İslamiyat dergisi yazarları İlhami Güler ve Süleyman Bayraktar, İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi'nde 'Tekbir Giyim' hakkında dini simgeleri istismar ve tahrip ettiği gerekçesiyle dava açtı.

Bayraktar ve Güler, dava dilekçesinde 'Tekbir Giyim'in dini değerleri ve sembolleri marka olarak kullanarak din istismarıyla haksız kazanç sağladığı, dini kavramları tahrip ettiğini ileri sürdü.

MARKA TESCİLİ KANUNA AYKIRI

556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, 7. maddesinde “…dini değerleri ve sembolleri içeren markalar, marka olarak tescil edilemez" hükmüne yer verildiğinin hatırlatıldığı dileçede şu görüşlere yer verildi:

Tekbir giyim “…tekbir…” kelimesini yazmış ve tescil ettirmiştir. Bir ticari şirket olan davalı, dini bir sembol olan “…tekbir…” kelimesini marka yapmıştır. Şirket, ticari işlerini bu marka altında yürütmektedir. Aynı zamanda amblemini de tuğra şeklinde yaparak markadaki dinsel imajını pekiştirmektedir.

TEKBİR NE ANLAMA GELİYOR

Dilekçede 'Tekbir' kelimesinin İslam dininin temeli olan “Tevhit” inancının ifadesi ve simgesi olduğu belirtildi. Dilekçede şöyle denildi: 'Tekbir' İslam dininin şartlarından olan namaz ibadetinin de bir şartıdır. İslam dinince kutsal olan ve müslümanların dini bir değeri olan bu kavram, davalı şirketçe ticari bir marka haline getirilmiştir." (Timetürk)