İktibas okurları kahvaltıda buluştu

Ocak ayında düzenlenen İktibas Dergisi okur buluşmasının özlemle beklenen ikincisi, geçtiğimiz Pazar günü (05.05.2011) İstanbul Anadolu yakasında dergi yayın kurulunun da katılımı ile gerçekleştirildi.

10-06-2011


İlki 2011 Ocak ayında düzenlenen İstanbul’daki İktibas Dergisi okurları buluşmasının özlemle beklenen ikincisi, geçtiğimiz Pazar günü (05.05.2011) İstanbul Anadolu yakasında derginin yayın kurulunun da katılımı ile gerçekleştirildi.

Ümraniye’de bulunan KALEMDER’in ev sahipliği yaptığı ve bir önceki gibi kahvaltılı sohbet programı şeklinde düzenlenen organizasyonda yeni simalar da vardı. Katılımcılar arasında Kalemder’de, Kur’an Nesli Kültür Merkezi ve Bağcılar’daki Basiret Dergi bürosunda tefsir ve kavram dersleri veren ve aynı zamanda Basiret dergisi, İslam ve Hayat sitesi ve bir çok yayın organında yazıları yayımlanan; geçtiğimiz günlerde de 10 ciltlik Kur’an Kavramları isimli eseri yayınlanan Ahmed Kalkan, Ercüment Özkan’ın hayattayken yakın diyalogu olmuş isimlerden Nasrullah Galip Bayık ve Necati Türkoğlu, İslam ve Hayat sitesi editörü ve Kur’an Nesli Kültür Merkezi kurucusu ve ‘iktibasdergisi.com’ yazarlarından Şükrü Hüseyinoğlu, Sultanbeyli’de faaliyet gösteren Mektep Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Canip Kaya, İstanbul Bayrampaşa’da bulunan Muradiye İlim Merkezi (MİM) kurucularından Bayram Taş, yine ‘iktibasdergisi.com’ yazarlarından Murat Kirişçi ile İktibas yayın kurulundan A. Burak Bircan ve Mehmed Durmuş ile birlikte yine gibi bir çok isim vardı.

kahvalti01.jpg

Hastalığı nedeni ile katılamayan İslam ve Hayat sitesi yazarlarından Hamza Er ve görevde olduğu için gelemeyen Umran Dergisi yazarlarından Asım Öz de katılması beklenen diğer isimlerdi.

Organizasyonda katılımcıların yine heyecanlı ve samimi olması amacın hasıl olduğunu gösteren en büyük işaretti.

Sabah saatlerinde Müslümanların Kalemder’de ulaşmasının ardından 10:00’da kahvaltı ile başlayan organizasyon 11:30 sularında sohbet programı ile devam etti.

Sohbetin açılış konuşmasını İktibas Dergisi okurlarından Ahmed Rahman yaptı. Sözlerine tüm katılımcıları Allah’ın selamı ile selamlayarak başlayan Ahmed Rahman’ın heyecanlı olduğu dikkatlerden kaçmadı:

“Uzun zamandır sizlere söz verdiğimiz Anadolu yakası İktibas Dergisi kardeşlik buluşmasını bugün burada gerçekleştirmek üzere toplandık. Tüm katılımcılardan Allah razı olsun. Bu tür organizasyonlara hazırlığın çok huzurlu ve mutlu bir yoruculuğu var.” diyen Ahmed Rahman İktibas’ın Tevhid-i Nebevi çizgiyi koruyan ve sürdüren ender birkaç yayın organının belki de en eskisi olduğunun ama hiçbir zaman, derginin kendisini Allah’ın dininin yegâne tek öncüsü olarak görmediğinin altını çizdi. A.Rahman aynı zamanda, İktibas’ın Kur’an’ı referans alarak yazdığı doğruları her ortamda ve her şartta cesurca dile getirip savunduğunu da vurguladı.

kahvalti02.jpg

Ahmet Rahman sözlerine şöyle devam etti: “Bizler tek başımıza değil, sizin gibi ortak noktalarda birleştiğimiz değerli Müslümanlar ile beraber konuşmak istiyoruz. Bu kahvaltı vesilesi ile sizlerle tanışmak, Müslüman olarak ortak dertlerimiz ile dertlenmek, muhacir-ensar kardeşliğini yudumlamak için biraraya gelmiş bulunuyoruz.

İktibas’ın bugüne kadar sahalarda yeteri kadar yer alamamak gibi bir eksikliği var. Ancak bunu aşacak olan yine bizler(dik)iz. Bundan sonra Allah’ın izni ile bu birlikteliklere daha ağırlık vermek gönlümüzden geçiyor. Ama sahalardan önce itikadî temizliği önemsiyoruz. Teori ve pratiği birlikte yürütmek gerekiyor. Tam da bu yüzden bir başkası ile değil, sizlerle beraberiz.”

Açılış konuşmasından sonra tanışma bölümüne geçilen organizasyonda, her katılımcının kendisini tanıtmakla birlikte İktibas’ın savunuculuğunu yaptığı Kur’an merkezli din algısı ile olan tanışıklıklarını, derginin geçmişinden günümüze gelişimini de kendi gözlemleri ile aktarmaları istendi.

İlk söz Ahmed Kalkan’a verildi. Kalkan konuşmasında şunları söyledi: “Ercüment Özkan ismi, tasavvufun problemlerini dile getirme anlamında ilk ve öncü olması hasebiyle önemlidir. Davasının İslam davası olması önemle vurgulanması gereken bir husustur. Onun her şeyi davası idi ve o uğurda da vefat etti. Israrla beraber çalışmayı teklif ettiği zamanlar oldu ancak kendisine ‘Bizler seninle zaten aynı çizgideyiz ağabey! Bu şekilde de beraber çalışıyoruz esasında’ dedim. Kendisini Hollanda’da olduğum yıllarda da takip ettim.

İktibas’ı devam ettiren arkadaşlar aynı çizgiyi korumalı; zaten bunu başardıklarını görüyoruz da! Küfür ehlinin aralarındaki sınırları kaldırdığı dünyada, çizgimizden taviz vermeden, vahyin ışığında bir arada olmamız gerektiğini, gruplaşmalarla ayrılmamak gerektiğini düşünüyorum. Zaten bu katılım da bunu gösteriyor. İktibas’ın son yıllarda ortak değerlerde birleştiği kesimlerle bu şekilde açılımlara gitmesini olumlu karşılıyorum.”

kahvalti03.jpg

Ardından, Yalova’dan programa katılan Nasrullah Galip Bayık söz aldı. Yıllar sonra hasret kaldığı İktibas ailesine kavuşmanın heyecanını taşıdığını ve çok duygulu dakikalar yaşadığını belirten Bayık, kendisini de programa davet edenlere yaptığı teşekkürden sonra sözlerine şöyle devam etti: “2005 yılında emekli olmuş bir sınıf öğretmeniyim. Ercüment Bey, 1986 yılında Hakkari’de öğretmenlik yaptığım yıllarda, on abone bulana ücretsiz dergi aboneliği kampanyası başlatmıştı. Bu kampanya için uğraşan bir arkadaşımın beni dergiye abone etmesi ile başladı İktibas ile olan birlikteliğim ve şu ana dek hep okudum. Ercüment ağabey, o dönemde tasavvuf ve geleneksel din algısına karşı yoğun bir mücadele gösteriyordu. Peygamber Yesrib’e giderken tedirgindi. Bunun için Akabe biatlerinde Müslümanlardan korunacağına dair yardım istemişti. Bu anlamda Ercüment Özkan bana yardım etmişti. Ailece de beraber olduk. Yalova’da düzenlediği kamplarda beraber olduk. Bu programların devamına ihtiyaç var. Bu organizasyonlarla/yapılanmalarla, ruh olgunlaşır ve istikametini bulur.”

Sözlerine, yapılacak işlerde ve girişilecek fiillerde İslam adına bir hayır arayışı olması gerektiğini ve buna göre devam edip etmeme kararı alınması gerektiğini ekleyerek devam eden Bayık, dostunu düşmanını ayırt etmenin sahih iman oluşumunda önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Bayık; “Allah ve Resulü’ne vefasızlık eden toplumlar Musa (a.s.)’ın kavmi gibi hiçbir nasip verilmeden çöllerde 40 yıl dolaştırılır. Rabbim bizi böyle olmaktan muhafaza buyursun” duasıyla sözlerini tamamladı.

Nasrullah Bey’in ardından sözü Ercüment Bey’in küçük oğlu Tarık Özkan aldı. Özkan “İstanbul’da yapılan özellikle bu son programlar güzel birliktelikler. Ercüment Özkan’ın küçük oğluyum. İktibas Dergisi gerçekten bizim altıncı kardeşimiz gibi idi. Kurulduğundan beri sahiplendiği Tevhid-i Nebevi çizgisi ile olaylara bakan ve yaşanan siyasi gelişmeleri net bir şekilde okuyucularına sunan bir dergidir. Bu net duruşu ile de farklı bir dergi. Söylemlerinin Türkiye’nin siyasi yaşamında şahit olunacak şeyler olacağını hep beraber göreceğiz. Tüm okuyuculara selam ederim. Ayrıca şunu da belirtmek isterim; bu dergi çatısı altında güdüğümüz dava kimsenin olmadığı gibi benim de babamın malı değildir, tüm inananlara aittir.” şeklinde açıklamada bulundu ve sözü İktibas web sitesi yazarlarından Murat Kirişçi’ye bıraktı. Kirişçi, bu organizasyonu hazırlayan Ali Durmuş ve Sebahattin Akgül gibi Müslümanları ve buluşmadaki herkesi dünyada ve ahirette öncülerden eylemesi yönünde Rahman’a niyazda bulunduktan sonra toplantıların sürekli olması gerektiği konusunun altını çizdi.

İktibasdergisi.com ve İslam ve Hayat sitelerinin müdavimlerinin yakından tanıdığı İlyas Metin: ”İktibas ile olan tanışıklığıma kadar Tasavvuf dininde idim, sonra Tevhid’i benimsedim. Dergideki ve web sayfasındaki yazıları yakından takip ediyorum ve yorumlamaların daha çok olması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu yazarı ve haber yapanı iyi amellerinden dolayı tebrik ve teşviktir” dedi. Ardından “Keşke A. Burak Bircan web sayfasında daha çok yazsa da bizler de daha çok okuyabilsek!” diye de ekledi.

Daha sonra, Arif Kaya söz aldı. Kaya, 1983-84 öğrencilik yıllarında İktibas ile nasıl tanıştığını kısaca aktardıktan sonra şöyle devam etti: “Günün birinde sahip olduğumuz her şeyi bırakıp gidebileceğimizi/ gidemeyeceğimizi düşünmeliyiz. Hepimizin mutlaka yanlışları/eksiklikleri vardır, bunları gidermeye çalışmalıyız. Allah’ın Rasulü de bizler gibi idi, içimizden biri idi. Dini hayatın bizzat içinde yaşadı. Ruhban asla olmadı.

Bizlerin zaman zaman heyecanını yitirdiği dönemler oluyor, ancak bu heyecanı yeniden kazanmak gerekiyor. Yıllar önce Ahmet Kalkan ismi ile tanışıp konuşmuş idim. Ancak devamı gelmedi. Esasında birçok şeye zaman ayırabiliyoruz, ama birbirimizle olan ilişkilerimize yeteri kadar zaman ayırmıyoruz.

Hayatta önemli olan sürekli birilerini eleştirmek değildir. Biraz da biz ne yaptık buna bakmak gerekiyor. Geçenlerde konuştuğum sol görüşlü bir yazar yeni bir paradigma oluşturmuş ve kitap haline getirmiş. Esasında bunu yapması gereken Muvahhid Müslümanlar idi. Çünkü o en temiz kitaptan mahrum kalan biz değildik. Allah’ın arzına yayılmalıydık. Küçük şeylerle boğulup kalacağımıza, hedeflerimizi büyük tutmalıyız” şeklinde konuştu.

Şükrü Hüseyinoğlu ise kısaca; “Türkiye’de siyaset sahnesinde yer alan kişilerin bir şekilde Milli Görüş'le yolları kesiştiği veya son 30 yıldır üniversite eğitimi görmüş insanların da Gülen cemaatiyle bir şekilde teması olduğu gibi, tevhidi düşünceye sahip insanların da arka planında mutlaka İktibas ve Ercüment Özkan'ın etkisi bulunmaktadır. Bu anlamda, sağlam bir altyapısı olan, tevhidi bir itikada sahip hangi kuruluşa baksanız İktibas mektebinin etkisini görürsünüz.  Günümüze kadar bu çizgiden sapma gösteren çok insan oldu. İktibas bu anlamda istikrarlı bir çizginin temsilcisi durumunda olmuştur” dedi.

MİM kurucularından Bayram Taş kısa tuttuğu konuşmasında İktibas’ı devam ettireceklerin daha çok çalışması gerektiğini düşündüğünü, rahmetli kurucusunun tek başına İslam davası için hepimizden fazla çalıştığının altını çizdi.

Ahmet Babür adlı bir okuyucu, dergi ile tanışıklığının Van’ın Çatak ilçesinde, o dönem kendisinin öğretmeni olan, İktibas Dergisi yayın kurulundan Mehmed Durmuş aracılığı ile olduğunu, bu güzel birlikteliğe yeni katıldığını ve bundan çok mutlu olduğunu belirtti.

Necati Türkoğlu ise konuşmasına başlamadan önce, toplantıya katılma fırsatı bulamayan saygıdeğer İbrahim Kayaoğlu’nun selamlarını toplantıya katılan Müslümanlara iletti. Türkoğlu “Bizler geleneksel bir din eğitimi ile yetiştirilmiştik. 1981 yılında Çorum’da İbrahim Kayaoğlu aracılığı ile bu çizgi ile tanışıp Ercüment Özkan’ın tebliğ etmeye çalıştığı sahih dini tanıdıktan sonra, camilerde vaazlarda duyduğumuz bilgilerin sabun köpüğü gibi muhteviyatsız ve gelip geçici olduğu gördük. Sanayi dükkânında kitaplığımız vardı. Rasûlullah zamanında Medine’deki muhacir-ensar yakınlaşmasının küçük bir örneğini yaşamıştık. Ancak maalesef çeşitli nedenlerle İstanbul’a gelmek zorunda kaldık ve bu yapıya bir daha kavuşamadık. Bunun en büyük ve beni de çok ama çok üzen nedenini ‘bireyselleşme’ olarak görüyorum. İslam bir topluluk dinidir. Bireysel hayatlar yerine birbirimiz ile kucaklaşmalıyız” dedi.

kahvalti04.jpg

Söz sırası Canip Kaya’ya geldiğinde, programın yöneticisi Ahmet Rahman “Kendisi Sultanbeyli’de faaliyet gösteren Mektep Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanıdır. Bölgede kimlik inşası adına ciddi çalışmaları vardır” şeklinde kısaca tanıttı.

Beğeni toplayan konuşmasında Canip Kaya da şunları söyledi: “Kendimi ev sahibi olarak gördüğüm için, hepinize hoş geldiniz demek istiyorum. Müslüman’ın mekanı, Müslümanların evidir çünkü. Müslüman sonuçta başlı başına bir değer olduğu için, bu mekanlar da değerlidir. Birlikte olmanın bana çok şeyler kattığını biliyorum. Kalplerdeki pas ancak; ölümü hatırlayarak, Kur’an okuyarak ve Müminler ile beraber olarak giderilebilir. Aynı mekanda bulunmak şart değildir ancak bu işe katkıda bulunuyor. Yüreğimizdeki pası atarak aklımızın ve ufkumuzun açılmasını sağlıyor. Batıdaki sınırlar kalkarken, İslam dünyasında zihinsel sınırlar maalesef artıyor. Bu sınırları bu şekilde kaldırmak lazım.”

Bir önceki okurlarla buluşma organizasyonunu düzenleyen Sebahattin Akgül ise kısaca, İktibas ile öğretmeni aracılığı ile lise yılarında olan tanışıklığından ve bu tür organizasyonları ne kadar önemsediklerini anlattı.

Derginin uzun dönemdir okuyucusu olan ve ilk defa kendisini tanıtma fırsatı bulan İbrahim Gözoğlu isimli okur da şunları ilave etti: “Cevizlibağ Atatürk öğrenci yurdunda üniversite yıllarında tanıdım İktibas’ı. En sevdiğim yönü kendisini Kur’an’a refere etmesi idi. Bu gerçekten çok hoşuma gidiyor ve bence İktibas’ın Müslüman kimlik inşasında önemli bir yeri var.”

Mehmet Muhsin Arslan, Yusuf Ali Delioğlu ve Kemal Gelgör isimli diğer katılımcılar da Ercüment ağabeyin güzel mirasına sahip çıkılması gerektiğinin, dergi ile olan ilk tanışmalarının, anlatımı gayet zor olan bu davanın insanlara ulaşmasında İktibas’ın rolünün çok olduğunun ve Tevhidi anlamda bu dini İktibas vasıtası ile seçtiklerinin üzerinde durdular.

Son sözü alan yayın kurulu üyelerinden A. Burak Bircan “Uzun zamandır yeterince gideremediğimiz bir saha eksikliğimiz maalesef var. Ama önemli olan Kur’an merkezli bir çizgide buluşabilmektir. Kuran’ı referans almanın, doğru Peygamber telakkisi ile beraber anlama kavuşacağını, bu takdirde küçük ayrıntıların önemsiz olduğunu düşünüyorum. Ercüment Özkan hep Kur’an ve Peygamber’i okuyun derdi. Beni okuyun dediğini ben hiç duymadım” şeklinde konuştu.

Bu konuşma ile programın ilk bölümü tamamlanırken topluca öğle namazı kılındı. Namazın ardından 14:00 sularında ikinci bölüme geçildi. Türkiye’deki İslami çizgilerin ve bundan sonrası için dilek ve temennilerin konuşulduğu bu bölümde konuşmacıların hemen hemen tamamı aynı fikri, “İktibas İstanbul Temsilciliği artık açılmalı!” düşüncesini seslendirdi.

İlk sözü sayın Kirişçi aldı: “7-8 yıllık bir zaman zarfında, Tevhid-i duruşu simgeleyen kesimlerde çeşitli sapmalar olduğu malum. İktibas, Basiret ve İslam ve Hayat bu anlamda canlı kalabilmeyi başarabilen yayın organlarındandır. Bu organları takip etmenin önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi. Kemalettin Akın; “Bu davayı birilerine ulaştırmadan önce, kanaatimce yakın ailemizle; eş, dost ve akrabalarımızla paylaşmalı, hakkıyla anlatmalıyız.” dedi.

Canip Kaya; “1960’lı yıllarda ortaya çıkmayan çeviri yayınların artması ile birlikte, İktibas’ın Tevhidi mirası takipçiliği konusunda önemi iyice arttı. İktibas’ın varlığını daha uzun yıllar devam ettirebilmesi gerekiyor. Bunun için de, yeni kuşaklardan bu çizgiyi hakkıyla anlayıp, benimseyip konuşacak, okuyucuya aktaracak kimseler yetiştirmek gerekir görüşündeyim. Bu işin belli bir program çerçevesinde yapılması gerekir, gelişim doğal akışına bırakılmamalıdır. Aksi halde zaman geçtikçe akıllarda bıraktığı iz silikleşecektir” dedi.

kahvalti05.jpg

Şükrü Hüseyinoğlu ise yazar-okur kavramlarına yer verdiği konuşmasında önemli noktalara temas etti: “Basılı ve web ortamındaki yazıları takip etmek sadece birinci aşama olmalıdır. Yoksa birilerinin yazması, diğerlerinin ise okuyarak aynı doğrultuda yorum yazması şeyh-mürid ilişkisine dönecektir. Medyayı takip ettiğimizde Türkiye siyasetini konuşan liberal, sosyalist, Kemalist kesimlerden toru topu 20-25 kişi görebilirsiniz. Eğer herkes hudutlar doğrultusunda bağımsız fikirlerini üretemezse, bu duruma Müslümanların da düşmesi muhtemeldir. Müslüman zaten gündemi takip etmeli, bu ekstra bir iş değildir. Biz bunun daha ötesinde aramızdan fikirsel gündemi oluşturacak kişilerin çıkması için kendimizi zorlamalıyız. Bu işte öncüler yetişmelidir, aksi halde kısır döngüye gireriz.”

Ardından yoğun tebliğ çalışmalarından dolayı programdan erken ayrılmak zorunda olan Ahmet Kalkan’a söz bırakıldı. Kalkan’ın konuşması da ilginç başlıklar taşıyordu.

Birinci olarak, İstanbul’da bütün Muvahhidlerin katılabileceği çok geniş kapsamlı bir piknik teklifinde bulundu Kalkan: ”Böylellikle gün boyu beraber vakit geçirmenin hanımlar ve çocuklar üzerinde de olumlu etkileri olacaktır” diye de ilave etti.

İkinci olarak, gündemi takip etme konusunda ifrat ve tefritten kaçınılması gerektiğini, gün boyu akşama kadar aynı haberi bir çok kanaldan ve siteden okuyup izlemekle bir yere varılamayacağı gibi, Müslümanın dünyada olup bitenlerden de habersiz kalamayacağını dile getirdi. Kalkan şöyle devam etti: “İktibas’a yıllardır, ‘Bunlar sünnet düşmanı, hadisi inkâr ederler v.s.’ şeklinde haksız damgalar vuruldu. Tasavvufa karşı çıktığı için Vahhabi olarak anıldı. Birçokları İktibas’ı bir fikir kulübü olarak görmektedir. Sadece ustaca söylemlerde bulunup, oturdukları yerden laf üreten kesim olarak yaklaşılmaktadır. Bu tür ön yargıları derginin rutin ayda bir çıktığı hali ile yok edemeyiz. Özel konuları işleyen ek sayılar çıkartılmasının, sempozyumlar yapılmasının olumlu olacağı düşüncesindeyim.”

kahvalti06.jpg

Ardından derginin içeriği hakkında konuşan Kalkan, derginin en azından bir bölümünde yayın kurulundaki yazarların adeta yuvarlak masa etrafında ayın gündemini değerlendirmelerinin faydalı olacağını düşündüğünü belirtti. Ardından da, “İktibas ailesi her ne zaman yazı isterse, ben yazmaya hazırım” diye de ekledi.

Sebahattin Akgül ise: “Referandum sürecinde yayınlanan bildiriyi heyecanla okudum. Saflar belirginleşmişken bunun fırsata dönüştürüleceğini umuyordum. Ancak devam etmedi. Bunun daha çok katılımla devamını istiyoruz. İkincisi bu tür organizasyonlar için görev beklenmemeli, alınmalıdır. Herkes bu işe gönüllü olmalıdır kanaatindeyim. Şube açılması işi de böyle bence. Bir an önce harekete geçilmeli, daha fazla vakit kaybedilmemelidir. Üçüncü olarak şunu belirtmek istiyorum ki, bu kucaklaşmalar burası ile sınırlı kalmamalı daha sıcak olarak devam etmelidir düşüncesindeyim. Birlikte bir vahdetin oluşmasını diliyorum, bunu görme isteğinin insanın fıtratında var olan ve olumlu sonuçlar vereceğini düşündüğüm bir özlem olduğuna inanıyorum.” şeklinde bir konuşma yaptı.

Tarık Özkan da ikinci konuşmasında; “İstanbul’un bu dava ile ilgili ihtiyaçlarını karşılayacak olanlar yine İstanbul’daki Müslümanlardır” dedi.

Programın kapanış konuşmasını A. Burak Bircan yaptı. Özetle, Dünya’da Müslümanlara kurulan tuzaklardan ve AKP iktidarının Türkiye’nin model ülke misyonuna uygun hareket ettiğinden bahseden Bircan: “İktibas ismi bizi buraya topladıysa da, asıl ortak noktamız temel referansımız Kur’an ve tevhid çizgisidir” dedi.

Bu yıl 17 Temmuz tarihinde Ankara’da yapılacak ve tüm okurların davetli olduğu pikniğin de ilk kez duyurulduğu program, 16:15’de kitap standında sona erdi.

Bu arada programa evsahipliği yapan Kalemder’de Pazar günleri Ahmet Kalkan tarafından verilen tefsir dersleri başta olmak üzere, hanımlara özel programlar olduğu gibi herkese açık bir çok program da yapılmaktadır. 

(Haber: Ali DURMUŞ / İSTANBUL)

Etiketler : #İktibas   #okurları   #kahvaltıda   #buluştu   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN