Müslümanlar topyekün tevhide yönelmeli

Kalem-Der’in organize ettiği ''Tasavvufun Halk ve Cemaatler Üzerindeki Etkisi'' adlı konferans gerçekleştirildi.

22-09-2014


Kalem-Der dernek binasında yapılan konferans Hüseyin Altınışık'ın okuduğu Kur’an tilaveti ile başladı.

Daha sonra Ahmed Kalkan, Kalem-Der adına katılımcılara hoş geldiniz diyerek Ferit Aydın'ı sunumunu yapması için kürsüye davet etti.

Ferti Aydın, konuşmasına, tasavvufun yüzlerce faklı tanımlarının olduğunu, bu tanımlardan birbirini tutan tanımlamaların olmadığını ifade ederek başladı. Tasavvufun, sınırsız sevgi ve sınırsız paylaşım üzerine kurulduğunu ifade etti.

Tasavvufta, yargılanma ve yargılama, ceza ve mükafat, ve de namus olgusu yoktur dedi. Tasavvufun anlayışının, tertemiz İslam nizamını dejenere ederek, bu gün yaşadığımız dibe vurmanın en temel sebebi olduğunu söyledi.

Tasavvuf, Hindistan’dan çıkarak İran üzerinden Türklere taşındığını ve bunun günümüze kadar taşındığını ifade etti.

Türklerin İslamlaşma serüveninde büyük talihsizlikler yaşadıklarını, İslamlaştıkları ilk 50 yıl namazlarını Farsça kıldıklarını söyledi.

Türklerin İslamı Tasavvufla tanıdığını, bunun temel sebebinde de, İranlı mutasavvıfların Türklere din öğretmeleri olduğunu söyledi.

Konuşmasında İranlıların bin yıldır Araplara düşmanlık beslediklerini ifade ederek şunları söyledi; İranlıların bu gün bile başta Hz. Ömer ve diğer sahibelere küfretmelerinin hatta Hz. Ömer’in katili Ebu Lülü’nün türbesini yapıp orasının ziyaret etmelerinin temel sebebi, Müslüman Araplar tarafından İran’ın feth edilmesidir dedi. Araplara duydukları düşmanlık, Arapların din anlayışına da düşmanlık beslediklerini ve bunun içinde İslam dinini, Müslüman kisvesi altında bulandırdıklarını ifade etti.

Tasavvufun halk üzerindeki etkilerine örnekler veren Aydın, daha sonra şunları ifade etti; ölüler için üçüncü, yedinci, kırkıncı günleri, seneyi devriyesi, iskatı, ve mevlidi, tasavvuf insanların arasına soktu. Babalar kültü, kerametcilik, türbecilik, bez bağlamak, ölüye adak adamak gibi bidatleri tasavvuf tarafından insanlar arasına sokulmuştur dedi.

Yine tasavvufun alim anlayışını da ortadan kaldırdığını ifade ederek şunları söyledi; Alimler sınıfının yerini İslam’da kendilerinin uydurduğu ruhban sınıfı ile doldurduklarını ifade etti.

İslam’ın ibadet mefhumunu da bulandırarak, hatmi hacegan, rabıta ayini ki, meditasyon dur, sema ayinleri, muskacılık, istiharecilik, risalecilik gibi anlayışları İslam’ın içerisine sokuşturturulduğunu belirterek sözlerini sürdürdü.

Sahih İslam anlayışını sürdüren kimseleri kökten dinci, aşırı dinci gibi değerlendirerek İslam’ın cihat algısını yok saymaktadırlar. Hz. Peygamberin cihat eden yönünü yok saydıklarını ifade etti.

Sahabeyi de istismar ettiklerini ifade ederek şunları söyledi; Kendilerinin uydurdukları silsilenin en başında Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ali gibi sahabeleri koyarak onları istismar ederek kendilerini bunlar üzerinden meşrulaştırmaya gitmektedirler dedi.

Tasavvufcular arasında Mezhepcilik ve Irkcılık gibi anlayışlarında çok görüldüğünü ifade etti.

Sunumunda çeşitli tasavvuf tarikatlarına ait video görüntüleri de paylaşarak tasavvufun insanları sürüklediği sapkın yaklaşımlara örnekler verdi.

Yine kendisinin tasavvuftan ayrıldığı 1970’ten beri insanları hak ve hakikatleri anlamak için gayret gösterdiğini ve halen bu gayreti gösterdiğini ifade ederek, bu konuda Müslümanların akıllıca bir strateji geliştirerek mücadele etmeleri gerektiğini ifade etti.

Son olarak Müslümanların top yekün bir şekilde tevhide yönelmeleri gerektiği ve bu konuda her türlü değerlerimizi feda edecek bir mücadelenin içerisine girmemiz gerekmektedir dedi ve Müslümanların şu an içerisinde bulundukları zilletten ancak bu şekilde kurtulabilirler dedi ve sunumunu tamamladı.

Yoğun ilginin olduğu konferans kılınan yatsı namazı ve yapılan ikramdan sonra sona erdi.

Bir sonraki konferans 25 Ekim ve 1 Kasım 2014 Cumartesi günleri iki bölüm halinde ''Mekke Dönemi ve İslami Dönüşümün İlkeleri'' adlı, Mehmet Pamak’ın sunumuyla gerçekleştirilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Etiketler : #Müslümanlar   #topyekün   #tevhide   #yönelmeli   
YORUMLAR
  • kemal songür   24-09-2014 12:43

    Genel olarak önemli uyarılarda bulunulmuş, tasavvufun yakıcı/yıkıcı ve silikleştirici işlevi dile getirilmiş, aynen katılıyoruz. Ferit hocanın ''şiiler Hz Ali'yi peygamber olarak görürler'' şeklindeki genellemeci söylemine katılmıyorum, bu bühtan olur, şia'nın eleştirilecek yönleri doludur, tıpkı sünnilerin olduğu gibi. Şia'nın içinde usuliler de vardır ahbariler de vardır. Usulilerde Hz Ali'yi peygamber gören bir söylemi ya da belgeyi gösterebilirse sevinirim Ferit hocamız. Genellemeci yaklaşımlardan sakınmak gerekir diye düşünüyorum. selamlar.

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN