`Bodrumda sessizce namaz kılıyordum`
Amerikalı John ve Matt, Kur’ân’la ilk tanışma, ilk namaz ve ilk oruç anılarını anlattı. Ailesinden habersiz Müslüman olduğunu belirten Matt şunları söyledi: “Sabahları erkenden kalkıp bodrum katına sessizce inip namaz kılıyordum.”
Indiana Üniversitesi’nde İslâm Araştırmaları bölümünde olan Matt ile Din Araştırmaları bölümünde olan John’un İslâm’ın huzur iklimine olan yolculuğunu Dünya Bizim aktardı. Dünya Bizim’den Hatice A. Hatipoğlu’na konuşan John ve Matt ‘Müslüman olmanızı tetikleyen unsurlar neydi?’ sorusuna şu cevapları verdi:
‘Malcom X’in hayatını okudum’
John: İslâm hakkında duyduğum şeyler genelde hip-hop müziği, edebiyat ve kısmen de filmler üzerindendi. Zihnime yerleşen İslâm tohumu böyle şekillendi. Aynı zamanda Malcom X’in hayat hikâyesini ve otobiyografisini okumam; onun kişiliği ve dâvâsına sempati duymama sebep oldu. Lise çağlarımda annemle beraber bir Doğu Afrika gezisi yapmıştık ve çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda İslâm’ı tanımıştım. Aslında İslâm’ın özellikle 11 Eylül sonrasında medyada sunulduğu gibi bir din olmadığını bilsem de, muhtevası hakkında bir bilgim yoktu. İslâm hakkında okuduklarımsa daha ziyade bir antropolojik bakış açısıyla kendimi bilgilendirmek içindi. Sonra fark ettim ki Müslümanların sahip olduğu dinî esasların bir kısmı benim pratik hayatımda da vardı.”
‘Allah’ın zikri entelektüel çabadan daha üstün’
Matt: Beni tetikleyen ilk kez duyduğum “Besmele” olmuştur. İslâm hakkındaki bir sohbeti dinlemek üzere açmıştım. Derse güzel bir besmele ile başlanmıştı ve kalbimin derinliklerine yerleşmişti. İşittiğim bu kelimeleri ta ki güzelce telâffuz edinceye kadar tekrarlayıp durdum. O gün boyunca besmeleyi okuyarak dolaştım durdum. Sonucunda İslâm’ı sevdiğime ve bu dine intisab etmeyi istediğime kanaat getirdim. Bugünden kendi tecrübeme baktığımda Allah’ın zikrinin entelektüel çabadan daha üstün olduğunu düşünüyorum.
‘Türk öğrencilerle tanıştım”
İlk namazlarını, ilk oruçlarını anlatan Matt ve John, doğuştan Müslüman olup büyüyenlerden çok daha farklı cevaplar verdi. İlk tecrübesinin oldukça zor olduğunu belirten John şunları dedi: “İlk Ramazan tecrübem oldukça zordu aslında. Bloomington’da geçirdiğim ilk üniversite yılımdı ve şehirdeki Müslümanları tanımıyordum. Kendi başıma oruç tutuyordum, gerçi tam olarak nasıl oruç tutulduğunu bildiğim de söylenemezdi. İslâm hakkında bildiklerimin çoğu kitaplardan, berbat bir bilgi kaynağı olsa da internetten ve özellikle New York Üniversitesi İslâm Merkezi’nin ders serilerindendi. Bu ders kayıtları bana çok yardımcı oldu, zira dersin hocası benim gibi değişim ve dönüşüm süreçlerinden geçen Amerikalı Müslümanları gözeterek konuşuyordu. Bloomington’daki ikinci senemde ise nihayet camiye gitme tevazusunu gösterebilmiştim! Şükür ki dil kursuna gelmiş olan ve İngilizce pratiği yapmak isteyen Türk öğrencileriyle tanıştım. Beni evlerine dâvet ettiler, sohbetlerimiz oldu. Hayatımda yeni ve muhtemelen en iyi sayfanın açıldığı dönem diyebilirim.”
‘Babam da camiye geldi’
Ailesinden habersiz Müslüman olduğunu belirten Mat ise yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “İlk kez namaz kıldığımda ailemin yanında yaşıyordum. İslâm’ı kabul ettiğimi henüz onlara söylememiştim. Sabahları erkenden kalkıp bodrum katına sessizce inip namaz kılıyordum. Bu durum iki hafta devam ettikten sonra babama Müslüman olduğumu söyledim. Her ne kadar kararımdan dolayı hayal kırıklığı yaşamasa da daha önceden paylaşmamı beklediğini söylemişti. Şimdiyse İslâm’ı seviyor, hatta iki kere Cuma günü camiye gelip namaza bile katılmış durumda.”