1915’ten günümüze Filistin

1948’den bu yana milyonlarca Filistinli topraklarından edildi, onbinlercesi İsrail saldırılarında öldürüldü. Filistin yaklaşık 100 yıldır yaşamak için mücadele ediyor.

07-09-2018


Fuat Kozluklu/Bilimevi Dış Politika Dergisi

Siyasî Siyonizm’in babası olarak kabul edilen ve Avusturyalı bir Yahudi olan Theodore Hertzle, 1896’da bir Yahudi devletinin gerekliliği tezini ortaya attığında kendisine çok fazla yandaş bulamamıştı. Hatta 1516’dan beri Osmanlı’ya tâbi olan Filistin’deki küçük Yahudi azınlık bile bu fikre karşı çıkmış ve bunun Filistin’deki Yahudilerin hayatını ve diğer halklarla kurdukları ilişkileri kötü yönde etkileyeceğini savunmuşlardı.

1904’te Hetzel’in ölümünden sonra, Filistin dışındaki tüm olasılıklar hareket içerisindeki önemlerini yitirdi. Ancak, Hetzel’in ana siyasî taktiği, yani emperyalist bir merkezin güdümünde ve onun çıkarlarının hizmetinde bir Yahudi devleti kurma fikri ve bunun olası yerel direnişleri bertaraf edebilmek için tek yol olduğu sonucu Siyonist hareketin hiç çekincesiz kabul edilen en önemli ideolojik temeli oldu. Sömürgeci iktidar› ve emperyalizmi en kısa yoldan gözden ırak tutan ideolojik makyaj ise gelişme, ilerleme ve aydınlanmaydı. Filistin’de bir Yahudi devleti, Herze göre, “barbarlığın karşına dikilen uygarlığın bir ileri karakolu” olacaktı.
İngilizlerin 1917 yılındaki Kudüs işgali, Siyonizmin Filistin'de yer edinmesine hair plus ekilen saçlar ne zaman çıkar hair on plus imkan verirken, bunu takip eden süreçte etnik temizlik, sürgün, katliam, konut yıkımı, ayrımcı yasalar gibi yöntemlerle Filistinlilere sürekli zulüm uygulanmaya başladı. "…Osmanlı Hükümeti, kutsal mekânları yıkım ve tahribattan korumak için askerlerini kentten çekmiş ve bir takım yetkilileri Kutsal Kabir Kilisesi ve Aksa Camii gibi mekânlara göz kulak olmakla görevlendirmiştir. Sizin de benzer bir muamele göstereceğiniz umuduyla …" (İsa El Safari, Filistin El Arabiya)

Yukarıdaki mektup yazıldıktan sadece iki gün sonra, 11 Aralık 1917'de İngiliz General Edmund Allenby, Yafa Kapısı'ndan muzaffer bir edayla Kudüs'e girerek kenti işgal etti. Bu tarihi gelişme üzerine Allenby'nin "Haçlı Savaşları'nın artık nihayete erdiğini" söylediği rivayet edilir. Allenby'nin bu ifadesi bizlere, İngilizlerin Kudüs'e girişinin, Haçlı Savaşları'nın devamı niteliğinde ve bu süreci "başarılı" bir biçimde neticelendiren bir adım olduğunu hatırlatıyor. Allenby'nin sözlerinin, İngilizlerin Filistin'deki modern sömürge projesi ile 11. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında yaşanan Haçlı Savaşları arasında, kritik önem taşıyan, epistemik bir bağlantı ortaya koyduğu açık.

 

1948’den bu yana milyonlarca Filistinli topraklarından edildi, onbinlercesi İsrail saldırılarında öldürüldü. Filistin yaklaşık 100 yıldır yaşamak için mücadele ediyor. 


1948’den bu yana milyonlarca Filistinli topraklarından ediliyor ve mülteci kamplarında sefalet içinde yaşamak zorunda bırakılıyor.
İsrail ve Filistin arasında devam etmekte olan anlaşmazlıklar, bu topraklara barış, istikrar ve güvenlik sağlaması muhtemel müzakere umutlarını yok ediyor.


Silahlı güçler tarafından İsrail ordusuna ve sivil halka karşı gerçekleştirilen intihar saldırılarının yanı sıra İsrail ordusunun öldürdüğü binlerce Filistinli iki taraf arasındaki çatışmaları körüklüyor ve güven sarsıyor.

Sorunun kökeni ise Birinci Dünya Savaşı’na dek gidiyor.

1910'lar

1915-1916: Hüseyin-McMahon yazışmaları. Hicaz Valisi ve Mekke Şerifi Hüseyin ibn Ali’nin Kahire’deki Britanya Yüksek Komiseri Sir Henry McMahon’a gönderdiği mektuplardır.


Bu mektupta Ortadoğu’da Arapların bağımsızlığının sağlanması ve Britanya’nın Osmanlı Devleti unsurlarına karşı destekleyeceği ayaklanmalar yer alıyordu.


24 Ekim 1915’de Sir Henry McMahon’un bu mektuba cevaben gönderdiği satırlarda şu konulara değiniliyordu:
“Mersin ve Hatay sancaklarıyla; Şam, Humus, Hama ve Halep sancaklarının batısında bulunan Suriye vilayetinin parçalarının halis Arap olduğu söylenemez. Dolayısıyla önerilen hat sınırlardan çıkarılmalıdır.”


“Yukarıda belirtilen değişikliklerle ve Arap önderlerle olan anlaşmalarımızı peşin hükme tâbi tutmamak koşuluyla bu hat ve sınırları kabulleniriz.”


“Bu değişiklikler doğrultusunda Büyük Britanya, Mekke Şerifi’nin önermiş olduğu hat ve hudutlar içindeki bölgelerde, müttefiki Fransa’nın çıkarlarını da gözeterek, Arapların bağımsızlığını tanımaya ve desteklemeye hazırdır.”

16 Mayıs 1916: Sykes-Picot Antlaşması. Birinci Dünya Savaşı sonrası Britanya, Fransa ve Rusya arasında imzalanan bu gizli anlaşma, Ortadoğu’da nüfuz alanlarının paylaşılmasını öngörüyordu. Bu anlaşmanın Filistin’e ilişkin maddesinde Rusya ile bir istişarede bulunularak bu bölgede uluslararası bir yönetim kurulmasından bahsediliyordu. Araplar bu anlaşmayı Hüseyin-McMahon yazışmasına bir ihanet olarak görmektedir.


2 Kasım 1917: Balfour Deklarasyonu. Britanya Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, 2 Kasım 1917’de Siyonist hareketin lideri Lord Rothschild’e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir “Musevi devleti” kurulmasına ilişkin Britanya hükümetinin destek vereceğini belirtti. Böylelikle günümüz İsrail’inin Gazze Şeridi, Ürdün ve Batı Şeria’yı kapsayan sınırları çizildi.

Balfour Deklarasyonu’nda;

“Majestelerinin hükümeti, Filistin’de Museviler için milli bir yurt kurulmasını uygun görmektedir ve bu hedefin gerçekleşmesi için elinden geleni yapacaktır. Filistin’deki mevcut Musevi olmayan toplulukların sivil ve dini haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Musevilerin sahip oldukları hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır” ifadesi yer aldı.
1918: Birinci Dünya Savaşı sonrasında Şerif Hüseyin’in oğulları Suriye, Irak ve Şark’ül Ürdün’de (sonradan Ürdün) tahta geçtiler.

1920'ler 

24 Temmuz 1922:  Milletler Cemiyeti, Filistin’in Britanya manda yönetimi altına verilmesi kararı aldı. Siyonizme ilgisini belirten Britanya, Yahudi devleti kurma niyetini de dile getirdi.


1929-1939: Bu dönemde, Avrupa’daki faşizmin şiddetlenmesi ile birlikte yaklaşık 250.000 Yahudi Filistin’e göç etti.
1929: Ağlama Duvarı sebebiyle Müslümanlar ile Yahudiler arasında çatışmalar çıktı. 339 Yahudi (çoğu Araplar tarafından) ve 232 Arap (çoğu Britanya güdümündeki askerler tarafından) yaralanırken, 130 Yahudi ve 116 Arap öldü.
23 Ağustos 1929: Arap isyancılar El Halil’de 67 Yahudi’yi öldürdü.

1930'lar 

1930-35: İzzeddin El-Kassam önderliğinde İslami direniş örgütü Kara El, hem Britanyalı hem de Yahudi sivillere karşı saldırılar düzenledi.


1936-39: Filistin’e Yahudi göçünü protesto etmek için Kudüs Müftüsü önderliğinde gerçekleştirilen gösterilerde 5.000 Arap, Britanya askerleri tarafından, yüzlerce Yahudi de Araplar tarafından öldürüldü.

1940'lar 

22 Temmuz 1946: Siyonist örgüt Irgun, Kudüs’te Kral Davut Oteli’ni bombaladı. Otelde Britanyalı siviller ve Filistin askerleri bulunuyordu. 91 kişinin öldüğü bombalı saldırıda 41 Arap, 17 Yahudi ve başka ülkelerden 5 kişi hayatını kaybetti.


29 Kasım 1947: BM Genel Kurulu, Britanya mandasındaki Filistin’i, biri Arap diğeri de Yahudi olmak üzere ikiye bölmeye yönelik “çoğunluk planı” olarak bilinen tasarıyı sundu. Bu öneri Yahudiler tarafından kabul edilirken, Araplar tarafından reddedildi.


9-11 Nisan 1948: Deir Yasin Katliamı. Arap-İsrail Savaşı sırasında, Kudüs yakınlarında bulunan Deir Yasin köyünde Siyonist Irgun örgütüne bağlı militanlar tarafından kadınlar, çocuklar ve yaşlılar katledildi.


14 Mayıs 1948:  İsrail bağımsızlığını ilan etti. Britanyalılar Filistin’den geri çekildi. Mısır, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Irak ve Lübnan, İsrail’e savaş ilan etti. Mısır, Irak, Lübnan Ürdün ve Suriye, İsrail’i işgal etti.


15 Mayıs 1948: Nakba Günü. Filistinliler İsrail’in bağımsızlığı sonrası 15 Mayıs 1948’i, Nakba (Felaket) Günü ilan etti. İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesinin ardından 1949’a dek 900 bine yakın Filistinli yaşadıkları bölgelerden çıkmaya zorlandı.

Nisan 1949: İsrail ve Arap devletleri ateşkes ilan etti. Bu ateşkesin ardından İsrail, Birleşmiş Milletler’in daha önceden paylaştırmış olduğu topraklardan daha fazlasını almış oldu.

1950'ler 

26 Temmuz 1956:  Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır, Süveyş Kanalı’nı millileştirdiğini ilan etti. 29 Ekim’de İsrail, Britanya ve Fransa birlikleri bir saldırı düzenleyerek Sina Yarımadası’nı işgal ettiler. ABD ve Sovyetler Birliği’nin baskıları sonucunda bu birlikler geri çekilmek zorunda kaldı.

1960'lar 

Mayıs 1964: Arap Ligi tarafından Kahire’de kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü, hedefini silahlı direnişlerle İsrail’i yok etmek ve Akdeniz ile Ürdün Nehri arasında “Bağımsız Filistin Devleti”ni yeniden canlandırmak olarak açıkladı.


5 Haziran 1967: Altı Gün Savaşı. İsrail, Suriye, Mısır ve Ürdün’e saldırdı. Mısır’dan Sina Yarımadası’nı, Suriye’den Golan Tepeleri’ni, Ürdün’den Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı alan İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde yerleşimci programını başladı.


1968-1970: Yıpratma Savaşı. Altı Gün Savaşı’nda kaybettiği Sina Yarımadası’nı geri kazanmak isteyen Mısır “ateşkesi” tanımadığını belirterek İsrail’e karşı düşük yoğunluklu bir “Yıpratma Savaşı“na başladı. 7 Ağustos 1970’te ateşkes imzalandı ve sınırlar değişmedi.


2 Şubat 1969: Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne başkan olarak atandı.

1970'ler 

5 Eylül 1972: Münih Olimpiyatları sırasında 11 İsrailli sporcu ve bir Alman polisi “Kara Eylül” örgütüne mensup Filistinli bir grup tarafından öldürüldü.


6 Ekim 1973: Yom Kippur Savaşı. İsrail için kutsal bir gün olan “Kefaret Günü”nde Mısır ve Suriye orduları Altı Gün Savaşı’nda kaybetmiş oldukları Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri’ni geri almak için İsrail’e saldırdı. İlk başlarda Arapların lehine gelişen bu savaş daha sonra İsrail lehine sonuçlandı.


17 Eylül 1978: Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında Camp David Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre, İsrail askeri birliklerini Sina Yarımadası’ndan çekti ve böylece ilerde yapılacak olan Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne ilişkin müzakereler için bir barış ortamı yaratılmış oldu.


26 Mart 1979: Mısır ve İsrail arasında barış antlaşması imzalandı. Mısır, İsrail’i devlet olarak tanıyan ilk Arap devleti oldu. Bu anlaşmanın ardından, Arap Ligi Mısır’ın üyeliğini askıya alarak merkezini Tunus’a taşıdı.

1980'ler 

6 Ekim 1981: Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, “Mısır İslami Cihat” örgütü üyeleri tarafından düzenlenen suikast sonucunda Mısır’da askeri bir geçit esnasında hayatını kaybetti. Enver Sedat’a düzenlenen bu suikastın nedeni İsrail ile yaptığı barış antlaşmasıydı.


6 Haziran 1982: İsrail, FKÖ’nün sınırlarını tehdit ettiğini öne sürerek Lübnan’a saldırı düzenledi. Altı ay süren saldırılar sonucunda FKÖ Lübnan’ı terk ederek karargâhlarını Tunus’a taşıdı. FKÖ’nün Lübnan’da etkinliği devam etti ama hiçbir zaman 1982 öncesindeki gibi olmadı.


16 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla Katliamı. İsrail yanlısı aşırı sağcı Hıristiyan Falanjist milislerin Sabra ve Şatilla’daki mülteci kamplarına düzenlediği saldırıda 2 bin 750 Filistinli hayatını kaybetti.


Ağustos 1983: İsrail, Lübnan’ın büyük bir kısmından askerlerini çekti. Ancak Lübnan’ın güneyinde kendi ilan ettiği “güvenlik bölgesi”nde asker bulundurmayı sürdürdü.


25 Eylül 1985: Kıbrıs Larnaka’daki bir yatta 3 İsrailli öldürüldü. FKÖ’deki en büyük örgüt El Fetih’den olan “Güç 17” komandoları olayı üstlendi.


1 Ekim 1985: İsrail, Tunus’a yönelik “Tahta Bacak Operasyonu”nu gerçekleştirdi. Arafat’ı öldürmeyi hedefleyen saldırıda FKÖ’nün karargâhı hedef alındı. Operasyonda yaklaşık 60 kişi öldü.


8 Aralık 1987: Filistinliler ilk intifadaya (başkaldırı) başladı. Gazze Şeridi’nden başlayıp Batı Şeria’ya yayılan protestolar sivil itaatsizlik halini aldı ve genel grevler düzenlenerek İsrail ürünleri boykot edildi. Filistinlilerin bu protestolarına karşılık olarak İsrail göz yaşartıcı gazlar, plastik ve gerçek mermilerle karşılık verdi. Şeyh Ahmet Yasin, Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütünün Gazze kanadı olarak Hamas’ı kurdu.


15 Kasım 1988: FKÖ, Tunus karargâhından tek taraflı olarak “Filistin Devleti”ni ilan etti.

1990'lar 

30 Ekim 1991: Madrid’de Ortadoğu barış konferansı toplandı.


13 Eylül 1993: Oslo Antlaşması. FKÖ ve İsrail karşılıklı olarak birbirlerini tanıma konusunda anlaştılar.


25 Şubat 1994: El Halil Katliamı. Amerikan asıllı İsrailli yerleşimci Baruch Goldstein, ramazan ayında İbrahim Camii’nde ibadet etmekte olan 29 Filistinliyi öldürdü, 125’ini ise yaraladı.


26 Ekim 1994: İsrail ve Ürdün 45 yıllık düşmanlığa son veren barış antlaşmasını imzaladı. İsrail Kudüs’te, Müslümanlar için kutsal bölgelerde Ürdün’ün özel rolünü kabul etti.


4 Kasım 1995: İsrail Başbakanı İzak Rabin, İsrailli aşırı sağcı bir Yahudi öğrenci olan Yigal Amir tarafından öldürüldü. Yigal Amir bu cinayetin gerekçesi olarak İzak Rabin’in “Ortadoğu Barış Planı”nı gösterdi. Şimon Peres Başbakan oldu.

2000'ler 

20 Temmuz 2000: İsrail Başbakanı Ehud Barak ve FKÖ Başkanı Yaser Arafat’ın ABD Başkanı Bill Clinton’ın ev sahipliğinde biraraya geldiği Camp David Zirvesi’nde, İsrail ile Filistin arasında devam eden çatışmalara son vermek amacıyla “nihai statü” belirlenmeye çalışıldı. Arafat, ABD ve İsrailli arabulucuların önerilerini kabul etmeyi reddetti. Bir anlaşmaya varılamadı.


28 Eylül 2000: İsrail’de Likud Partisi’nden Ariel Şaron, Kudüs’te Mescid-i Aksa’yı ziyaret edince Filistinliler bunu kışkırtma olarak nitelendirdi ve protestolar sonrası İkinci İntifada başladı.


6 Şubat 2001: Ariel Şaron, Likud Partisi lideri olarak seçildi ve İsrail Başbakanı oldu. Yaser Arafat ile müzakerelere devam etmeyi reddetti.


1 Haziran 2001: Hamas üyesi intihar eylemcisi, bir gece kulübüne saldırdı. Saldırıda çoğu genç 21 İsrailli hayatını kaybederken 100 kişi de yaralandı.


17 Ekim 2001: İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi, Kudüs’te Filistin Halk Kurtuluş Cephesi grubu üyeleri tarafından vurularak öldürüldü.


Aralık 2001: Ariel Şaron, Ramallah’a asker gönderdi. Filistin hükümetinin Batı Şeria’da bulunan karargâhları kuşatıldı ve topa tutuldu. Arafat bölgeden çıkamadı.


27-28 Mart 2002: Önde gelen Arap devletlerinin biraraya geldiği Beyrut Zirvesi’nde İsrail - Filistin meselesi tartışıldı. Zirveye Arafat katılmadı.


Zirvede İsrail’e, 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu topraklardan çekilmesi, başkenti Kudüs olan Filistin devletini tanıması ve 3 milyon 800 bin mülteciye geri dönüş hakkı vermesi karşılığında normal ilişkiler kurulması teklif edildi.


29 Mart 2002: İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana en büyük askeri operasyonunu (Koruyucu Duvar Operasyonu) başlattı. İsrail aynı yıl Batı Şeria’da bir ayırıcı duvar inşa etmeye başladı.


22 Mart 2004: Hamas’ın kurucularından Şeyh Ahmet Yasin’e suikast düzenlendi. Şeyh Yasin İsrail saldırı helikopterlerinden açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.


17 Nisan 2004: Hamas’ın Şeyh Ahmed Yasin’den sonraki lideri Abdülaziz El-Rantisi İsrail güçleri tarafından öldürüldü.


9 Temmuz 2004: Uluslararası Adalet Divanı, Batı Şeria’yı çevreleyen “ayırıcı duvar”ın uluslararası hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı ve yıkılması gerektiğini bildirdi.


11 Kasım 2004: Yaser Arafat öldü.


9 Ocak 2005: Mahmud Abbas Filistin Ulusal Yönetimi Devlet Başkanı seçildi.


10 Ocak 2005: Ariel Şaron, Birleşik Torah Yahudileri Partisi ve İşçi Partisi ile ulusal birlik hükümeti kurdu.


Ağustos 2005: İsrail tek taraflı olarak Gazze ve Batı Şeria’nın bir bölümünden çekilme planını tamamladı.


25 Ocak 2006: Filistin genel seçimlerinde Hamas oyların çoğunu aldı. ABD, İsrail ve birçok Avrupa ülkesi Filistin’e yardımlarını kestiler. 


25 Haziran 2006: Filistinliler Gazze Şeridi’ni geçerek onbaşı Gilad Şalit’i esir aldılar. İki İsrail askeri öldü, dört asker ise yaralandı.
Eylül 2006: Gazze Şeridi’nde El Fetih - Hamas çatışması. 


1 Ekim 2006: Başlayan yeni şiddet dalgası sonucu, Hamas ve El Fetih arasındaki grup çatışmasında 8 kişi öldü.


13 Kasım 2006: Müzakereler sonucunda Hamas ve El-Fetih, iki hareketin de dışında kalacak bir kişinin başkanlığında birlik hükümeti kurma konusunda uzlaştılar. Parti üyesi olmamasına karşı Hamas’a yakınlığı ile bilinen Gazzeli akademisyen Muhammed Shbeir başkanlık teklifini kabul etti.


Ekim 2006: Hamas - El Fetih anlaşmazlığının çözümü için arabulucu nitelikte birçok toplantı yapıldı. Mısır ve Katar, her iki tarafla görüşme yapmak için dışişleri bakanlarını gönderdi. İslami Cihat ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi Filistinli gruplar, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların sona ermesi için arabuluculuk yaptılar.


15 Aralık 2006: Hamas, lideri İsmail Haniye'ye yönelik saldırıdan El-Fetih’i sorumlu tuttu.


16 Aralık 2006: Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas devam eden krizin aşılabilmesi için seçimlerin yenilenmesi çağrısında bulundu.


21 Ocak 2007: Mahmud Abbas, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’in daveti doğrultusunda Şam’da Hamas lideri Halid Meşal ile görüştü.


30 Ocak 2007: 32 Filistinlinin ölümüne sebep olan çatışmaların ardından, Mısır’ın arabuluculuğunda Hamas ve El Fetih ateşkes ilan etti. Her iki taraf da görüşmeler için Suudi Arabistan’ın Mekke’ye davetini kabul etti.


8 Şubat 2007: Hamas ve El Fetih, aralarındaki anlaşmazlığa bir son verme ve koalisyon kurma konusunda anlaştı. Bu anlaşma doğrultusunda Batılı güçlerin uyguladığı ağır yaptırımların kaldırılması ümit edildi.


9 Şubat 2007: Ortadoğu Dörtlüsü (ABD, AB, Rusya, BM) Suudi Arabistan’ın, Filistin’de Ulusal Birlik Hükümeti kurma çalışmalarına verdiği desteği memnuniyetle karşıladı. Ancak daha sonra İsrail’i tanımak için uluslararası taleplere uyulması gerektiğini, şiddete son verilmesini ve daha önceden imzalanan barış anlaşmalarına sadık kalınmasını dile getirdi.


15 Şubat 2007: İsmail Haniye ve kabinesi istifa etti. Ancak Haniye daha sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından tekrar göreve atandı ve Filistin’de Ulusal Birlik Hükümeti kurma süreci başladı.


15 Mart 2007: Filistinliler hükümet kurma konusunda anlaştılar.


17 Mart 2007: Yeni Filistin hükümeti, Gazze’de ilk kabine toplantısını gerçekleştirdi. Bakanlar toplantıya Batı Şeria’daki Ramallah’dan video konferans ile katıldı.


Mart 2007: İsrail, uluslararası taleplere uygun hareket edilmediğini öne sürerek koalisyon hükümeti ile görüşmeyi reddetti.


Mart 2007: Gazze’de Hamas - El Fetih çatışmasında bir El Fetih üyesi öldü, yedi kişi yaralandı. Bu, birlik hükümetinin kuruluşunun ardından meydana gelen ilk çatışma oldu.


Nisan 2007: ABD güvenlik harcamaları için Mahmud Abbas’a 60 milyon dolar para yardımında bulundu. Bu para, Gazze’de bulunan ticaret yollarının güvenliğini sağlamanın yanı sıra lojistik ve iletişimi destekleme amaçlı kullanılacaktı. 


Mayıs 2007: İsrail, Gazze’de beş hava saldırısı gerçekleştirdi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert saldırıların devam edeceğini belirtti.


Haziran 2007: Mahmud Abbas, Batı Şeria ve Gazze’de olağanüstü hal ilan etti. Hükümeti lağvederek geçiş dönemi için olağanüstü hal hükümeti kuracağını da açıklayan Abbas, hükümeti kurma görevini ise Maliye Bakanı Salam Fayyad’a verdi. Hamas bu hükümette yoktu.


Haziran 2007: Filistin’e uygulanan yardım ambargosu kaldırıldı. ABD ve Avrupa, Filistin’e yardım etmeye başladılar. Mahmud Abbas, İsrail’le barış görüşmelerini sürdüreceğini dile getirdi.


Kasım 2007: Hamas Gazze’de etkinliğini sürdürürken ABD Başkanı George Bush Annapolis’de Filistin - İsrail barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı.


23 Ocak 2008: Gazze’den İsrail’deki sınır kasabalarına durmaksızın düzenlenen roket saldırıları sonucunda, İsrail’in Mısır’ın da desteğini alarak başlattığı ablukaya daha fazla dayanamayan Gazzeliler, Refah sınırındaki duvarları yıkarak temel ihtiyaçlarını satın alabilmek için Mısır tarafına geçtiler. 11 gün sonra, 3 Şubat’ta Mısır güvenlik güçleri geçişleri yasakladığında, toplamda 800.000’e yakın Gazzeli Mısır’a girip çıkmıştı.


28 Şubat - 3 Mart 2008: İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 117 Filistinli hayatını kaybetti, 200 Filistinli de yaralandı. Yaklaşık 800 Filistinlinin evi tahrip edildi.

14 Nisan 2008: Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’nin askeri kanadının lideri İbrahim Ebu İlba İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybetti.


19 Haziran 2008: Mısır’ın arabuluculuğunda gerçekleşen müzakereler sonucu Hamas ile İsrail arasında altı aylık ateşkes imzalandı. Hamas roket atmama, İsrail de Gazze’ye yönelik ambargoyu kaldırma ve suikastları durdurma sözü vermişti.


19 Aralık 2008: Hamas ile İsrail arasındaki altı aylık ateşkes sona erdi. Ateşkes sürecinde ambargo hafifletilmediği gibi saldırılar azalsa da kesilmedi.


27 Aralık 2008: Roket saldırılarını gerekçe gösteren İsrail, mezuniyet töreninin yapıldığı bir polis merkezini vurarak aralarında Hamas’ın üst düzey güvenlik görevlilerinin de bulunduğu 140 polisi öldürdü ve Gazze Şeridi’nde “Dökme Kurşun Operasyonu”na başladı. 60 savaş uçağının katıldığı operasyonun sadece ilk saatlerinde 200’ü aşkın Filistinli hayatını kaybetti.


31 Aralık 2008: İsrail Ortadoğu Dörtlüsü’nün ateşkes çağrısını reddetti.


1 Ocak 2009: İsrail uçakları Hamas’ın üst düzey liderlerinden Nizar Rayyan’ı evini bombalayarak öldürdü.


3 Ocak 2009: İsrail, Gazze Şeridi’nde kara operasyonuna başladı.


9 Ocak 2009: Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın görev süresi fiilen doldu. Ancak başkanlık seçimleri ertelendi.


15 Ocak 2009: Hamas hükümetinin İçişleri Bakanı Said Siyam, oğlu, erkek kardeşi ve ailesi ile birlikte İsrail’in füze saldırısında hayatını kaybetti.


16 Ocak 2009: Gazze’ye silah kaçakçılığının önlenmesi konusunda ABD ve İsrail dışişleri bakanları arasında bir anlaşma imzalandı.


18 Ocak 2009: 22 gün süren operasyonun ardından İsrail ateşkesi kabul ederek yerle bir ettiği Gazze Şeridi’nden çekilmeye başladı. Çekilme işlemi 21 Ocak’ta tamamlandı.


10 Şubat 2009: İsrail’de genel seçimler yapıldı. Tzipi Livni’nin Kadima Partisi Binyamin Netanyahu’nun Likud Partisi’nden bir milletvekilliği fazla çıkarsa da sağ partilerin çoğunluğu alması nedeniyle hükümeti kurma görevi Netanyahu’ya verildi. 31 Mart’ta Likud Partisi’nin aşırı sağ partilerle kurduğu koalisyon hükümeti İsrail meclisinden güvenoyu aldı.


14 Ağustos 2009: Gazze’nin Refah bölgesinde Hamas’a bağlı güvenlik güçleri ile El Kaide’yle bağlantısı bulunduğu iddia edilen Cünd-ü Ensarullah grubu arasında çıkan silahlı çatışmada, örgüt liderinin de aralarında bulunduğu 22 kişi öldü, en az 100 kişi yaralandı. Cünd-ü Ensarullah, Gazze’de bir “İslami Emirlik” ilan etmiş ve Hamas’ı dinden uzaklaşıp Batı’ya yanaşmakla suçlamıştı.


5 Kasım 2009: İsrail’in, Gazze’ye yönelik “Dökme Kurşun Operasyonu”nda orantısız güç kullanması nedeniyle savaş suçu işlemekle itham edildiği Goldstone Raporu, BM Genel Kurulu’nda kabul edildi.


13 Kasım 2009: 24 Ocak 2010’da yapılması planlanan devlet başkanlığı ve meclis seçimleri, Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi’nde oylama işleminin gerçekleşemeyeceği gerekçesiyle Filistin Seçim Komisyonu tarafından ertelendi.

2010'lar 

6 Ocak 2010: 6 Aralık’ta Britanya’dan yola çıkan ve insani yardım malzemesi taşıyan “Filistin’e Yol Açık” konvoyu, uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından Gazze’ye ulaştı.


19 Ocak 2010: Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın kurucularından ve komutanlarından Mahmud el-Mebhuh, Dubai’de kaldığı bir otelde Mossad ajanları tarafından boğularak öldürüldü.


31 Mayıs 2010: “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” sloganıyla yola çıkan Gazze’ye Özgürlük Filosu’na İsrail donanması uluslararası sularda saldırdı. Mavi Marmara gemisindeki 9 Türk yardım gönüllüsü öldürüldü, 50’yi aşkın gönüllü de yaralandı.
Haziran 2010: Mavi Marmara katliamının ardından artan uluslararası baskılar karşısında Mısır, Refah Sınır Kapısı’nı üç yıl sonra süresiz olarak açarken; İsrail de 20 Haziran’da ambargoyu hafifletme kararı alarak Gazze’ye girebilecek malların listesini yeniledi.


2 Eylül 2010: İsrail’in Gazze’ye saldırması üzerine Aralık 2008’de rafa kaldırılan doğrudan barış müzakereleri, Filistin lideri Mahmud Abbas ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından Washington’da yeniden başlatıldı.


22 Eylül 2010: BM İnsan Hakları Konseyi yayınladığı raporda, İsrail’in 9 Türk’ün ölümü ile sonuçlanan Mavi Marmara baskınını “yasadışı, orantısız ve kabul edilemez gaddarlık” olarak nitelendirdi ve Filistin toprağına deniz ablukası uygulamasının “yasadışı” olduğunu belirtti.


Eylül 2011: İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir hafta boyunca düzenlediği hava saldırılarında 18 Filistinli yaşamını yitirdi.

23 Eylül 2011: Filistin Yönetimi, Birleşmiş Milletler'e tam üye ‘devlet’ statüsü kazanmak amacıyla BM Genel Sekreteri Ban ki-Mun'a başvurdu.


12 Ekim 2011: İsrail ve Hamas, beş yıldır esir olan asker Gilad Şalit ve binden fazla Filistinli mahkumun serbest kalması için anlaştı.


31 Ekim 2011: Filistin, UNESCO Genel Konferansı'nın kararı ile kurumun 194'üncü üyesi oldu.


1 Kasım 2011: ABD, Filistin'in UNESCO'ya üyelik başvurusu kabul edilince, örgüte Kasım 2011'de yapmayı planladığı 60 milyon dolarlık ödemenin iptal edildiğini duyurdu.


18 Aralık 2011: İsrail, Hamas ile Ekim 2011'de yaptığı esir değişim anlaşmasının ikinci aşaması çerçevesinde, kendi seçtiği 550 tutukluyu serbest bıraktı.


23 Aralık 2011: Filistinli gruplar Fetih ve Hamas, uzun süren fikir ayrılıklarının ardından birleşme yolunda önemli bir adım attı. Mısır’ın başkenti Kahire’de yapılan görüşmelerin ardından Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütü bünyesine katılma kararı aldı.


13 Mart 2012: İsrail'in, Gazze Şeridi'nde dört gün boyunca düzenlediği ve 25 Filistinlinin öldüğü operasyonlar sonrasında, taraflar Mısır'ın arabuluculuğunda anlaşmaya vardı.


21 Mayıs 2012: Gazze Şeridi'ni 2007 yılından bu yana kontrolü altında tutan Hamas ile Filistin Kurtuluş Örgütü şemsiyesi altındaki en büyük grup Fetih, Filistin'de hükümet kurulması konusunda ilk adımı attı.


28 Ağustos 2012: İsrail'de bir mahkeme, 2003'te Gazze Şeridi'nde bir buldozer tarafından ezilerek hayatını kaybeden Amerikalı aktivist Rachel Corrie'nin ailesinin açtığı davada, orduyu suçsuz buldu.


30 Kasım 2012: BM Filistin’e, BM’de üye olmayan gözlemci devlet statüsünü verme kararını aldı. BM Genel Kurulu’ndaki oylamada BMGK’nın beş daimi üyesinden Fransa, Rusya ve Çin bu kararı desteklerken İngiltere çekimser kaldı ABD ise hayır oyu kullanmıştı.


7 Temmuz 2014: İsrail Gazze’ye yönelik 51 gün sürecek saldırılarını başlattı. Saldırılarda 530’u çocuk 302’si kadın 2 bin 100’den fazla Filistinli öldü, 10 binden fazla Filistinli de yaralandı. İsrail tarafında ise 64’ü asker 70 İsrailli öldü, 720 İsrailli de yaralandı.


01 Nisan 2015: Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) resmen üye oldu.


25 Haziran 2015: Filistin, UCM’ye İsrail hakkında suç duyurusunda bulundu. Filistin yönetimi, biri İsrail’in son Gazze savaşı diğeri ise yasadışı yerleşim faaliyetleri ile ilgili mahkemeye iki ayrı dosya sunmuştu.


30 Kasım 2016: 30 Kasım 2016: Rusya, israil-Filistin sorunu konusunda açıklama yaptı. Putin, israil-Filistin müzakerelerine yeniden başlanması çağrısı yaptı ve 1967 sınırlarına tabi ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini vurguladı.


23 Aralık 2016: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, israil’in işgali altındaki Filistin topraklarında yasadışı tüm yerleşim faaliyetlerini ‘‘hemen ve tamamen’’ durdurmasını öngören karar tasarısını kabul etti. Güvenlik Konseyi üyesi 15 ülkeden 14'u karar tasarısı için ‘evet’ oyu verirken, veto hakkı bulunan ancak bu hakkı kullanmayan ABD 'çekimser' oy kullandı. israil BMGK'nın kararına uymayacağını açıklarken ABD'ye çok sert tepki gösterdi. 


6 Şubat 2017:‹İsrail Meclisi Knesset, Bat fieria'da Filistinli vatandaşların özel arazileri üzerinde inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerini yasallaştıran ve bunların yıkılmasına izin vermeyen bir kanun tasarısını onayladı.


1 Mayıs 2017: Gazze yönetimini elinde bulunduran HAMAS, kuruluş belgesinde tamam› yer almayan ancak yıllar içinde izlediği politikalar› içeren yeni bir siyaset belgesi yayınladı.

14 Temmuz 2017: israil polisi üç gündür ibadete kapalı tuttuğu Mescid-i Aksa’nın kapılarına metal detektörleri kurdu. israil polisi tarafından kapalı tutulan Harem-i Şerif’in kademeli olarak açılacağının açıklanmasının ardından kapılara metal arama detektörleri yerleştirildi.


25 Temmuz 2017: israil güvenlik kabinesi, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın girişine yerleştirilen metal arama detektörlerinin kaldırılmasını kararlaştırdı.


12 Ekim 2017: Hamas ve Fetih Hareketi heyetleri, Mısır'da devam eden müzakereler kapsamında, Filistin’deki bölünmüşlüğü bitiren ‘‘uzlaşı anlaşmasını’’ imzaladı.


6 Aralık 2017: ABD Başkanı Trump, israil'in başkenti olarak Kudüs’ü tanıdıklarını belirterek, israil ABD Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyacaklarını açıkladı.


13 Aralık 2017 Amerika Birleşik Devletleri'nin 6 Aralık'ta Kudüs’ü israil'in başkenti olarak tanıdığını açıklaması üzerine istanbul'da toplanan islâm işbirliği Teşkilatı (‹‹T) üyeleri ortak bir bildiri yayınlayarak Doğu Kudüs'ü, ‘‘Filistin'in işgal altındaki başkenti’’ olarak tanıdığını açıkladı.


18 Aralık 2017 Mısır tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunulan ve ABD Başkanı Donald Trump'a Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı Washington tarafından veto edildi. Konseyin diğer 14 üyesi ise tasarıya destek verdi.


19 Aralık 2017: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin vetosu nedeniyle reddedilen Kudüs tasarısıyla ilgili “Tasarıyı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na taşıyacağız” açıklaması yaptı.


20 Aralık 2017: Kudüs’ü israil’in başkenti olarak tanıyan ve israil’deki Amerikan Büyükelçiliği’ni, Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacağını açıklayan ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin öncülüğündeki tasarıya destek verecek ülkeleri tehdit ederek, maddi yardımı kesebileceklerini söyledi.


21 Aralık 2017: Birleşmiş Milletler ’de (BM) ABD’nin Güvenlik Konseyi’nde veto ettiği Kudüs tasarısı, Türkiye ve Yemen’in talebiyle Genel Kurul’da oylandı ve 128 oyla kabul edildi. Karada, BM üyesi tüm devletlere “Kudüs’te diplomatik misyon kurmaktan kaçınma” çağrısı yapıldı. 193 üyeli BM’de yapılan oylamada 9 ülke tasarının aleyhinde oy kullanırken, 35 ülke de çekimser kaldı. ABD ve israil ile birlikte tasarıya karşı çıkan ülkeler Guatemala, Honduras, Togo, Micronezya, Nauru, Palau ve Marshall Adalar›. Çekimser kalan ülkeler arasında ise Arjantin, Avustralya, Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Letonya, Meksika, Filipinler ve Romanya da var. 

Fuat Kozluklu kimdir ?

Günümüzde televizyonda haber sunuculuğu yapan Fuat Kozluklu, 1982 yılında Malatya’da yerel GÖRÜŞ gazetesinde mesleğe başladı. Çok sayıda tarihi olaya haberciliğinin yanı sıra foto muhabiri ve kameraman olarak da tanıklık etti. 15 yıla yakın süre Washington’da Türk basını ve ABD medyası için çalıştı. Türkiye ile ABD ve Kazakistan’da birçok üniversitede öğretim görevlisi olarak deneyimlerini paylaştı.

Kaynak: Bilimevi Dış Politika Dergisi, Sayı: 3
 

Etiketler : #1915’ten   #günümüze   #Filistin   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN