"Rachel vicdanları uyandırdı"

Otuzuncu Harf dergisi tarafından ilan edilen Dünya Vicdan Günü için İstanbul’da anlamlı bir etkinlik yapıldı. Katılımcılar kürsüde ‘Rachel’i anlattılar. Yazar Abdülaziz Tantik, “Niçin Rachel? Çünkü o masumiyeti ahlakıyla perçinledi” derken Yönetmen Sırrı Süreyya Önder de, “Rachel’in ölümü bizi derin bir muhasebeye sokmalıdır” şeklinde konuştu.

23-03-2010


Katılımcılar kürsüde ‘Rachel’i anlattılar. Yazar Abdülaziz Tantik, “Niçin Rachel? Çünkü o masumiyeti ahlakıyla perçinledi” derken Yönetmen Sırrı Süreyya Önder de, “Rachel’in ölümü bizi derin bir muhasebeye sokmalıdır” şeklinde konuştu.

Otuzuncu Harf dergisi tarafından ilan edilen Dünya Vicdan Günü için İstanbul’da anlamlı bir etkinlik yapıldı. Toplantıda, bir Filistinli doktorun evinin yıkılmasına engel olmak isterken İsrail tarafından üzerine tank sürülerek katledilen Amerikalı barış gönüllüsü Rachel Corrie anıldı. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda şair ve yazar destek verdi.

“RACHEL’İN OLDUĞU YERDE BİZ MÜSLÜMANLARIN OLMASI LAZIMDI”

Program sunucusu ve programı organize eden Said Ercan, Rachel’in olduğu yerde aslında Müslümanların olması gerçeğine vurgu yaptı. Rachel’in unutulmaması gerektiğini ifade eden Ercan, “Bir Hıristiyan olmasına rağmen neden Rachel’i anıyorsunuz?” sorusuyla çok defa karşılaştıklarını dile getirerek, “Rachel’in olduğu o yerde, tankların altında kaldığı o yerde, biz Müslümanların olması gerekiyordu ama orada biz yoktuk, Rachel vardı. ‘Gidin Filistin’de savaşın, ne konuşuyorsunuz’ diye serzenişte bulunurlar. Rachel Corrie oraya gitti ve savaştı. Biz Türkiye olarak Rachel Corrie’yi anlayamadık. Onunla ilgili ne bir kısa film çektik ne de bir tiyatro sahneledik. Rachel ile ilgili toplasak ancak 3-5 tane şiir vardır” şeklinde konuştu.

“RACHEL’İN ÖLÜMÜ HERKESİ MUHASEBEYE SOKMALIDIR”

“Rachel’in sırrı onun gayretindedir” diyen yönetmen Sırrı Süreyya Önder ise, “Sosyalist bir kardeşiniz olarak buraya gelmeyi farz olarak görüyorum” şeklinde konuştu. Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gayret sonuçta çok daha mühimdir. Rachel ölmemiş olmasaydı belki de bu gayretini hatırlamayacaktık. Rachel’in ölümü herkesi derin bir muhasebeye sokmalıdır. Rachel gibi insanların gayretlerinin ötelenmemesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar hakkında çok kolay kelamlar etmemek lazım. Ya da konuşurken en az iki kere düşünmek gerektiğini hatırlatmak istiyorum.”

“YOLDAN SAPMA İHTİMALİMİZ VAR VE BUNUN TERSİ DE BİR İHTİMAL!”

Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Mercan da, 2003 yılında yaşadığı bir anıyı katılımcılarla paylaştı: “Hakikati bulanlar ve bir de hakikati arayanlar vardır. Gerçekleştirdiğimiz bir program çerçevesinde Rachel’in arkadaşları Türkiye’ye gelmişlerdi. Normalde Avrupa’dan Türkiye’ye gelen turistler genelde eğlence mekânları Bodrum’u sorarken, Rachel’in arkadaşları bize Konya’yı ve Şebi Arus törenlerine yetişebilme ihtimallerinin olup olmadığını sormuşlardı. İşte Rachel ve arkadaşlarının farkı burada ortaya çıkıyor. Bir Müslüman olarak bir gün yoldan sapma ihtimalimiz olabildiği kadar, karşımızdakinin de bir gün yolu bulma ihtimali olduğunu gözümüzün önünde tutalım.”

“RACHEL GİBİ ONLARCA MÜSLÜMAN KIZIMIZ ŞEHADETİ TATTI”

Gerçek Hayat Dergisi editörü Adem Özköse ise gecede yaptığı konuşmada konuya farklı bir açıdan baktı. Rachel gibi onlarca Müslüman genç kızın davası uğruna birçok İslam coğrafyasında şehit olduğunu hatırlatan Özköse, “Burada Rachel’i anıyoruz. Ancak Rachel gibi bizim onlarca Müslüman kızımız davası uğruna İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinde şehadeti tattı. Rachel’i hatırladığımız kadar kendi kardeşlerimizi de hatırlamalıyız. Bu konuda da Avrupa hayranlığına yenik düşmemeliyiz” dedi. Yazar Abdülaziz Tantik de, Rachel’i tek cümleyle özetledi: “Niçin Rachel? Çünkü o masumiyeti ahlakıyla perçinledi, o dik durdu.”
Filistinli doktorun evinin yıkılmasını engel olmaya çalışırken bir İsrail buldozeri tarafından ezilerek hayatını kaybetmişti

10 Nisan 1979 tarihinde dünyaya gelen Aliene Rachel Corrie, 16 Mart 2003’te Gazze’deki Refah mülteci kampında bir Filistinli doktorun evinin yıkılmasına engel olmaya çalışırken, terör devleti İsrail’in askeri bir buldozeri tarafından ezilerek hayatını kaybetti. Uluslararası Dayanışma Hareketi (International Solidarity Movement) üyesi olan Corrie, üç yıl boyunca gönüllü olarak, ruhsal bozukluğu olan hastalara haftalık ziyaretleri yaptı, destek oldu. Yazar ve sanatçı olmak, barış için çalışmak gibi hedefleri olan Corrie, ABD’nin Irak’ı işgali üzerine; İsrail’in Gazze’de kıyıma girişeceği ve bunun ancak bölgedeki ilgiyi canlı tutmakla engellenebileceğini öngörerek, Gazze’ye uluslararası gözlemci olarak gitti. Dünyanın birçok yerinde Rachel Corrie adına çeşitli anma etkinlikleri düzenlendi, adına yazılan bir oyun, 2006 yılında Londra Playhouse Theatre’da sahnelendi. 16 Mart 2003 tarihinde İsrail tanklarına karşı vicdanını siper ederek öldürülen Rachel Corrie’nin hatırasına atfen, Otuzuncu Harf Edebiyat ve Düşünce Dergisi tarafından 16 Mart tarihi, Dünya “Vicdan Günü” olarak ilan edildi. 

(Kaynak: Vakit)

Etiketler : #Rachel   #vicdanları   #uyandırdı   
YORUMLAR
  • Enes   14-11-2010 03:22

    Söz değil eylem!En güzel kanıtı.Biz Müslümanlar bile dillendirmeye acizken...

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN