Şu an gündemin ilk maddesini "yolsuzluk operasyonu" teşkil ediyor. Bu operasyonun Gülen hareketinin işi olduğu, kendi medya organlarının bugünkü yayınlarıyla net olarak anlaşılmış bulunuyor. Operasyonla ilgili olarak Gülen medyasıyla Doğan medyası arasındaki paslaşma ise dikkat çekici. Bu noktada şu soru son derece anlam kazanıyor: Gülen hareketi bir cemaat mi, yoksa bir rant ve iktidar şebekesi mi?

Cemaat, bilindiği gibi ıstılahi olarak, İslam'ı yaşamak ve İslami gayeleri gerçekleştirmek için biraraya gelen insanlar topluluğunu ifade ediyor. Şimdi bu tanım çerçevesinde Gülen hareketinin salt mevcut operasyondaki tavrını değerlendirdiğimizde bile, bu hareketin bir cemaat yapılanmasından ziyade rant ve iktidar şebekesi olduğunu görmek zor olmuyor. Zira şayet bu yapı bir cemaat olsaydı, bildiği bir yolsuzluk varsa bunu elinde bir iktidar çatışması aracı olarak saklamaz, kamuoyuyla paylaşma sorumluluğunu yerine getirirdi. Oysa burada yapılan çok açıktır: Yapılan iş yolsuzluğun üzerine gitmek değil, yolsuzluk iddiasını bir iktidar çatışması aracı olarak kullanmak, bunun için dosyalar tutmak, "yeri geldiğinde" bunları demoklesin kılıcı olarak kullanmaktır.

İşte bu, en az yolsuzluk kadar ahlaksızlıktır, insanlık ve İslamlık dışıdır. Bu sebeple biz, söz konusu yapının yolsuzluk operasyonundaki tavrının, bu yapının cemaat değil rant ve iktidar şebekesi olduğuna yeter kanıt olduğuna inanıyoruz.

(İslam ve Hayat)