine başka örnek verebilir misiniz?

- Bölgede terör örgütünün yaptığı siyasetin alternatifinin ortaya çıkmasına izin verilmiyor. HAKPAR kuruldu kurulalı davalar ile mücadele ediliyor. Bırakmadılar bizi bize... Örgütlenmemizi engellediler.

Derin devlet bugünkü tabiriyle Ergenekon buna izin vermedi. Teröre karşı, şiddetin karşısında duran tüm yapılar tasfiye edildi. Önüne setler çekildi. Bu yapının içinde işadamları, kaçakçılar ve bürokrasinin her kademesinden insan vardır. Bırakın bürokrasiyi mecliste Ergenekon’un temsilcileri var. Bu öyle sıradan bir teşkilat değil... Bu teşkilat bölge insanın çıkarına atılan her adımın karşısında durdu. Hain ilan etti. AK Parti milletin büyük oranda oylarını almış ancak sistem hâkimlere bu partiyi kapattırıyor. Çünkü yapı içinde bulunan darbeciler artık dış ülkelerden darbe yapmak için destek alamıyor. Arzu ettikleri darbeyi yapamadıkları için bu zemini başka bir şekilde oluşturmak yada yapmak istiyorlar. Bugün Ergenekon’un mahkemeye düşmesi büyük bir şanstır.

Küçük, Perinçek ve Öcalan’la ilişkililer

- Öcalan’ın ulusalcılarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ulusalcı istihbaratçıları sormak istiyorsunuz sanırım... Perinçek’ten sonra Ulusalcı Yalçın Küçüğün, Öcalan ile görüşmeleri deşifre oldu. Bu adamlar istihbarata çalışıyor. Onlarla konuşmaları istihbarat birimleri dâhilinde oluyor. Bu derin yapılar ile Öcalan’ın ilişkisini gösteren başka bir vahim olaydır. Ulusalcılar ile Öcalan zihniyeti ancak istihbarat birimleri doğrultusunda bir araya gelebilir. Dünyaya bakışları tamamen zıt insanlar mümkün mü ortak hareket etsinler?..

- Peki, ya Öcalan?..

- Bugün Öcalan İmralı’da tek başına... İmralı adasının etrafında gezen hücum botlar, oradaki jandarma ve hapishane görevlileri devlete çok pahalıya mal olmasına rağmen göz yumulma neden? Konuşmaları avukatları aracılığıyla örgüte iletiliyor. Bu adam hani çocuk katiliydi? Bundan şüphem yok ama bunu söyleyen devlet ona neden imkânlar sağlıyor? Devlet İmralı’dan PKK’yı yönetmesine imkân veriyor. Öcalan’ın Ergenekon için sözleri var. Ergenekon’a karşı olunursa Kemalizm’in zayıflayacağını belirtiyor. Kemalizm’i kullanıyor. Kullandırılıyor. Hapishanede buna bu imkânı vermek derin devletle irtibatlı olduğunun göstergesidir. Derin yapı bunu iktidarı elinde tutmak için yapıyor. Yani millete terör var, iktidar değil onunla ben mücadele ederim. Siyaset başarı elde edemez mesajı veriyor...

(Röportaj: Aslan Değirmenci / Vakit)