20-08-2010 14:04

`Hamas, direnişten asla vazgeçmeyecek`

Heniye: HAMAS hâlâ İsrail’i tanımamaktadır ve tanımayacaktır. HAMAS için direniş ve Cihad hâlâ Filistin’i özgürleştirecek tek yöntemdir ve HAMAS bu yolda yürümeye devam etmektedir. HAMAS, halkımız özgürlüğüne kavuşuncaya kadar cihad ve direniş hattından geri adım atmayacaktır. Filistinlilerin imanî doğrultuda eğitilmesi ve yetiştirilmesi konusundaki çalışmalar aynı kararlılıkla sürdürülmektedir.

`Hamas, direnişten asla vazgeçmeyecek`

Rafah Sınır Kapısı’nda bir betonun üzerinde oturarak vatanına, toprağına girebilmeyi beklerkenki görüntüsü kazınmıştı aklıma. Başbakanı olduğu ülkesine girebilmek için bekletilirken kameralara yansıyan o hüzünlü fotoğraf kareleri, belki ona hayranlığımı biraz daha artırmıştı.

Filistin’in, halkının yükünü omuzlamış, bizim için, bizim adımıza mübarek toprakların muhafazasına kendisini adamış bu yiğitçe duruşu, yüreğimde tarifsiz burukluğa sebep olmuştu. Mavi Marmara Özgürlük Filosu’nda yolculuğa başlarken, en çok onunla buluşup, görüşebilmeyi ve kucaklaşmayı arzuluyordum. Siyonistlerin saldırısı bunu sadece 2 ay geciktirebildi. Gazze’de makamında, camide arkasında saf olarak ve evinde misafiri olarak birçok defa görüşebilme imkânına ulaştığımız Filistin Başbakanı İsmail Heniye ile Vakit gazetesi adına HAMAS’a katılma sebeplerini, HAMAS’a yönelik yapılan ithamları, Ramallah yönetimi ile ilişkilerini, ambargoyu ve Mavi Marmara gemisini konuştuk.

- İsmail Heniye bir Filistinli olarak neden tercihini HAMAS’tan yana kullandı?

- Öncelikle HAMAS İslâmî bir harekettir. Sonra, temel çizgisini cihad oluşturmaktadır. O işgale karşı Müslüman Filistin halkını temsil etmektedir. Geniş bir akımdır. Bu sebeplerden dolayı biz HAMAS’ı tercih ettik ve bu şekilde hem İslâm’a, hem de Filistin halkına HAMAS ile hizmet etmek istedik.

- Filistin davası için HAMAS ne ifade ediyor?

- HAMAS, Filistin için yola çıkmış Filistinli bir harekettir. Filistin davası, HAMAS için temel bir dâvâdır. Bu hareket, Filistin içerisinden doğmuş ve Filistinlilerin önderliğinde yürümektedir. HAMAS’ın varoluş sebebi Filistin’dir. Bizler, topraklarımızı nasıl özgürlüğüne kavuşturabiliriz, halkımızın haklarını nasıl geri alabiliriz, topraklarından koparılmış halkımızı yeninden topraklarına nasıl geri getirebiliriz, nasıl Siyonist işgali Filistin topraklarında sona erdirebiliriz, işgal hapishanelerindeki esirlerimizi nasıl özgürlüklerine kavuşturabiliriz konusunda mücadele etmekteyiz. Tabiî ki asıl olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı yeniden nasıl kazanabiliriz derdiyle varız.

- HAMAS’ın son dönemde kuruluş hedeflerinden saptığı iddia ediliyor. Böyle bir hedef değişikliği doğru mu?

- Maalesef böyle iddialar var. Fakat bunlar asla doğru değildir. HAMAS’ın temel meselesi bütün Filistin’in özgürlüğüne kavuşturulmasıdır. HAMAS hâlâ bu hedefine sıkı sıkıya bağlıdır. HAMAS hâlâ İsrail’i tanımamaktadır ve tanımayacaktır. HAMAS için direniş ve Cihad hâlâ Filistin’i özgürleştirecek tek yöntemdir ve HAMAS bu yolda yürümeye devam etmektedir. HAMAS, halkımız özgürlüğüne kavuşuncaya kadar cihad ve direniş hattından geri adım atmayacaktır. Filistinlilerin imanî doğrultuda eğitilmesi ve yetiştirilmesi konusundaki çalışmalar aynı kararlılıkla sürdürülmektedir. HAMAS, İsrail işgaline karşı çok çetin bir mücadeleyi sürdürmekte, bu yolda, Filistin’in özgürleşmesi temel davası uğruna, siyasi, cihadî ve tebliğci liderlerinden, kadrolarından binlerce şehid vermektedir. Bu şehidlerin başı HAMAS hareketinin kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’dir. Bu şehidlerin sonuncusu ise Gazze şeridini müdafaa etmek için son İsrail saldırılarında canlarını veren kardeşlerimizdir. İşte tüm bu hakikatler HAMAS’ın hedeflerini değiştirmediğinin, yolundan sapmadığının net ispatıdır.

Bizim karşı karşıya kaldığımız acılara, saldırılara başka bir hareket ne kadar dayanabilirdi bilemiyorum. Ama HAMAS yaşadığı tüm zorluklara rağmen ilkelerine bağlı kalmış, haklarından taviz vermemiş, direniş kararlılığı ile her zaman Filistin halkının ve davasının itibarını yükseltmiştir.

- Gazze, Filistin toprağının bir parçasıyken seçim sürecinden sonra isminin ayrı telaffuz edilmesi, Filistin davasının Gazze ile daraltılma tehlikesini oluşturuyor mu?

- Gazze’nin diğer Filistin topraklarından ayrılmasına dair bir İsrail planı söz konusudur. Ancak bu planın başarılı olması mümkün değildir. Çünkü Gazze, Filistin’in, Filistin devletinin bir parçasıdır.

Gazze’siz bir Filistin devletinden bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeple Gazze’yi Filistin topraklarının geri kalanından ayrıştıracak tüm çabalar başarısız ve umutsuz çabalardır. Gazze Filistin’in tarihi, koparılamaz bir parçası olarak kalacaktır.

“Kudüs tıpkı Gazze gibi kuşatma altındadır”

- Gazze ambargosuna yönelik çalışmalar, Kudüs bilinciyle anlam kazanır diyebilir miyiz?

- Bu önemli bir konu... Gazze ve ona uygulanan ambargo ile meşgul olurken, Filistin davasının ana kaynağının Kudüs olduğu, bununla beraber Filistin toprakları ve mülteciler olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Kudüs de tıpkı Gazze gibi ambargo altındadır. Kudüs, hem siyasi, hem demografik anlamda kuşatma altındadır.
Kudüs şu anda geçmişte olmadığı kadar muhasara altındadır. Kudüs’ün muhafazası, Gazze’den çok daha önemlidir. İşgal batıldır ve sonu da gelecektir. Biz zafere kesinlikle inanıyoruz. Bu mazlum halkın zaferi, kurtuluşu yakındır. Amerika’nın yürüttüğü projeler, Afganistan’da da, Irak’ta da başarısızlığa uğramıştır. O bölgelerde çetin bir direniş ortaya konmaktadır. Bölgedeki bu son gelişmelerin, mazlum ümmetin lehine doğru olduğuna inanıyoruz.

- Ramallah yönetimi ve Gazze yönetimi şeklinde iki ayrı temsiliyet oluştu. Bu bölünmüşlük izlenimi veriyor. Size göre bir bütün olarak hareket edebilmenin koşulları nelerdir?

- Öncelikle şunun unutulmaması gerekiyor: Gazze’deki hükümet, meşruiyetini meclisten alan, tüm Filistinlilerin katıldığı seçimle işbaşına gelmiş bir hükümettir. Ramallah hükümeti ise meşru olmayan bir hükümettir. Seçilmiş meclisin hiçbir şekilde onayı olmadan, Mahmut Abbas’ın kararı ile tayin edilmiş, atanmış bir hükümettir. Bizim beraber hareket edebilmemiz için, onların öncelikle 2005 genel seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeleri, yani halk iradesine saygı göstermeleri gerekmektedir. Temel sorun, onların bu iradeyi yok saymasıdır. İkinci olarak, herhangi bir uzlaşma söz konusu olacaksa eğer, bunun Filistinlilerin haklarını çiğnetmeme temelinde şekillenmesi gerekir. Oluşturulacak projede direniş düsturunu koruma gayesi güdülmelidir.

Filistinlilerin geri dönüş haklarından, Kudüs’ten, Filistin topraklarından hiçbir şekilde taviz vermeyecek bir proje olmalıdır. Bu bizim şartlarımız, aynı zamanda vatanseverliğimizin gerekleridir.

Taviz üzerine kurulu, hakların gasp edilmesi, direnişten vazgeçmek üzerine inşaa edilecek uzlaşma çabaları başarısız olacaktır. Böyle bir uzlaşma girişiminin devam etmesi de mümkün olmayacaktır.

“Ambargonun amacı, Filistin halkının iradesini kırmaktır”

- Gazze’ye karşı sürdürülen ambargonun temel sebebi nedir?

Gazze kuşatması, Filistin halkının iradesini kırmak ve HAMAS’ı siyasi tavizler vermeye zorlamak üzere uygulanmaktadır. HAMAS’ın Filistin üzerindeki etkisi azaltılmak istenmektedir. Bizden şimdiye kadar imzalanan anlaşmaları kabul etmemiz, İsrail’i tanımamız ve direnişe son vermemiz istenmektedir. Ancak bizim bu konulardaki kararlılığımız ve sabit duruşumuz neticesinde bu ambargo başarılı olamamıştır. Ne Filistin halkının iradesi kırılabilmiş, ne HAMAS siyasi tavizlere yanaşmış ve ne de direniş hakkından vazgeçmiştir. Bu sebeple ambargonun siyasi hedefleri konusunda başarısız olduğuna inanıyorum.

İsrail, Gazze’ye yardımları ulaştırdığını iddia ediyor. Bu iddialar doğru mu?

Bu doğru olmayan bir söz... Gazze hâlâ hava, deniz ve karayolu anlamında ambargo altındadır. Sınır kapıları oldukça küçük çaplı olarak çalışmaktadır. Bu sebeple Gazze’de inşaat yapılmamakta, fabrikaların yeniden çalıştırılmasına yönelik hiçbir adım atılmamaktadır. Bu fabrikalarda bulunan 100 bin işçi çalışamaz durumda beklemektedir. Tüm bu yaşananların sebebi, Gazze’ye uygulanan kara, hava ve deniz ambargosudur. İsrail’in bu açıklamaları İslâm ve Arap alemini, kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir. Dünya kamuoyundan gelen ambargonun sona erdirilmesi baskısını geçiştirmeye yönelik çabalardır.

- Gazze ambargosunun kalkması için sizden ne yapmanız isteniyor?

- Onlar üç şart koşuyorlar. 1. olarak HAMAS İsrail’i tanısın. 2. olarak direnişi sona erdirsin. 3.’sü ise Filistin topraklarının yüzde 87’sini taviz olarak veren anlaşmaları tanısın. Ancak demin bahsettiğim gibi HAMAS’ın İsrail’i tanıması ve direnişi sona erdirmesi, kesinlikle mümkün değildir. Söz konusu anlaşmaları kabul etmesi de asla gündemimizde olmayacaktır.

(Röportaj. Hamza Er / Vakit)

YORUMLAR
  • Orhan Albayrak   20-08-2010 15:56

    Kardeşim seninle tanışmak kısmet olmadı ama yazılarınla ve onurlu duruşunla seni tanıdık.Heniye' nin yanına çok yakışmışsın.Röportajın için sagol onuda senide gazzeyide yanımızda hissettik