`Kim daha İsrailci` kavgası
Erdoğan kendilerini mayın yasasıyla Suriye sınırındaki arazileri İsrail`e peşkeş çekmekle suçlayan muhalefet partilerine 28 Şubat sürecinde İsrail`le yaptıkları anlaşmaları hatırlatarak cevap verdi.
İslam ve Hayat
Politik arenada mayın temizleme konusunda başlayan tartışmalar sürerken, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'dan ilginç bir açıklama geldi.
Erdoğan kendilerini mayın yasasıyla Suriye sınırındaki arazileri İsrail'e peşkeş çekmeye çalışmakla suçlayan muhalefet partilerine 28 Şubat sürecinde İsrail'le yaptıkları anlaşmaları hatırlatarak cevap verdi. Kısacası mayın tartışmaları "Kim daha İsrailci" atışmasına dönüştü.
Zaman gazetesinde yer alan habere göre, Erdoğan, Kütahya 3. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "MHP, DSP, ANAP üçlü döneminde İsrail ile yapılmış birçok anlaşma var. Hiçbir anlaşma yapmamış gibi doğru olmayan sözlerle kalkıp halkı aldatmayın. Dürüst olun, dürüst... Gizlilik kaydı olmasa bunlar rahat açıklanır. Onlar gizlilik kaydına rağmen açıklarlar ama biz açıklamayız." dedi.
Erdoğan, "Kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, Batı da çok iyi bilir. Tutturdular bir İsrail gidiyorlar. Bu ülkenin başbakanının duruşunu dünyada herkes çok iyi bilir. Siz kendinize bakın önce. MHP, DSP, ANAP döneminde İsrail ile yapılmış birçok anlaşma var. Hiçbir anlaşma yapmamış gibi doğru olmayan sözlerle kalkıp halkı aldatmayın. Dürüst olun. Gizlilik kaydı olmasa bunlar rahat açıklanır. Ama gizlilik kaydı var. Onlar gizlilik kaydına rağmen gelip açıklar ama biz açıklamayız. Biz hukuka saygılıyız. Bizim her şeyimiz açık."
-
HUSEYIN SASMAZ 11-06-2009 15:31
Topraklarımız Ancak Raşidi Hilafet ile Korunabilir! Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşma uyarınca 2014'e kadar mayınlı arazilerini temizleme zorunluluğuna binaen 510 kilometrelik ve 350 metre genişliğindeki Türkiye-Suriye sınır hattında toprağa gömülü 615 bin mayının temizlenmesini, imha edilmesini ve bu şekilde elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması işlemlerine ilişkin esas ve usulleri düzenleyen yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulunda 04 Haziran 2009 tarihinde kabul edilerek yasalaştı. Tasarıya göre mayından temizlenecek alanlar, bu faaliyeti yürüten şirkete bırakılacak ve mayın temizleme süresi 5 yılı, arazinin kullanım süresi ise 44 yılı geçemeyecek. Bu mayınlı araziler, 1959 yılından bu yana hiç dokunulmayıp herhangi bir kimyasalın kullanılmaması itibariyle dünyada revaçta olan organik tarıma elverişli olmasının yanı sıra yer altı zenginlikleri bakımından araştırmanın da yapılmadığı bakir topraklardır. Organik tarıma elverişliliği nedeniyle de mayınlardan temizlenmesinden sonra "İsrail" kuruluşuna verileceği ortaya atıldı. Sömürgeci kâfirler tarafından İslam beldeleri arasına çizilen sınırlar Allah'ın izniyle yakında kurulacak İkinci Raşidi Hilafet Devleti tarafından kaldırılacağı için mevcut yönetimin kendi imkanlarıyla bu mayınları temizlemesinde bir sakınca yoktur. Ancak arazilerin kullanımına gelince durum değişmektedir. İslam'ın arazilerin işletilmesi konusuna bakışı Kapitalizmin bakış açısından tamamen farklıdır. İkinci Raşidi Hilafet, İslâm beldelerinde İslâmi iktisat politikasını takip edeceğinden tarımsal projelerde arazilere ilişkin şer'i hükümlere göre uygulama yapacak, buna göre tarımsal üretim projeleri devletin tasarrufu altında değil, fertlerin tasarrufu altında bir seyir takip edecektir. Çünkü İslâm'da tarımsal araziler ne kamu mülkiyetinden ne de devlet mülkiyetindendir. Ancak devlet, iş yapmaktan aciz olan çiftçilere parasal destek verecektir. Yer altı zenginlikleri bakımından yapılacak tespite göre de bu araziler devletin kontrolünde işletilecek ve gelirleri Müslümanlara dönecektir. Kapitalist ideolojinin gıda krizini tetiklediği günümüzde toprakların bir bölümünün bitkisel yakıta ayrılması gibi politikalar yoluyla uluslararası sömürgeci kapitalist şirketler böylesi bakir topraklara göz dikmekte ve bu şirketlerin gıda ticareti, borsaya konu edilerek tekelleşme yoluyla da gıda fiyatlarının zirve yapmasına neden olunmaktadır. Bu nedenle İkinci Raşidi Hilafet tarımsal faaliyetlere ilişkin uygulayacağı İslami iktisat politikasıyla İslam Ümmeti aleyhine kafirleri güçlü kılacak ister bizatihi yabancı uluslararası kapitalist anonim şirketler üzerinden isterse yerli şirketler üzerinden arazilerin kullanılmasına meydan vermeyecektir.