İLKHA’nın haberine göre, başörtüsü taktığı gerekçesiyle sürgün edilen küçük Ece’nin babası Murat Özel’in AK Parti Genel Merkezi Halkla İlişkiler Başkanlığına yaptığı başvurunun cevaplandırılmasının ardından, Diyarbakır Valiliği İnsan Hakları İl Kurulu Başkanlığına da yapılan başvurunun cevap geldi.

Ece’nin babası Murat Özel’in 05 Şubat 2010 tarihli başvurusundaki; “2009–2010 öğretim yılına; başörtüsüyle öğrenimini görmek isteyen kızım Ece Nur Özel, okulundan sürgün edilerek, psikolojik baskılara maruz kalmıştır. Halen başörtüsüyle okuluna devam etmekte olan kızımın hakkı olan eski okuluna gönderilmesi, baskılara son verilmesi, din ve vicdan hürriyeti çerçevesinde haklarımızın engellenmemesi için müdahil olmanız ivedi olarak gerekmektedir. Yapılacak ve hazırlanacak raporların tarafımıza sunulmasını talep ediyorum” şeklindeki talebi Valilik tarafından cevaplandırıldı.

VALİLİĞİN CEVABI

Başvurunun değerlendirildiği ve yönetmeliklerinde belirtilen görevlerine dikkat çekilerek herhangi bir işlemin yapılmadığının belirtildiği cevabı yazıda şunlar kaydedildi:

“Başkanlığımıza yapmış olduğunuz ilgi tarihli başvurunuz 05. 03. 2010 tarihli toplantıda değerlendirilmiş olup, başvuru konunuzun, 23. 11. 2003 tarih ve 25298 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikte belirtilen İl Kurullarının görevi dışında olduğundan herhangi bir işlem yapılamamıştır.”

Cevabı yazı, Diyarbakır Valiliği İnsan Hakları İl Kurulu Başkanlığının temel hak ve özgürlüklere yaklaşımını da gözler önüne serdi. Başında “İnsan Hakları” gibi insanın bütün doğuşsal haklarını korumayı esas alması gereken önemli bir terimi kullanan devletin valiliği, söz konusu terimin içeriğinin aksine hareket etmiş olmakla kalmadı, aynı zamanda, dikkat çektiği kendisine ait “yönetmeliğin” de dışına çıktı.

Bu cevabıyla, Diyarbakır Valiliği İnsan Hakları İl Kurulu Başkanlığı, başını örtmediği gerekçesiyle kız çocuğuna yönelik “Ayrımcılık Yasağı”nı, bu ayrımcılıkla ilgili babası Murat Özel’in “Bilgi Edinme Hakkı”nı, 12 yaşındaki bir çocuğun “Çocuk Hakları”nı, İslami inancı gereği başını örten Ece’nin “Din ve Vicdan Hürriyeti”ni ve “zorunlu eğitim” ilkesine rağmen “Eğitim ve Öğrenim Hakkı”nın gasp edilmek istenmesini görmemezlikten gelerek kendisiyle çelişti.

(M. Salih Keskin – İLKHA)