Geçtiğimiz ay içerisinde Şam'ın banliyölerinden Doğu Guta'da sivilleri hedef alan ve 400'ün fazlası çocuk 1.400'den fazla mazlumun katline yol açan kimyasal saldırı sonrasında ABD ve müttefiklerinin Suriye'ye müdahale arayışları sürüyor.

2,5 yılı aşkın süredir Suriye'de devam eden onca kitleel katliama gözlerini yuman emperyalist Batının, sırf siyonist işgal rejiminin güvenliğini merkeze alan bir yaklaşımla kimyasal silahları kırmızı çizgi olarak ilan ettiği biliniyor. İşte Doğu Guta'da bu "kırmızı çizgi"nin aşılması sonrasında ABD ve müttefikleri, Suriye'ye yönelik bir misilleme arayışı içerisine girmiş bulunuyor.

Batılı güçlerin bu arayışının temelinde, Suriyeli mazlumların acılarının değil, kendi emperyalist hesap ve çıkarlarının bulunduğunda kuşku yok. Muhtemel bir müdahalenin, gerek "İsrail'in güvenliği", gerekse bölgedeki ekonomik ve siyasal çıkarlarının korunması noktasında amaçlara sahip olduğu biliniyor. Kendleri de halen İslam coğrafyasında işgalci ve katliamcı konumunda bulunan ABD ve müttefiklerinden, Suriyeli mazlumları katliamdan kurtarmak için bir harekat planlamasını beklemek zaten safdilliğin ötesinde ahmaklık olur.

Bizlerin, her halükarda İslam coğrafyasına yönelik muhtemel bir emperyalist müdahaleye karşı tutumumuz bellidir. Küresel küfür güçlerinin İslam beldelerini çiğnemelerine asla razı olamayız. Bununla birlikte, emperyalist müdahaleye karşı çıkarken, Suriye'de olduğu gibi Müslüman bir halka musallat olmuş despot ve katil bir rejimi arkalama gibi bir konuma düşmememiz de önem arz etmektedir.

Suriye konusunda Müslümanca bir tutum ve duruş için, "Suriye'ye emperyalist müdahaleye hayır" sloganının yanına mutlaka ama mutlaka "Suriye'deki katliamcı, vahşi Baas rejimine ve işbirlikçilerine hayır" haykırışını da eklemek zorundasınız. Aksi halde bir muhtemel zulme karşı çıkarken halen cari olan diğerine arka çıkmış olursunuz. Bugün Müslümanlar olarak ihtiyacımız olan, küresel, yerel tüm küfür güçlerine, zulüm odaklarına karşı açık ve net bir tutum almaktır. 50 yıl içinde çeşitli defalar yaptığı gibi son 2.5 yıldır sistematik olarak Suriyeli mazlumları katleden bir rejimi Kudüs davası adına arkalamaya çalışmak reel politiğe sığsa da vicdana, izana ve imana asla sığdırılamaz.

www.islamvehayat.com