Genç Birikim Ekim sayısı çıktı

Genç Birikim dergisinin Ekim sayısı "Esad Rejimi Siyonist İsrail'in Güvencesidir" manşeti ile çıktı.

16-10-2012


 

Derginin Genel Yayın Yönetmeni Ali Kaçar, “Suriye, Direniş Cephesinde Mi?” başlıklı yazısında; Hafız Esad’ın Hama Katliamı dışında gerçekleştirdiği ihanet ve zulümlere ilave olarak; Golan Tepelerinin Kaybedilmesi!; Kara Eylül Katliamı, Tel Zaatar’daki Katliam!'lardan bahsettikten sonra “Esad rejiminin düşmesi durumunda direniş cephesinin çökeceği" yönündeki iddiaların doğru olmadığını, tam tersine Ortadoğu’daki direniş cephesinin, Siyonist İsrail’e ve emperyal Batılı ve Doğulu devletlere karşı daha da güçleneceğini, çünkü ilk defa, bu Siyonist ve emperyal işgalci güçlerin karşısında halkın iradesiyle işbaşına gelmiş yeni yönetimlerin olacağını, bu yönetimlerin ise, asla eski diktatörlükler gibi Siyonist İsrail ya da Batı yanlısı politikalar izlemeyeceklerini, üstelik bu yeni yönetimlerin, İslami olmasalar bile, yine de Siyonist İsrail’in ve emperyal işgalci devletlerin uykularını kaçırmaya yeteceğini ifade ettikten sonra şu ifadeleri kullanıyor:“Esad rejimini devirmek için Suriye halkı korku duvarını aşmıştır. Bu korkusuzluğunun ve fedakârlık ruhunun ilerde Siyonist İsrail’e ve diğer emperyal işgalci güçlere karşı yönelmesi için hiçbir engel yoktur. Suriye halkı, Esad rejimini devirmek için gösterdiği büyük cesaretin ve ödediği büyük bedelin aynısını pekâlâ hem Siyonist İsrail’e ve hem de diğer işgalci güçlere karşı gösterebilir.”

Sapık film yapımcılarına küfretmekle, sağı-solu yakıp-yıkmakla Hz. Peygamber ve O’nun sünneti anlaşılmaz…

Süleyman Arslantaş “Peygamber’i Anlamak ve Gerçekler!” başlıklı yazısında şu noktaların altını çiziyor: “Peygamberler geldikleri toplumların öncelikle davranış bozukluklarına bakmazlar. Zira onlar davranış bozukluklarının; insan hayat ve kâinat gerçeğine şaşı baktıklarından kaynaklandığını bilirler. Bu nedenledir ki, o kutlu nebi’ler, resuller önce geldikleri toplumun-toplumların insan, hayat ve kâinat hakkındaki telakkilerini değiştirirler. Zira insanın eşyaya bakışı ve yaşayışı, hayat hakkındaki telakkileri ile şekillenir. Aslında bu günün dünyasında öncelikle; ‘Ben de Müslümanlardanım’ diyenlerin kavramlarını, hayata, eşyaya bakışlarını yeniden gözden geçirmeleri gereklidir. İsmen  müslümanlarız, namaz da kılıyoruz. Ama ne Müslümanlığımız ne de namaz ve diğer ibadetlerimiz bizi kötülüklerden ve hatta Allah’ın bazı sıfatlarını inkârdan alıkoymuyor. Allah’ın Rab’lık sıfatı ne manaya geliyor, bunu hiç düşünmüyoruz, Rezzak sıfatından habersiziz. Oysa Hz. Peygamber, geldiği toplumda bilinen ve fakat yanlış değerlendirilen Allah inancını ve O’na kavuşma, O’nu razı etme anlayış, inanış ve eylemini ortaya koymuştu. Sapık film yapımcılarına küfretmekle, sağı-solu yakıp-yıkmakla Hz. Peygamber ve O’nun sünneti anlaşılmaz…"

Raid Salah röportajı

Genç Birikim Dergisinin 48 topraklarındaki İslami hareketin kurucusu ve lideri olan Raid Salah ile gerçekleştirdiği röportajda Salah; “İran olmasaydı Suriye rejiminin aylar öncesinden düşmüş olacağını", fakat İran’ın hem askerleriyle, hem parasıyla, hem de silahıyla Suriye rejimini desteklediğini, İran’ın, Irak devleti üzerinde de ciddi etkisinin olduğunu, şuanda Irak’ı halkın yönetmediğini, Irak’ı tamamen İran’ın yönettiğini, Irak devlet başkanı Maliki’nin de istediği gibi devlete hakim olamadığını, çünkü İran’ın, Irak’a tamamen müdahil olup istediği gibi yönetmeye çalıştığını, Irak’ta, İran’ın yönlendirdiği Mehdi ordusu ve İran ordusunun bulunduğunu, bu orduları İran’ın, Esad rejimine destek amacıyla Suriye’ye gönderdiğini, sadece Esad’ın ordusunun değil, şuan Suriye halkını İran’ın da katlettiğini, Irak’taki İran’ı destekleyen grupların da Suriye halkını katlettiğini, bir Müslüman olarak, Keşmir’deki, Arakan’daki ve Suriye’deki Müslümanların bizim kardeşimiz olduğunu, onlara bir şey olursa bize de bir şey olmuş sayılacağını, onun için Suriye meselesinin de bizim meselemiz olduğunu, bundan dolayı İran’ın Suriye konusundaki tavrına razı olmadığımızı, İran’ın bu tavrından tamamen vazgeçmesi gerektiğini ve Suriye halkını katletmeyi terk etmesi gerektiğini” anlatıyor.

Ubeydullah Toprak “Şehâdetinin 46. Yılında Büyük Dâvâ Adamı: Şehid Seyyid KUTUB” başlıklı yazısında; “Seyyid Kutub’un; “Dinin sadece ibadet ve merasimlerden ibaret olmadığı; yeryüzünde adaleti tesis etmek ve zulme başkaldırmak esası üzerine kurulu bir yaşam biçimi olduğu, adaletsizliğe ve zulme sebep olanın Suret-i Hak’tan bile görünse tağut olduğu, tağuta itaatin şirk olduğu, onu ortadan kaldırıncaya kadar mücadele vermenin Müslüman olmanın gereği olduğu” söyleminin yeni bir mücadele fıkhı oluşturduğunu vurgulamış.

İsa Memişoğlu “İslâmi Eğitim Ya Da Yeni Bir Yaşam Tarzı Oluşturma Üzerine” başlıklı yazısında, bu derdin dermanının biz Müslümanlarda olduğunu, özellikle İslami camiaların hep beraber hantallaşmış hantallaştıkça çevresine kötü kokular yayan milli eğitim sistemine alternatif oluşturmaları gerektiğini, artık Müslümanların da eğitim kurumları olması gerektiğini ifade ettikten sonra yazısını şu temennilerle bitiriyor: “Batı’nın vahşi çarkının dönmesine hizmet eden milli eğitime destek veren kurumlar olmamalıyız, her şeyi ile İslam’a hizmet eden eğitim kurumları kurmalıyız, yani 21. yüzyılın Ashab-ı Suffa’sı misali, İslam’a adam yetiştirecek kurumlar kurmalıyız… Ey Müslüman eğitimciler, öğretmenler, öğrenciler İSLÂM’A ait bir eğitim sistemi oluşturmanın hayalini kurmaya; bunun gerçek olması için çalışmaya var mısınız?”

Etiketler : #Genç   #Birikim   #Ekim   #sayısı   #çıktı   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN