İbrahim olup en sevdiğimizi Allah’a kurban edebilme bilinci

Bedenlerden çok daha önemli olan beyinler, gönüller tâğutlara, beşerî ideolojilere, zâlim düzenlere kurban ediliyor. Doğru kurban anlayış ve uygulamasının sonu cennet, yanlış kurban anlayışının sonu da zillet ve âhirette de dehşet.

01-09-2017


Kurban; İslâm’ın şiarlarından biri… 

Kurban; anlamı, insanı Allah’a yaklaştıran şey… 

Allah’ın rızâsına, O’nun sevgisine yükselten, takvâ duygusunu zenginleştiren, gönlü Allah’a bağlayan, fedâkârlık simgesi… Allah için vazgeçemeyeceğimiz hiçbir şeyin olmadığının ve O’na her şeyimizi fedâ edebileceğimizin göstergesi…

Kurban anlayışı, hemen bütün dinlerde mevcut bir ritüel, İlâh’a takdim edilen hediye…

Halkın “ben sana kurban”, “canım sana kurban”, “kurbanın olam” şeklinde muhâtabına aşırı sevgisini ifade ettiği en anlamlı kelime… 

Nice bâtıl dinde tanrıların gazabını gideren tanrı yiyeceği sayılmış, bazı dinlerde insan ve eşya da kurban kabul edilmiş. Hâlâ heykellerin önüne et değilse de ot konulması bu yanlış kurban anlayışının uzantısı… 

Günümüzde düzen tanrısına vatandaşın, madde tanrısına mâneviyatın, sanat(çı) tanrısına hayran kitlelerin, futbol(cu) tanrısına fanatiklerin, diploma denen kâğıttan tanrıya gençliğin, para denen ve insanı paralayan bol sıfırlı tanrıya koca bir ömrün, moda tanrısına modern insanın, seks tanrısına nesillerin, Batı tanrısına Doğunun, dünya tanrısına âhiretin kurban edildiği bir vâkıa. Bütün bu kurban isteyen güçler sanal, ilâhlık da sahte. Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına tüm hücreleriyle iman ve şehâdet eden muvahhid mü’min, Allah’tan başka kendisi için kurban edilecek ve kurban olunacak hiçbir varlık kabul edemez. Tek güç kaynağı olan mutlak kudret sahibine kurban bilinciyle adanmadan, harcanmaktan ve esaretten kurtulmanın çaresi yok. Ancak İslâm’a teslim olan insan özgürleşebilir, gerçek hürriyetine kavuşabilir. Kim Allah’a sahip o neden mahrum? Kim Allah’tan mahrum o neye sahip? 
Çağdaş sahte ilâhlar, modern tanrılar sadece insan bedenini kurban almakla yetinmiyor, onların ruhlarını, yüreklerini de istiyor. Bedenlerden çok daha önemli olan beyinler, gönüller tâğutlara, beşerî ideolojilere, zâlim düzenlere kurban ediliyor. Doğru kurban anlayış ve uygulamasının sonu cennet, yanlış kurban anlayışının sonu da zillet ve âhirette de dehşet. 

Kendi hevâsına, eşyaya, ideolojilere, tâğutlara kurban edilen insanlığın yeniden izzete kavuşması için Allah’tan başkasına kul olmaması, her ibâdetinin yalnızca Allah için olması gerekiyor. Aziz, onurlu ve erdemli insan olmanın yolunu gösteriyor Rabbimiz: “De ki: Benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi olan ve ortağı bulunmayan Allah içindir. Ben, bununla emrolundum ve (böyle inanarak) Müslüman olanların ilki de benim.” (6/En’âm, 162-163). Bu âyetteki ifadeyle kendimizi Allah’a adayarak armağan edip şöyle ant içmiş oluyoruz: “Benim tüm istek ve arzum, kurbanım ve bütün ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah’a armağan olsun! Ulûhiyetinde O’nun ortağı yoktur. Ben, işte bu tevhid ile emrolundum ve ben varlığını kayıtsız şartsız Allah’a teslim edenlerin öncüsü olacağım!” 

Ahmed Kalkan'ın makalesini okumak için tıklayın...

Etiketler : #İbrahim   #olup   #en   #sevdiğimizi   #Allah’a   #kurban   #edebilme   #bilinci   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN