04-10-2009 14:19

`Filistin dâvâsı salt toprak meselesi değildir`

Kur`an Nesli Kültür Merkezi`nde `Filistin Dâvâsı ve Kudüs`ün İslami Mücadeledeki Önemi` başlıklı bir konferans veren Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, `Filistin`de yüzyıla yakın bir süredir yaşananlar, hakla bâtılın, İslam`la küfrün savaşıdır` dedi.

`Filistin dâvâsı salt toprak meselesi değildir`

İslam ve Hayat

Kur'an Nesli Kültür Merkezi'nde "Filistin Dâvâsı ve Kudüs'ün İslami Mücadeledeki Önemi" başlıklı bir konferans veren Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Filistin dâvâsının sadece bir toprak işgaline karşı mücadele anlamına gelmediğini belirterek, "Filistin meselesi salt bir toprak meselesi değildir. Filistin'de yüzyıla yakın bir süredir yaşananlar, hakla bâtılın, İslam'la küfrün savaşıdır" şeklinde konuştu. 

Bu bilinçle Filistin dâvâsına sahip çıkmak gerektiğini vurgulayan Kaya, başından beri dünya istikbarının siyonistlerden yana tavır aldığı bu meseleyi Filistinlilerin zayıf omuzlarına yüklememek gerektiğini kaydetti ve şunları ekledi:

"Filistin'in ve Kudüs'ün yaşadığı işgal sadece Filistinlilerin değil tüm ümmetin sorunudur. Bugün şayet Kudüs ve Filistin'in işgal altında olmasını bir zillet olarak niteleyeceksek bu sadece Filistinlilerin değil tüm ümmetin zilletidir. Filistin'le ilgili duyarlılığımız, siyonistlerin katliamlarına tepki göstermekle sınırlı kalmamalı. Bu konudaki duyarlılığımızı sürekli canlı tutmak zorundayız. Bu duyarlılık da sadece duygusal tepkilerle sınırlı kalmamalı, beli bir plan ve program dahilinde Filistin meselesini gündemde tutmaya yönelik olmalıdır. Direnişin devam etmesi, sürdürülebilmesi için dünya Müslümanlarının bu dâvâya sahip çıkmaya devam etmesi gerekir."

Öncelikle yoğun bir emperyalist ve siyonist propaganda altında olduğumuzu bilmemiz gerektiğini de hatırlatan Rıdvan Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu propagandalara karşı bilincimizi taze tutmaya devam etmeli ve İsrail'i bölgenin bir gerçeği değil, emperyalizmin topraklarımıza sapladığı bir hançer olarak görmeye devam etmemiz lazım. Esaret, yılgınlık ve işgal öncelikle zihinlerde başlar. İşgalin üzerinden değil 60 yıl, 600 yıl da geçse bunu meşru göremeyiz. İşgali normalleştirmek, "iki devletli çözüm" gibi işgali meşrulaştırıcı söylemlere sıcak bakmak, Filistin dâvâsını terk etmek anlamına gelir. Yahudiler 2 bin yıl boyunca Kudüs'ü dillerinden düşürmediler, sürekli ‘Bir sonraki yıl Kudüs'te’ şeklinde bir sloganı diri tuttular ve neticede hedeflerine ulaştılar. Bu kararlılık örnek alınmalıdır."

Mescid-i Aksa'sız Camiler Haftası!

İçerisinde bulunduğumuz haftanın Türkiye'de "Camiler Haftası" olarak kutlandığını hatırlatan Kaya, bu vesileyle Filistin konusunda yaşanan duyarsızlığın bir kere daha günyüzüne çıktığını kaydetti. Rıdvan bu konuda şu önemli tesbitlerde bulundu:  

"Filistin'deki kardeşlerimiz işgal altında, fakat bizler de cahilî bir kuşatma altında bulunuyoruz. Öyle ki camilerimiz bile bu kuşatmayı yaşıyor. Acı bir örnek olarak bu Cuma günü şahit olduğumuz bir olaydan söz etmek isterim. Çeşitli İslami kuruluşlar tarafından Fatih Camii avlusunda namaz çıkışı Kudüs ve Mescid-i Aksa için dua yapılacağı duyurulmuştu. Cami imamı Camiler Hatfası'ndan, camilerin öneminden söz etti, fakat Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların arttığı, konunun gündemde olduğu bir dönemde, ilk kıblemiz ve Müslümanalrın üç hareminden biri olan bu Mescid-i Aksa'dan tek bir kelimeyle dahi söz etmedi." 

Kaya, siyonist işgale karşı mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğunu ve Müslümanlar olarak umudumuzu yitirmeden, Rabbimize güvenerek sorumluluklarımızı omuzlamaya devam etmemiz gerektiğini vurguladı ve şu hatırlatmada bulundu:

"İsrail'e karşı mücadele etmek demek, ABD'ye karşı mücadele etmek demektir. İsrail'e karşı tez ileri sürmek ABD'ye karşı tez ileri sürmek demektir. Dolayısıyla Filistin dâvâsı dünya istikbarına karşı bir mücadeleyi ifade etmektedir. Bu mücadelenin uzun soluklu olacağını bilmek gerekir."

Kudüs'ten yeni dönen yazar Selvigül Şahin de, Kudüs'ün Müslümanlar için önemine değinerek, "Özgür Kudüs'te namaz kılmak hepimizin isteği. Kudüs ve oradaki Müslümanlar beni çok etkiledi. Onlar bu dâvâyı omuzlamışlar. Kudüs'e gidince o kutlu beldenin önemini daha iyi anlıyorsunuz. Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı korumak bir avuç Filistinlinin üzerine kalmış. Fakat gerçekten de layıkıyla bu dâvâyı savunuyorlar. Bunu gördük. Bu insanları çok asil gördüm" diye konuştu.    

Mescid-i Aksa imamının "Giderken kalbinizi burada bırakın" dediğini kaydeden Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "İki hafta oldu döneli, iki haftadır gerçekten de kalbim Kudüs'te."

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !