Yüzyıllardır Sibirya`da yaşam mücadelesi veren Müslümanlar asimilasyona direniyor. 1588`de yıkılan Sibirya Hanlığı`nın varisleri, son Han Seyid Ahmet'in torunları, Rus hakimiyeti altında yüzyıllardır sürdürdükleri ayakta kalma mücadelesinde zor bir dönemden daha geçiyor.

Çoğunluğunu Tatarlar`ın oluşturduğu Sibirya Müslümanlarının Sovyetler döneminde bile açık olan okulları ve kültür merkezleri, Rusya yönetimi tararından kapatıldı.

Tatarlar`ın kendi dil ve edebiyatlarını öğrenmeleri için bütün olanakların engellenmeye çalışıldığı Sibirya`da, son olarak Tümen eyalet idaresi de Tatar okullarını kapatma kararı aldı.

Müslümanların dini eğitim ve ibadet imkanları konusunda da ciddi sıkıntıları var. Eğitim alabilecekleri bir merkezleri bulunmayan Sibiryalı müslümanların asırlık camileri de yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya.

Camilerin tamir edilmesine ya da yenilerinin inşasına ise izin verilmiyor. Müslümanlar genellikle ayrı ayrı evlerde bir araya gelerek ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyor.

Sibirya müslümanların çoğu Hanefi mezhebine bağlı. Hanefilik, 800 yıl önce, Sibirya Hanlığı döneminde bölgede kök salmış. Sekiz asır önce bu uzak ve soğuk topraklara Buhara`dan gelen Bahauddin Nakşibend'in öğrencileri, İslam'ın yayılması için çalışmış, bir süre sonra ise Hanlığın resmi dini İslam olmuş. Ancak şimdilerde hanlığa ait olan tarihi abideler yok olmak üzere, Sibirya'ya İslam'ı tanıtan önderlerin mezarları da yıkılmış.

Müslümanların yaşadıkları bölgelere haç dikmeyi görev bilen yerel yönetimler, köylerin Tatarca isimlerini de Rusça isimlerle değiştiriyor.

Rusya'nın diğer bölgelerinde olduğu gibi Sibirya'da da Müslümanlar üzerlerinde baskı artıyor. Sibirya'daki İslam izleri yok ediliyor. Buz ülkesinde yaşayan sıcak nefesler ise baskılara karşı ayakta kalma mücadelesine devam ediyor.

(Kaynak: Dünya Bülteni)