İsveç'te aşırı sağcı aşağılık bir adam, alçak İsveç devletinin himaye ve belli ki yönlendirmesinde Rabbimizin tüm insanlık için hidayet rehberi kıldığı Kur'an'a ve hidayet önderi olarak seçtiği Peygamberimize yönelik provokatif bir eylem gerçekleştirdi bilindiği üzere.

Söz konusu eylem İsveç polisi nezaretinde yapıldı, kısacası İsveç devleti bu suça bizzat iştirak etmiştir. İşin bence en önemli noktası burasıdır.

Bilindiği üzere İsveç NATO'ya müracaat etmiş, bu müracaatının karşısındaki en büyük engel de Türkiye olmuştur. Ki NATO, bugün İslam'a ve Müslümanlara karşı savaşan emperyalist bir organizasyondur.

Türkiyeli yetkililerce çeşitli açıklamalarda bulunulmuş ve bu eylemi kınadıklarını ifade etmişlerdir. Türkiye'nin yanı sıra genel olarak "İslam dünyası"nın vermiş olduğu tepkiler gerçekten çok cılız ve zayıf kalmıştır.

Bizler hep şunu söyledik: "İslam ülkeleri" yöneticileri, İslam'ı hep iktidarlarının devamı için kullanmışlardır. Mesela şimdi Türkiye en azından büyükelçisini çekse ve İsveç'le ilişkilerini kesse çok mu zor? Hangi taraf sıkıntı yaşar?

Bu durumu, "van minut" sonrası İslam dünyasından büyük teveccühler alıp, sonrasında Ankara caddelerinde siyonist işgal bayraklarını dalgalandırırken ve kırmızı halıda "beraber yürüdük biz bu yolda" şarkısını hatırlatırken görmüştük.

Bugün İslam dünyasında, bilinç-şuur, fedakarlık ve bedel ödeme duyarlığına sahip Müslümanların sayısı çok çok azdır ne yazık ki. Bu olay da bize net olarak göstermiştir ki, İslam'ı, kalabalıklar değil, bilinçli ve fedakar, samimi, bedel ödemeye hazır yiğitler savunacak ve yeniden egemen kılmaya gayret edecektir.

Selam olsun sadece Allah'a güvenen yiğitlere.