`Eğitim meleği` denen Saylan`ın hayatı İslam düşmanlığıyla geçti
Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ), soruşturmasının 12. dalgasında evi ve başkanı olduğu ÇYDD`de aramalar yapılan Türkan Saylan`ın belli kesimler tarafından “iyilik meleği” olarak tanıtılmasına karşın hayatını İslamî değerlere saldırarak geçirdiği biliniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ), soruşturmasının 12. dalgasında evi ve başkanı olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), şubeleri aranan Türkan Saylan'ın belli kesimler tarafından “iyilik meleği” olarak tanıtılmasına karşın hayatını İslamî değerlere saldırarak geçirdiği biliniyor.
74 yaşında olan Türkan Saylan, hayatının her döneminde gerek destek verdiği eylemlerde, kendi derneği ÇYDD'nin düzenlediği programlarda, ikna odalarında görevli olduğu zamanlarda, programlarda yaptığı konuşmalarda ve çeşitli medya kuruluşlarına verdiği beyanatlarda sürekli olarak İslamî değerlere saldırıları ile gündeme gelmiş ve gelmeye devam ediyor.
Türkan Saylan'ın geçmişinde ve hala devam eden sözlerinde İslam'ın temel değerleri de olan “başörtüsü”ne, “namaz”a, “Peygamberimiz”e, “şeriat”a, “Kur'an-ı Kerim”e karşı iğrenç saldırıları bulunuyor.
SAYLAN'DAN “NAMAZ” DÜŞMANLIĞI
Saylan, İslami değerlere saldırma konusunda geçmişinde “namaz”a saldırmıştı. 2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Yerleşkesi'nde “Türkiye'mizin Çağdaşlaşma Sürecinde Laiklik” konulu toplantıda konuşan Saylan, “namaz” düşmanlığı sergilemişti. Saylan konuşmasında, çocukların namaz kılmasını değil, bale yapmasını istediklerini ifade etmişti. Saylan bunun bir alışkanlık haline geldiğini iddia ederek şunları söylemişti: "Türkiye'nin bölünmesine, ırkçılığa yönelmesine, binlerce yıl öncesinin Arap ve İran adetlerinin gelmesine karşıyız. Çocuklarımızın sıra üstünde namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz."MUHAMMED İSMİNDEN DE RAHATSIZ
Türkan Saylan konuşmasında, dinin direği olan “namaz”a karşı iğrenç saldırılarından sonra daha da ileri giderek örnek insan Peygamber Efendimiz'in isminden duyduğu rahatsızlığı da utanmadan kaydetmişti. Saylan, Gençlik Korosu'nu yöneten müzisyenin isminin Muhammed olmasından yakınmış ve düşmanlığını şu sözleri belirtmişti; "Gençlik Orkestrası'nı yaratan ve yöneten arkadaşımızın ismi Muhammed. Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?"SAYLAN: ŞERİATA KARŞIYIZ
“Başörtüsü”ne, “namaz”a, “Peygamber Efendimiz'in ismi”ne seviyesiz şekilde saldıran Türkan Saylan, 2007 yılında “Cumhuriyet İçin Çağlayan Mitingi” hakkında yaptığı konuşmada, din düşmanlığına karşı sözlerini sürdürüyordu. Saylan konuşmasında, “şeriata ve dinciliğe karşıyız” sözlerini sarf etmişti.SAYLAN KUR'AN'DAN RAHATSIZ
Geçmişinde sürekli İslam'a ve Müslümanlara hakaretlerini devam ettiren Saylan, geçtiğimiz gün bu hakaretlerini sürdürmüştü. Nişantaşı'ndaki Özel Işık Lisesi'nde düzenlenen törende konuşan Saylan programda yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'e hakaret ederek şu sözleri sarf etmişti; “Tanrı'nın yaptığı yasalara değil, insanların yaptığı değişken yasalara tabiyiz. Bütün bunları içselleştirmiş savcılara, avukatlara gerek duyuyoruz.”SAYLAN: TÜRBANLI ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTEDE OKUYAMAZ
Türkan Saylan, İslamî değeri olan başörtüsüne karşı düşmanlığını 2006 yılında Milliyet gazetesine verdiği röportajda utanmadan sergilemişti. Saylan, başörtülü öğrencilerin üniversitede okuyamayacağını iddia ederek şunları söylemişti; “Yasal olarak kapanmış durumda türban olayı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararları var. Türbanlı öğrenci üniversitede okuyamaz. Son derece demokrat bir insanım ama yasalara uyulması gerektiğine inanıyorum, o anlamda jakobenim. Hoşgörüyle bakamıyorum, türban bir simge ve cumhuriyet değerlerini korumak zorundayız. İslami bir topluma dönüşmek istemiyorsak, laiklikten ödün vermemeliyiz.”Saylan, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına yönelik kanuni düzenlemelere de karşı çıkmış, “Bizim istemediğimiz bir şeyin Türkiye'de olması mümkün değil” demişti.
SAYLAN; İKNA ODASI GÖREVLİSİYDİ
Türkan Saylan, İstanbul Üniversitesi'nde kurulan faşizan “ikna odaları”nda da görevli olarak çalışıyordu. 1998 yılında İstanbul Üniversitesi'nde devam eden kayıtlarda Saylan, "özel görüşme odası"nda 2 öğrencinin sorgulamasını yaparak zorla başlarını açtırmıştı. Saylan bununla da yetinmeyerek başları zorla açtırılan öğrencilere, "tarak ve ayna verelim de saçlarınız yakışıklı olsun" diye küstah bir şekilde alay da etmişti.(Kaynak: Vakit)