Kayseri İktibas temsilciliğinde "İyilik" konusu işlendi

Geçtiğimiz Pazar günü İktibas Dergisinin Kayseri lokalinde düzenlenen konferansa Hamdi Kılçadır katıldı. İyilik ve infak üzerine konuşan Kılçadır, konuşmasında özetle şunları anlattı:

02-05-2012


İyiliğin asıl sahibi Allah’tır. O, kulunu, yer ve yön bakımından, imar edici ve ıslah edici olarak seçip Peygamberlerini göndermekle iyilik yapmıştır. Bu iyiliğe şükredenler de vardır, inkar edenler de vardır. Kulların iyiliğine gelince; onlar bu dünyada ihtiyaç sahibi birini, bir aileyi veya bir topluluğu gördüğü zaman yardımda bulunur. Ancak insan, etkilendiği bu durumdan uzaklaşınca iyilik yapma özelliğini unutabilir, eski duyarlılığına dönebilir.

Allah’ın iman edenlere has olarak kıldığı iyilik, insanların selahiyete erişmesi için koyduğu kurallar bütünüdür. Hayatın her alanında olduğu gibi bu konuyada açıklık getiren Kur'an'ın tarifine bakmamız gerekecektir. İyilik (ve hayır), yüzlerinizi doğuya ya da batıya doğru çevirme değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden, sevdiği malını Allah’ı hoşnud etmek için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalan yolcuya, isteyenlere ve boyunduruk altında bulunup hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren, namazı hakkıyla ifa edip zekâtı veren, sözleştiği zaman sözlerinde duran, hele hele sıkıntı ve hastalık hallerinde, savaşın şiddetleri esnasında sabreden kimselerin davranışlarıdır. İşte onlardır imanlarında samimi olanlar ve işte onlardır Allah’ı sayıp günahlardan korunan takvâlılar (2/177).

İyiliğin tarifi belirlenmiştir

İyiliğin tarifini rabbimiz belirlediğine göre bizlere düşen bu hudutlar içerisinde çaba sarfetmektir. Bunun dışına çıkanlar; “kendi elleriyle işlediklerinden dolayı bir musibete uğrayınca, sana gelip yemin ederek. Biz iyilikten ve uyum sağlamaktan başka bir istemedik diyorlar. (4/62) Buradan da anlaşılıyorki iyilik Allah’ın belirlediği hudutların dışındaki iyilikler iyilik değildir. 

Yeryüzünde kulluk için yaratıldığımız (51/56), boşuna yaratılmadığımız (23/115), başıboş bırakılmadığımız (75/36) eğlence için yaratılmadığımız (44/38) ölüm gelinceye kadar ibadet ruhu ile yaşayacağımız unutulmamalıdır. Nankörlüğün (80/17), azgınlığın (10/23) gaddarlığın (31/32), mal sevgisinin (89/20) zalimliğin, cahilliğin (33/72), cimriliğin (17/100) aceleciliğin, umutsuzluğun (17/83), böbürlenmenin (11/9) zayıflığın (4/28), haddi aşmamamız (10/11), müşrik olmamamız, (10/12), kalblerimizin katılaşmaması (6/43), kafir, zalim, ve fasıklardan olmamamız (5/44, 45, 47) için Allah’ın gönderdiği kitaba Peygamber (as) gibi iman etmemiz gerekmektedir.

Ne için iyilik yapacağımız sorusuna baktığımızda, öncelikle hurafelerden kurtulmak için diyebiliriz. Çünkü yüzlerimizi batıya veya doğuya çevirmenin iyilik olmadığını, yine hatırlanacağı üzere Bahira, Saibe, Vesile ve Ham (5/103) diye develerin durumu hakkında hüküm verme; evlere arkalarından girmek iyilik değil hurafedir. Kötülüklerin azalması, ancak kötülük yapanlara iyilikle karşılık verilmesi, kötülüğün ne olduğu ortaya konularak iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştırmak görevini yerine getirmek gerekmektedir. Gizli ve açık olarak sarfederek, iyilik yaparak kötülük ortadan kaldırılmalıdır. (23/96)

İyilik yapanların özellikleri

Yine iyilik yapacak olanların özellikleri; Allah’a, Peygamber’lere, kitaplara, ahiret gününe ve meleklere iman ederler. Namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler, sözlerine sadık olurlar, hastalıkta ve sağlıkta ve savaşta sabr ederler, kötülüklerden sakınırlar. Allah ve rasulüne itaat ederek insanların arasını bulurlar. Bu kriterlerden sonra Peygamberlerin tamamı iyi olmakla birlikte onların takipçileri de iyilerdendir.

İyiliğe engel olanlar var mıdır? Özellikleri nelerdir? Kötülüğü emredenler iyiliğe engel olurlar. Onların elleri sıkıdır, Allah'ı unuturlar, münafıktırlar, fasıktırlar müminler arasında tefrika çıkarırlar, Allah ve rasulünün arasını açarlar, biz yalnızca iyilik yapmak istiyoruz diyerek mescit dahi yaparak insanları gözetlemek isterler, Ancak Allah da onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik ederler.

İyilik yapılacak olanlar, anaya, babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlara, dilenciye yakın komşuya, uzak komşuya, yanındaki arkadaşa, kölelere, esirlere, elinizin altındakilere, akrabaya cihad edenlere, borçlulara, güçsüzlere, hastalara ve Allah yolunda olanlara iyilik yapılmalıdır. İyilik, kendimizin dışındakilere iyiliği emrederken kendimizi unutmamamız gerekmektedir. Yani sözle değil fiille iyiliği önce kendimiz sonra yerine getirdikten sonra başkalarınıda teşvik etmeliyiz.

İyilik yapanların ahrette karşılığı Rabbimiz üzerine alarak söz vermiştir. Tevbe edip iyilik ederek, rabbimiz istek ve arzularımızı bu dünyadada yerine getireceğini hatta dahada artıracağını vaad etmektedir. (7/161) Yeryüzünü mükemmel bir şekilde yaratan Allah’a içtenlikle gizlice yalvarıp bozgunculuk yapmadan, korku ve ümitle dua eden iyilere Allah, rahmetini yakında tattıracağını vaad etmektedir. (7/55, 56) Allah’ın izin vermediği bir şeyi dinde yasak olarak koyan bir takım ortaklar olmamalıyız. İman edip salih amel işler, birbirimize iyiliği tavsiye edip kötülüklerden kaçınmamızı temin edersek, Allah bize yaptıklarımıza karşı on mislini verir, kat kat artırır, kurtuluşa erdirir.

İyi davrananlara daha iyisi ve bir fazlası vardır, onların yüzlerini karartı bürümez, onlar cennet dostlarıdırlar ve orada ebedidirler. (73/20)

İnfak konusu

Konuşmasının ikinci bölümü olan “infak” kısmına geçen Hamdi Kılçadır, Kur'an'ın infaka bakışını şöyle değerlendirdi:

İnfak, yarar veren herhangi bir şeyi, muhtaç olan bir başkasına vermek, paylaşmak, Allah yolunda malın bir kısmını harcamaktır. Herhangi bir menfaat beklemeksizin Allah'ın verdiğinden muhtaç birilerine ikram etmektir.

Allah’ın insana verdiği mülküyetin sahiplenilmesi değil, ancak emanetçisidir. İnfak Allah yolunda olandır. Cihad gibi hicret gibi. Serveti paylaşmak emanete sadakat iken; onu biriktirmek (paylaşmamak) cimrilik yapmak emanete ihanettir. Allah, infakın imandan kaynaklandığına ve onun yansıması olduğuna işaret ederek, bu temel görevin vazgeçilmezliğine işaret etmektedir. Kur'an'ı Kerim, servete bakışın iki uç noktasınıda redederek orta yolu tavsiye etmiştir. Ne batının kapitalizm anlayışı olan servetin belli ellerde toplayarak cazibe/güç merkezi olmasından razı olur, ne de Hind mistizminin yoksulluğa mahkumiyetinden razı olur.

Eğer insan, dünya menfaati, şan şöhret, reklam olsun diye infakta bulunuyorsa bu halin ne Allah katında ne de insanlar yanında hiçbir değeri yoktur. Allah’a iman etmediği halde malını gösteriş için harcayanlar ile, Allah’a iman ettiği halde verdiklerini başa kakanlar ahirette hiçbir karşılık göremeyeceklerdir. Müminler, Allah’ın kendilerine verdiklerinden infak ederlerken münafıklar; azalır endişesi ile mallarından vermek istemezler. Kendi durumlarının açığa çıkmaması için karasız kalırlar verselerde mutsuz olurlar.

hamdi-kilcadir3.jpg

İnfak; zekat, sadaka, ödünç verme, alacağını gerektiğinde bağışlama, iman edenler için önemli ekonomik emirlerdendir. Bizim için güzel örnek olan Muhammed (as) Hz. Hatice ile evlenerek zenginler arasına girmişti. Ancak hicret günlerine geldiğinde örnek elçinin elinde sahiplerine verilecek emanetlerden başka bir şey kalmamıştı. Ticaretle uğraşan Muhammed (as) zarar mı etmişti yoksa iflas mı etmişti? Ya da malları gasp mı edildi? Elbette biz biliyoruz ki inandığı dine harcamıştı. Yaşadığımız toplumun cahili toplum olduğu gerçeği göz önüne alınırsa bizlerinde Peygamber (as) gibi hem yakınımızda olan hem de uzaklarda olan ihtiyaç sahibi kardeşlerimize öncelikle Allah'ın dinini öğrenebilecek imkanlar sunabilmek için gayret sarf etmeli, yine yoksullara yiyecek, giyecek, barınacak imkanlar için çalışmalıyız.

Göklerin ve yerin Allah’ın olduğuna göre ne diye Allah yolunda infak etmiyorsunuz? (57/10) Malını toplayıp yığanlar gibi olmayın, hırslı olmayın, bir kötülük dokunduğunda feryat etmeyin, bir hayr dokunduğunda cimrilik etmeyin, namazı kılın, İsteyene ve istemeyene mallarınızdan infak edin.

Kafirler mallarını İslam’ı yok etmek için harcadığını unutmamamız gerekir:

Şüphesiz ki, o inkâr edenler, Allah yolundan alıkoymak için mallarını harcarlar. Onu yine de harcayacaklar; sonra bu kendilerine iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. Ve kâfir olanlar toplatılıp Cehennem'e sürüleceklerdir. (8/36)

Müşriklerin de infak etmemelerindeki gerekçe yine Kur'an'da bildirilmektedir:

Yine kendilerine, Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden (Allah için) harcayın, denildiği zaman, o küfredenler, imân edenlere, «Allah'ın dilediği takdirde yedireceği kimseyi biz mi yedirelim? Şüphesiz ki siz açık bir sapıklık içinde bulunuyorsunuz» derler. (36/47) 
Tüm bunlardan sonra şunu akıllarından hiç çıkarmadan şöyle der müminler: Biz hiçbir kimseye rızık vermiyoruz, kimseyi de doyurmuyoruz. Rabbimizin kulluğumuzu denemek için emanet verdiklerini hak sahipleri ile paylaşıyoruz ve bu yüzden en güzel kalkınma modelinin infak olduğunu biliyoruz.

Hamdi Kılçadır, sunumunun ardından sorulan soruları yanıtlayarak konuşmasını bitirdi. Rabbimiz kendisinden razı olsun.

(Haber: Abdi Keçeli / İktibas)

Etiketler : #Kayseri   #İktibas   #temsilciliğinde   #İyilik   #konusu   #işlendi   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN