03-09-2022 13:00

`İlhamını Yahudilikten alsa da, siyonist liderlerin çoğu deist, ateist veya agnostik`

Taha Kılınç, işgal rejimini kuran Siyonist kongrelerin tarihine dair bazı detaylar veriyor: `Kongrelerin işaret ettiği ikinci nokta, bilahare İsrail’i kuracak olan Siyonist kadroların Yahudiliğin dinî inanç ve pratiklerine olan uzaklıkları, hatta bazı durumlarda apaçık düşmanlıkları...`

`İlhamını Yahudilikten alsa da, siyonist liderlerin çoğu deist, ateist veya agnostik`

Geçtiğimiz pazartesi akşamı –29 Ağustos– İsviçre’nin Basel kentinde, Steinenberg Caddesi üzerindeki “Stadtgasino” adlı konser salonu kalabalık bir törene ev sahipliği yaptı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog başta olmak üzere çok sayıda ünlü konuğun hazır bulunduğu törende, Theodor Herzl öncülüğünde düzenlenen ilk Siyonist kongrenin 125’inci yıldönümü kutlandı. Herzl ve beraberindeki yaklaşık 200 kişi, 29-31 Ağustos 1897’de bugünkü Stadtgasino’nun yerinde bulunan mekânda –mevcut konser salonu 1939 tarihli– bir araya gelmiş, tarihe “Politik Siyonizm” adıyla geçen ve nihayet 1948’de İsrail’in kurulmasıyla neticelenen süreci resmen başlatmıştı.

1897’den 2020’ye kadar, Siyonist kongreler 38 defa toplandı. 1951’e gelinceye dek çoğunlukla Basel’de icra edilen, o tarihten günümüze kadar ise sürekli Kudüs’ü merkez edinen kongrelerin detayları, hem Siyonizm’e hem de Ortadoğu’nun yakın tarihine dair çok önemli ipuçları içeriyor:

Her şeyden önce, kongreler üzerinden, Yahudiler arasındaki çatışmaları ve zaman zaman düşmanlığa kadar varan görüş ayrılıklarını izlemek mümkün. Theodor Herzl’in 1904’teki ölümünden sonra zirveye çıkan söz konusu ihtilaflar, birbirinden çok farklı Siyonizm çeşitlerinin doğmasına yol açmış: Kültürel Siyonizm, Dinî Siyonizm, Bölgesel Siyonizm, Revizyonist Siyonizm, Sentetik Siyonizm, Sosyalist Siyonizm… Dünyanın farklı bölgelerinden gelen ve farklı arka planları şahsiyetlerinde taşıyan Siyonist liderlerin kıyasıya kavgaları, ancak Siyonist kongreler dikkatle incelendiğinde anlaşılabiliyor.

Kongrelerin işaret ettiği ikinci nokta, bilahare İsrail’i kuracak olan Siyonist kadroların Yahudiliğin dinî inanç ve pratiklerine olan uzaklıkları, hatta bazı durumlarda apaçık düşmanlıkları. Theodor Herzl’in kendi oğlu Hans’ı kasten sünnet ettirmediğini öğrenmek, bu bağlamda ilginç bir detay. Keza onun gibi diğer birçok liderin Yahudiliğe bir dinden ziyade “kültürel ve siyasal bir kimlik” olarak baktığını anlıyoruz. Ortadoğu’da devlet kurmak için bir inanca yaslanmak gerekeceğinden, Siyonist liderler sözde “ilham”larını Yahudilikten almışlar. Ancak pratikte çoğu ateist, deist veya agnostik… Kurucu kadroların Sosyalizm ve Marksizm gibi seküler / din dışı akımlardan ağır şekilde etkilenmiş olmaları da bunun göstergesi...

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !