Kitap Tanıtımı: Muhammed Gazali'den "Nebevî Sünnet"

Gazali; günümüzün önemli sorunlarında "cevap" veren ve maalesef vahye nispet edilemeyeceği gibi, aklın terazisinde de denklik sağlayamayan kimi rivayetleri tetkik ediyor. Hz. Musa'nın Ölüm Meleği'nin gözünü çıkarması, Suriye Bölgesinin Fazileti, Üç Talakla Boşanmanın Nafası, Genç Kızları istemediği Biriyle Evlendirmek gibi, birinci bölümde konu edilen başlıklarda, sahih hadisleri tenkid edip, Kur'an lafzı ve Resulullah yaşantısı ile arasındaki farkı ortaya koyuyor.

18-05-2010


Fıkıhçılara ve Hadisçilere Göre Nebevi Sünnet

(es-Sünnet'un Nebeviyye beyne Ehli'l-Fıkh ve Ehli'l-Hadis)

Ziyahan Albeniz
 İslam ve Hayat

Nebevi Sünnet, bir İslam Davetçisi olan Muhammed Gazali tarafından es-Sünnet'un Nebeviyye beyne Ehli'l-Fıkh ve Ehli'l-Hadis ismi ile yayınlanmış, hadis ve sünneti, Kur'an ışığında inceleyen ve önemli şerhler düşen bir eser. Entellektüel ve sorumlu bir mesainin ürünü olan kitap; Nebevi Sünnet'i, ona eklemlenmeye çalışılan örfi,kavmi ve sair unsurlardan ayıklayarak, Kur'an nassları ve akıl süzgecinden geçirerek vahyin güçlü bir payandası yapma çabasındadır.

Kitabın Prof.Dr. Ali Özek tarafından hazırlanan Türkçe çevirisini hazırlayan Ekin Yayınları Sunuş yazısı ile, kitaptaki önemli noktalar ve bazı kusurlara dikkat çekiyor. Yayınevinin sunuş yazısından istifadeyi okurun tercihine bırakacak ve nacizane bizim farkettiğimiz kimi kusurlara bu yazı kapsamında değiniyor olacağız.

Kitapta Hadis alimlerinin ilk zamanlar, sıhhatli bir hadis için tespit ettiği ölçülerin değerleri takdir edilirken, senedde gösterilen titizliğin metinde de gösterilmesi gerektiğine önemli bir vurgu yapılmaktadır. Muhammed Gazali, sened için tespit edilen yöntemin, "insanlık kültür tarihinde bir benzerini daha göremediğini" belirtmektedir. Elbette, yine Gazali'nin ifadesiyle, yöntemin güzelliği kadar, onun doğru bir biçimde tatbik edilmesi de mühimdir.

Şüphesiz Sünnet önemlidir.  Vahyin, bir rahmet olarak, güzel örnekliğinde insanlara tebliğ edildiği elçinin yaşayışını, dini tatbikini bilmek; çağın bütün fitne ve fesadının hedefindeki müslüman için önemli bir sığınak ve vahy adına yükseltilecek taaruz için önemli bir mevzidir. Sünnet önemlidir, çünkü, o bir rehber aracılığıyla, insana, insanca açıklanmıştır.

Gazali; günümüzün önemli sorunlarında "cevap" veren ve maalesef vahye nispet edilemeyeceği gibi, aklın terazisinde de denklik sağlayamayan kimi rivayetleri tetkik ediyor. Hz. Musa'nın Ölüm Meleği'nin gözünü çıkarması, Suriye Bölgesinin Fazileti, Üç Talakla Boşanmanın Nafası, Genç Kızları istemediği Biriyle Evlendirmek gibi, birinci bölümde konu edilen başlıklarda, sahih hadisleri tenkid edip, Kur'an lafzı ve Resulullah yaşantısı ile arasındaki farkı ortaya koyuyor.

İkinci Bölümde, "Kadınlar Dünyası" başlığı ile, "Başörtüsü ve Peçe", "Kadın, aile ve Genel Vazifeler","Kadının mescid ile Alakası" ve "Kadının Hadler ve Kısas Hakkında Şehadeti" alt başlıklarda detaylandırdığı kısımlar günümüzde örfi,kavmi ve cinsi önyargıların, yanı sıra diğer muharref inanışlardan devrişirilip islama mal edilmeye çalışılan anlayışlarla hesaplaşılıp, Kadın'ın, İslam'daki izzetli konumu, hatırlatılıyor. Bölümde, "Ümmetimin alimlerinin ihtilafında bereket/hayır vardır" hadis-i şerifine önemli bir tefsir olduğunu düşündüğüm üz bir kısım vardır. Sayfa 67 'de (4. baskı için) mülahaza edilen konu, kadının evlenirken kendi başına karar verip veremeyeceğini içermektedir. Bu konuda, İslam fakihleri çeşitli görüşler serdetmişlerdir. Avrupalı'nın içtimai olarak bu konudaki görüşüne en yakını Hanifi fıkhıdır. Dolayısı ile, Gazali'ye göre Avrupa'lılara gidilirken, İslam fıkhının bu konuda monolitik görüşleri varmış gibi davranılması sakıncalıdır. Ebu Hanife fakihlerin görüşleri davette kullanılabilir ve davetin muhatabı İslam'a ısındırılabilir. Gazali, İslam ulemaasından tek bir görüş sard olmuş gibi davranılmasına karşı çıkmaktadır. Ama kitabın ilerleyen kısımlarında bu tereddüt kendini tekrarlamakta ve sakınca doğurmaktadır. Elbette, fakihlerin görüşleri arasında tercih yaparken, Vahy'den sonra önemli bir ölçüt aklın kabulu ve çağın ihtiyaçlarıdır. Ama bunun modernist bir kaygıya dönüşmesi kaygı verici gözükmektedir.

Gazali, kitabın üçüncü bölümünde Şarkı-Türkü (Müzik) konusuna bakışı değerlendirmekte, Müzik,şarkı ve şiir bahsinde, formdan daha çok muhtevanın önem kazandığını hatırlatarak, şiirin,şarkının, müziğin "güzeli güzel; çirkini çirkindir" diyerek güzel sanatlarda ölçünün beşerin fıtrafını bozmayacak, güzeli ve iyiyi salık verecek olan olduğunu belirtmiştir.

Dördündü bölümde Adetler ve İbadetler Arasında Din'i konu edinen Gazali, nasıl da örfi ve kavmi alışkanlıkların İslam dinine mal edildiğini. vahyle irtibatını kesen, bir nimet olan aklı devre dışı bırakan toplumların nasıl kendi kendilerini zelil ettiklerini ve bu tablonun İslam dinine verdiği/vereceği zararın boyutlarını kavramamızı sağlıyor.

Beşinci bölümde, şeytan çarpmasının hakikati ve tedavisini konu edinen Gazali, dikkatleri bu noktada, fen bilimlerinin nöroloji alanında edindiği sonuçlara çekmektedir.

Fıkhu'l-Kitab isimli altıncı bölümde, muhtevaları saptırılmış ve anlamında uzaklaştırılmış hadisleri, davet ve kıtâl meselesini değerlendiren Gazali, zühd meselesinde ve günümüzdeki bazı hadisçilerin sünnet hakkındaki bilgisizlikleri üzerine önemli tespitlerde bulunmaktadır.

Kitabın başında yer alan ve yayınevinin kitabtaki kusurlu kısımlardan olarak zikrettiği Deccal kısmı, 7. bölümde konu edinilmektedir. Bu bölümde yalnız Deccal değil, Namaz'ı bozan unsurlar da tartışılmakta ve Kur'an ışığında husus çözüme kavuşturulmaktadır.

Sekizinci bölümde, Vasıtalar ve Gayeler başlığı altında savaş ve idari meseleler (şura) tartışılmakta, Dokuzuncu Bölümde Kader ve Cebr konu edinilmektedir.

Kitab yukarıda andıklarımızla birlikte bir Sonuç ve el-Müslimin dergisi tarafından 1990 yılında tertib edilen, 275-276-277 sayılarında neşredilen Sünnet Üzerine bir açık oturumu ihtiva etmektedir. Muhammed Gazali'nin de İslam davetçisi sıfatı ile katıldığı bu tartışmada, usuli ve ahbari (ehl-i tecdid ve gelenekçi) iki kesimin de şiddetli tartışlarına tanık olmaktayız.

2 Bölüm olarak sunulan açık oturumda çok önemli tartışmalar cereyan etmektedir. Bu konuda okuyucunun dikkatine, nacizane olarak sunmak istediğimiz Açk Oturum'un ikinci kısmında yer alan, (s.259) Prof. Dr. Muhammed Ammara isimli düşünürün şu sözleridir:

"Rivayet ilminin kültür mirasımızın içinde büyük bir hizmeti gerçekleştirdiğini kabul edersek, ilk(selef) alimleri bu sahada kendilerinden sonrakilere bir şey bırakmamışlardır. Ancak Sünnet'e hizmet için eksik bir saha kalmıştır. O da dirayet ilmidir. Bu saha henüz henüz birçok inceleme ve araştırmaya muhtaçtır. Allah'a hamd olsun, Allah'nın nuruyla aydınlanmış alimlerimiz, fakihlerimiz ve mütehassıslarımız var. Öyleyse onlar bu sahada neden çalışıp gayret etmesinler. (Dirayet ilmini de) ancak bir hadis ile ilgili tüm rivayetleri, ilgili şartlar ve vürud sebebi ışığında değerlendirmekle geliştiririz. Kur'an'ı anlamak için Esbab-ı Nüzul ilmini kullandığımız gibi, hadisler içinde Esbab-ı Vürud ilmini geliştirirsek büyük bir hizmet etmiş oluruz."

Hasılı, Ekin Yayınları tarafından yayınlanan Nebevi Sünnet isimli kitabı tüm okuyuculara tavsiye ederiz.

Selam ve dua ile.

Etiketler : #Kitap   #Tanıtımı:   #Muhammed   #Gazali'den   #Nebevî   #Sünnet   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN