"(Münafıklar) onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler) de derler ki: Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, gözlediniz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.

Bugün artık ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir, varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!"

Münafıklar, hesaplar görülüp varılacak yerler belli olduktan sonra cennet ehline seslenirler;

-Biz dünyada iken sizinle beraber değil miydik? Biz de sizin gibi namaz kılıyor, oruç tutuyor ve zekat veriyor değil miydik?

Sizin gibi giyiniyor, yiyor içiyor ve sizinle aynı kıbleye dönüyor değil miydik?

Peki bugün bizi ziyana uğratan şey nedir? Bu varılacak en kötü yer olan sekar’a ve hutame'ye bizi bölük bölük sevk eden şey nedir?

Cennet ehli ise der ki;

Size ALLAH’a dosdoğru kul olun, ALLAH’ın ipine topluca sımsıkı sarılın ve dininizi (yaşam sahanızın sınırlarını, hayatınızı şekillendiren kanun ve kurallarınızı) parçalara bölüp de, dininizden nefsinize ve batıl ideolojilere hisseler vermeyin emri gelip çatmışken, siz; büyüklendiniz, sizi uyaran davetçilere kulak vermediniz ve böylece siz kendi başınızı kendiniz belaya soktunuz.

Gerçek iman sahipleri aleyhinde fırsat kolladınız, onlara ne zaman bir zarar dokunsa kalplerinizi sevinç kapladı, o ahmaklar da bizim iman ettiğimiz gibi iman etseydi ya, böylece bu yaşadıklarını da yaşamazlardı dediniz.

ALLAH korkulmaya daha layık değil midir prensibini unuttunuz. Dünyalık kaygılar, dünyalık kayıplar sizi o kadar çok korkuttu ki; bu yerin dibine batası korku, içinizdeki ALLAH korkusunu gölgeledi.

O kahrolası şeytan sizi aldattı da aldattı, o kadar çok aldatıldınız ki; ve nihayetinde RAHMAN’ın “o çok aldatıcı şeytan sizi ALLAH’ın affediciliği ile aldatmasın” ayetine rağmen, sizi ALLAH’ın affediciliği ile de aldattı.

Yaptığınız her günahın sonunda ALLAH affeder lafzını dilinize dolaya dolaya ömrünüzü heba ettiniz.

Şimdi ise, Elçilerin bizi uyardığı din günü geldi çattı. Burada hüküm ALLAH’ındır. 

Hani dünyada iken her defasında tekrarladığımız o söz, bugün tecelli etmektedir.

Dünyada iken hükmü ALLAH’a has kılan bizlere mazeretler ve bahaneler üretip dururdunuz, şimdi seslenin bakalım dünyada HÜKÜM’den pay verdiklerinize, seslenin de, gelsinler ve bu azabı savsınlar başınızdan.

Hayır gelemezler, çünkü onlar RAHMAN'ın "Tuğyanınız sebebiyle tadın azabı" hükmü verdiği, zulümde önde gidenlerdir ve vadedilen cehennem azabı onları aniden kuşatıvermiştir.

Bugün RAHMAN ne sizden (dille inkar etmeyip hal ile inkar edenler, kalbinde hastalık taşıyanlar, müminler aleyhinde fırsat kollayanlar ve hakimiyette ALLAH’tan başka makamlara pay verenler) ne de dille ve halle inkar edenlerden fidye, tevbe ve pişmanlık kabul edecektir.

Varacağınız yer ateştir, sizin ardınızda bıraktığınız dünya hayatındaki amellerinize yakışan da o çılgın cehennem ateşidir. 

Orası varılacak çok kötü bir menzil ve can yakıcı bir azap yurdudur...

Elhamdulillahi rabbilalemin... Hasbinallahu ve ni'melvekil...