`Avrupa, Müslümana tahammülsüz`
Fransa’daki başörtüsü ayrımcılığını takip eden Fransa Alternatif Yurttaşlık Derneği Genel Başkanı Siham Dünyazade Andalouci, Avrupa`nın Müslümanlara tahammülsüz olduğunu söyledi.
Avrupa’da yaşayan Müslüman düşünür Tarık Ramazan’ın danışmanı ve Avrupa Müslümanlar Ağı Yönetim Kurulu Üyesi Siham Dünyazade Andalouci, Vakit’in sorularını cevaplandırdı. Tarık Ramazan’ın, İran’daki bir TV kanalına konuştuğu için Rotterdam Belediyesi’ndeki danışmanlık görevinden atılmasının Avrupa’daki entelektüel çevrede büyük tepki çektiğini belirten Andalouci; “Tarık Ramazan’ın yaklaşımı tenkit edici ama yapıcıydı. En tahammül edemedikleri şey de budur. Onu marjinalleştiremediler, bu nedenle susturmak istediler” dedi.
Avrupa’da yaşayan Müslüman düşünür Tarık Ramazan’ın danışmanı ve Avrupa Müslümanlar Ağı Yönetim Kurulu Üyesi Siham Dünyazade Andalouci, kendisini her açıdan geliştirmiş bir Endülüs kökenli, Cezayirli bayan. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kavas ve Uluslararası İşadamları Forumu Başkanı Mehmet Zeki Güvercin beylerin aracılığı ile kendisi ile tanıştık ve yaptığı çalışmalar çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdik. Türkiye gibi laikliği çok katı bir şekilde uygulayan Fransa’da yaşayan Andalouci, son dönemlerde Fransa’da başörtüsü karşıtlığının artması üzerine kurulan Alternatif Yurttaşlık Derneği’nin de genel başkanı. Andalouci, tam anlamı ile on parmağında on marifet olan bir hanımefendi. İşte, Andalouci ile gerçekleştirdiğimiz röportaj:
İRAN TELEVİZYONUNA KONUŞTU DİYE TARIK RAMAZAN’I İŞTEN ATTILAR
-Son dönemlerde adı çok tahammülsüz bir uygulama ile gündeme gelen ve Avrupa’da yaşayan Müslüman düşünür Tarık Ramazan’ın danışmanısınız. Biz Tarık Ramazan’a en yakın isimlerden biri olarak sizden olayın aslını öğrenebilir miyiz?
- Elbette. Bildiğiniz gibi Tarık Ramazan, bir İran televizyonuna program yaptığı gerekçesiyle Hollanda’nın Rotterdam Belediyesi’ndeki danışmanlık görevinden atıldı. İnanılmaz bir şeydi bu. Konuşma hürriyeti kısıtlandı. Entelektüel çevrelerde bu büyük tepki çekti, fakat idari kesim geri adım atmadı.
- Tarık Ramazan’dan neden ürktüler bu kadar?
-Tarık Ramazan’ın yaklaşımı yapıcı ama tenkit ediciydi. En tahammül edemedikleri şey de budur. Marjinalleştiremediler, bu nedenle susturmak istediler. “Görünür bir Müslüman entelektüeli” hedef almaktaki asıl hedefin, Müslümanları küçük düşürmek ve Müslüman korkusu oluşturmak olduğunu ileri süren Ramazan “Mevcut tartışma, benim kişiliğimden daha çok Hollanda’daki siyasetin alarm verici durumu hakkında daha çok şey söylüyor” yorumunu yapıyor.
FRANSA’DAKİ İSLAM KARŞITLIĞININ TESPİT VE TAKİBİNİ YAPIYORUZ
-Avrupa genelinde ve Fransa’daki İslamofobia’yı konuşacağız, fakat öncesinde Avrupa’daki Müslüman entelektüelleri konuşabiliriz. Bir oluşumunuz var, değil mi?
- Evet. Avrupa Müslümanlar Ağı, Avrupa’da yaşayan ve entelektüel anlamda bilinen isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu bir düşünce platformu. Aile, eğitim, finans, kültür gibi alanlarda görüşlerimizi ortaya koyuyoruz. Düşünce üretmeye çalışıyoruz. Avrupa genelindeki entelektüel Müslümanların bir araya geldiği ve fikir alışverişinde bulundukları bir kuruluş diyebiliriz.
-Aynı zamanda Alternatif Yurttaşlık isimli bir derneğin başkanlığını yapıyorsunuz. Derneğinizin kuruluş amacı, yaptığınız faaliyetler neler? Neler yapıyorsunuz alternatif yurttaşlık adına?
- Alternatif Yurttaşlık Derneği, Fransa’da başlayan başörtüsü karşıtlığı ve yasaklamalar üzerine kuruldu. Ayrımcılığı tespit edip, takibini yapıyoruz. Kim, nerede bir haksızlığa uğrarsa biz onun takipçisi oluyoruz. Sorunlara büyümeden müdahale etmek için uğraşıyoruz.
- Mesela neler yapıyorsunuz?
- Başörtüsü nedeniyle işinden atılan, okul ile birlikte geziye gitmek isterken başörtüsü nedeniyle engellenen kız öğrencilerin problemleri ile ilgileniyoruz. Biliyorsunuz Fransa, Avrupa’da en katı laikliğin uygulandığı ülke. Türkiye’ye de kötü bir örnek olmuştur. Derneğimizin yola çıkış noktası Fransa’daki başörtüsü zulmü. Haklarımızı savunmak için bu dernekteyiz. Kadınların eğitilmesi, sosyal hayata katılmaları, eğitim haklarının korunması gibi meselelerle özellikle ilgileniyoruz. Denetleme kurulu gibi çalışıyoruz.
11 EYLÜL’DEN SONRA İSLAMOFOBİA KADAR İSLAM’A İLGİ DE ARTTI
- Peki, siz başörtülü bir bayan olarak Fransa’da böyle bir ayrımcılığa uğradınız mı?
-Elbette. Ben de şahsen bir ayrımcılığa uğradım. Üniversitede hocalarımdan biri beni inancım gereğince örttüğüm başörtüm nedeniyle derse almadı. Roma Tarihi dersiydi bu ve bu dersi mutlaka almam lazımdı. Sonra araya başka bir Fransız bayan profesör girdi ve sorun çözüldü.
- 11 Eylül sonrasında neler yaşandı Fransa’da?
-11 Eylül sonrası işler bir anlamda daha zorlaştı, önyargılar iyice arttı. Zaten Fransa İslam ile sorunlu bir ülke. Sömürgeleri ile filan...
11 Eylül sonrasında bu daha net bir şekilde görüldü. Fakat iyi olan gelişme şu ki İslam’a ilgi de çok arttı. Kur’an-ı Kerim satışları patladı.
-Siz Fransa’da yaşıyorsunuz, Fransızca konuşuyorsunuz. Fransızca konuşan epey Müslüman var dünyada...
- Evet. Yeryüzünde Fransızca konuşan çok fazla Müslüman nüfus var. Özellikle Afrika’da on milyonlarca Müslüman Fransızca konuşuyor. Bizim bir de Uluslararası Fransızca Konuşan Müslümanlar Topluluğumuz var. İki yılda bir, bir araya geliyor, problemlerimizi konuşuyor ve çözüm yollarını ortaya koymaya çalışıyoruz. İnşallah 6 Temmuz 2010’da da Mali’nin başkenti Bamaku’da toplanacağız.
- Afrikalısınız, Afrika özelinde çalışmalar da yapıyorsunuz.
- Evet. Mali asıllı Müslüman futbolcu Kanoute ile birlikte çalışıyoruz. Bir vakfımız var. Kalkınma projeleri, okullar, yardım kampanyaları ve bireysel destekler sağlıyoruz. İlk yardımı sağlamaya çalışıyoruz. Henüz 2 yıllık bir kurum bu yardım kurumu, inşallah daha iyi olacak. Mali’de bir yardım köyümüz var. 10 ev var ve her evde 10 çocuk var. Okulu, hastanesi, kültür merkezi ve spor salonu olan bir köy burası. Şu anda sadece Mali özelinde çalışıyoruz.
- Siz aynı zamanda Avrupa’daki Müslümanların en köklü ve en büyük yayınevi olan Tawhid’in Türkiye’ye getirilmesi için de uğraşıyorsunuz.
-Evet. Tawhid 20 yıl kadar önce Fransa’da kuruldu. Tarık Ramazan, Fethi Yeken, Yusuf El Kardavi, Hasan El Benna, Mustafa Brahami, Muhammed Es-Sawaf, El-Beyhagi ve birçok başka büyük yazarın yayınevidir, kitaplarını basar.
- Genel olarak hangi tür kitaplara eğilir?
- Genel olarak Avrupa’da yaşayan Müslümanların problemlerine değiniyoruz. Birçok özel kitap bastırdık. Son olarak Prof. Dr. Muhammed Chiadmi’nin 20 yıllık çalışmasının bir ürünü olan Kur’an Tefsiri’ni Tawhid Yayınevi olarak bastırdık. Şimdi Türkiye’de de Divan adı ile şubemizi açtık.
-Türkiye’de neler yapmak istiyorsunuz?
-Türk yazarları, Avrupalı okurlarla buluşturmak istiyoruz. Türkiye’de Müslümanların yayınevleri çok geniş yelpazede ürünler veriyor. Roman, şiir, deneme gibi türler Avrupa’daki Müslümanlar arasında çok yaygın değil. Türkiye’de bu başarılmış.
- Son olarak, siz Fransa’da yaşıyorsunuz, fakat aslen nerelisiniz?
-Endülüs’ten kovulan Müslümanlardanım. Cezayirliyim. İsmim de zaten Endülüs’ten geliyor. İkinci ismim olan Dünyazade de bildiğiniz gibi Abdulhamit Han’ın torununun ismidir. Bin bir gece masallarında da geçiyor.
(Röportaj: M. Mustafa Uzan / Vakit)