`Diyanet, sisteme sigortalık vazifesi görmektedir`
`Diyanet siyasi bir kuruluştur. Sisteme sigortalık vazifesi görmektedir. Başka türlü yorumlanmasına da karşıyım... Bizleri piyon olarak kullanmak, sistemi ayakta tutmak için ulufeler verdiğini kabul etmeliyiz. Bizim de bu ulufelerden beslendiğimize kızmaktayım.`
Vakit gazetesinde yazan Duran Kömürcü buıgünkü yazısında laik sistemin din işleri kurumu olan Diyanet'i ele alıyor. Dini kendisine karıştırmayan laik sistemin dine müdahale aracı olan Diyanet'e yönelik önemli tesbitlerin yer aldığı yazıyı iktibas ediyoruz. Duran Kömürcü, "Diyanet'e karşıyım" başlıklı yazısında şu ifadelere yer veriyor:
"...Diyanet'in aleyhinde değil de, oluşum felsefesini hazmedemiyorum. Sisteme geçiş noktasındaki sigortalık vazifesine karşıyım. Diyanet'in dinin üzerindeki baskısına, insanların inançlarını yaşayamamasına, dinin bütününü değil de ibadet kısmını dile getirmesine karşıyım.
İbadet bölümünün bütününü işlerken, muamelat bölümünü dile getirmeyişini, dinin temsilcisi değil de, sistemin oyuncağı oluşunu; ona hizmetini, görevlileri ona adapte edişini, hutbe ve vaazların sistemin emrine amade kılınışını hazmedemiyorum.
Kur'an'ı hayat nizamından çıkarmak için vazifelileri kullanmasına, sistemi ayakta tutmak için görevlileri seferber etmesine karşıyım..."
İşte Duran Kömürcü'nün "Diyanet’e karşıyım" başlıklı bugünkü yazısı:
Bugün yine geçmişe daldım. İmam-hatipli olduğumuz günleri düşledim. Annemi babamı hatırladım. Köyden Konya'ya gelişimi, Kur'an kursuna gidişimi, imam oluşumu, hayallerimi, ideallerimi gözümün önüne getirdim. Kuşun yuvadan uçuş serüvenini gözledim. İçinde kendimin olduğu yıllarımı, üniversite hayatımı, sosyal faaliyetlerimi, Diyanet'in bize sağladığı imkânları düşündüm.
Diyanet'in verdiği imkânları inkâr etmemizin mümkün olmadığı kanaatındayım. Buna rağmen Diyanet'in aleyhinde olmamın nedenini kendime sordum.
Diyanet'in aleyhinde değil de, oluşum felsefesini hazmedemiyorum. Sisteme geçiş noktasındaki sigortalık vazifesine karşıyım. Diyanet'in dinin üzerindeki baskısına, insanların inançlarını yaşayamamasına, dinin bütününü değil de ibadet kısmını dile getirmesine karşıyım.
İbadet bölümünün bütününü işlerken, muamelat bölümünü dile getirmeyişini, dinin temsilcisi değil de, sistemin oyuncağı oluşunu; ona hizmetini, görevlileri ona adapte edişini, hutbe ve vaazların sistemin emrine amade kılınışını hazmedemiyorum.
Kur'an'ı hayat nizamından çıkarmak için vazifelileri kullanmasına, sistemi ayakta tutmak için görevlileri seferber etmesine karşıyım.
İnancın farzları, günah ve sevapları bir bir sayılıp dökülürken; Allah'ın, Kur'an'ı dünya ve ahiret için gönderdiğinin ve hükmetme âyetlerinin dile getirilmemesine karşıyım.
Kur'an'ın sesinin kısılıp, insanlara şifa veren âyetlerinin dile getirilemeyişine karşıyım.
Kur'an'ın insanlara hayat nizamı oluşunu es geçip, gönüllere su serpen okunuşunun gündeme gelmesine karşıyım.
Kur'an'ın insanların inancından çıkarılıp sistemlere yama yapılmasına karşıyım.
Kur'an'ın Allah'ın emrettiğine göre değil de, sisteme kılıf bulmak için kullanılmasına karşıyım.
Demokrasi ve laikliği öne sürerek dinin emirlerine set çekilmesine, laikliğe göre din ve diyanetin yorumlanmasına karşıyım.
Laiklikle din uyuşmadığına göre, dinin laiklikle örtüştüğü yorumuna karşıyım.
Anayasa'da Diyanet tarif edilirken "sistemin yapısına göre hareket eder" deniyor, Diyanet'in de, dinin emrinde olmayıp sistemin emrinde bir kurum olduğu açıklanıyor. Dini bir kurummuş gibi algılanmasına karşıyım.
Diyanet siyasi bir kuruluştur. Sisteme sigortalık vazifesi görmektedir. Başka türlü yorumlanmasına da karşıyım.
Hayatımızdaki büyük rolünü kabul etsek de altında yatanını inkâr mümkün değildir. Bizleri piyon olarak kullanmak, sistemi ayakta tutmak için ulufeler verdiğini kabul etmeliyiz. Bizim de bu ulufelerden beslendiğimize kızmaktayım.
-
seçkin 27-05-2008 23:21
Sayın yazardan sigortalık görevi yapan ;bilerek yada bilmeyerek tüm oluşumları da kalemine almasını bekliyoruz.Allah hepimizi Dini Allaha has kılan lardan eylesin,Hakkı batıldan ayırma kabiliyeti versin.