16-07-2009 14:37

`Kudüs’ün tarihî kimliğini kimse değiştiremez”

İşgalci Siyonist yönetimin Kudüs’teki ve 1948’de işgal edilmiş bölgedeki Yahudileştirme çabalarını artırmak amacıyla son olarak da trafik levhalarını değiştirmeye ve Arapça isimleri tamamen kaldırmaya kalkışmasına Filistinli Milletvekili Muna Mansur tepki gösterdi.

`Kudüs’ün tarihî kimliğini kimse değiştiremez”

İşgalci Siyonist yönetimin Kudüs’teki ve 1948’de işgal edilmiş bölgedeki Yahudileştirme çabalarını artırmak amacıyla son olarak da trafik levhalarını değiştirmeye ve Arapça isimleri tamamen kaldırmaya kalkışmasına Filistinli Bayan Milletvekili Muna Mansur da şiddetle tepki göstererek bunun amacının kutsal şehrin ve yeşil hat içinde kalan bölgenin kimliğine müdahale olduğunu dile getirdi.

Filistin İslâmî Direniş Hareketi’ni temsil eden Değişim ve Islah Listesi’nden Batı Yaka’nın Nablus vilayetinden milletvekili olan Muna Mansur bugün (16 Temmuz Perşembe) yaptığı açıklamada işgal devletinin bütün bu çabalarına rağmen Kudüs’ün ve 1948’de işgal edilmiş bölgenin tarihi kimliğini değiştirmeye güç yetiremeyeceğini vurguladı.

Muna Mansur, Filistin Enformasyon Merkezi’ne de ulaşan açıklamasında hakların levhalarda değil, tarihin ve hukukun tescil ettiği öncelik ve meşruiyette olduğunu, işgal devletinin levhalardaki Arapça isimleri kaldırmakla buraların tarihe geçmiş adlarının zihinlerden silinemeyeceğini, üzerlerindeki meşru hakların da ortadan kalkmayacağını dile getirdi.

Levhaların değiştirilmesi işleminin bölgedeki Yahudileştirme politikasının bir parçasını oluşturduğunu vurgulayan Muna Mansur, bu yolla yapılacak düzenlemenin Arap etnik unsur için bir emrivaki haline getirilmesinin ve kabul ettirilmesinin amaçlandığını ancak işgal devletinin tüm çabalarına rağmen amacına ulaşamayacağını ifade etti.

Netanyahu hükümetinin isimlere müdahale ve levhaları değiştirme uygulamasıyla aynı zamanda “İsrail”in “Yahudi devleti” olarak tanınmasını sağlama politikasını da bir emrivaki haline getirmeyi amaçladığı tahmin ediliyor.

İşgal devletinin levhalarda değişiklik yapma ve Arapça isimleri kaldırma kararı daha önce de muhtelif çevrelerin tepkilerine sebep olmuştu.

(Kaynak: Filistin Haber)

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   17-07-2009 13:31

    Filistin Meselesinin Çözümü, Obama'nın Vaatleri ve Dayton Planlarında Değil, Müslüman Ordularının Ellerindedir H. 17 Cumâde’s Sânî 1430 M. 2009/06/10 No: FL-BA-2009-MB-TR-0008 Ma'n Haber Ajansı, 08.06.2009 Pazartesi günü, "İsrail" Maarif Gazetesi'nden şöyle bir haber aktardı: Amerikan Generali Kieth Dayton, Batı Şeria'da görev yapan güvenlik birimlerinin 3 taburdan 10 tabura genişletilmesini hedefleyen yeni bir plan sürmeye hazırlanmaktadır. Zira o, Filistin Güvenlik Birimleri'nin gerekli eğitimlerinin yürütülmesi ve Filistin Güvenlik Birimleri saflarında genişleme operasyonlarının karşılanması için ek bütçe istemek üzere Washington'a gitmiştir. Yine işgalci Yahudi ordusunda bir üst düzey subaydan şunları aktarmıştır: "Bu planın önümüzdeki iki yıl içinde tamamlanması beklenmektedir." Bu plan da "İsrail'in güvenliğine hiçbir zararı olmayacak... Ve bu birimler, İsrail ordusunun karşısında durmayacaktır." Meydana gelenlerin iğrençliğini açıklamaya bile gerek yoktur. Zira bu, işgalciyi korumak için bir güvenlik projesi olarak Amerikan'ın sponsorluğunu yaptığı Filistin Otoritesi'nin projesinin ifşasında oldukça aşikârdır. Güvenlik birimlerine yönelik bu genişleme, "Otorite'nin güvelik kontrolünün arttırılması... ve Hamas Hareketi'nin Gazze'de olduğu gibi Batı Şeria'ya hakim olma girişimlerinden korkması" hedefiyle ilişkilendirildiğinde iğrençlik daha da artacaktır. Haberde geçtiği üzere bu da insanların birbirlerine karşı olan duygularını harekete geçirmesine katkıda bulunacak, işgal altındaki hayalî bir otorite üzerinde kanlı bir çatışmanın içine sürükleyecektir. Ayrıca otoritenin projesine katılım, devletlerarası kararlarla çelişmeyecek şekilde 67 sınırları içerisinde bir Filistin Devleti'nin kabul edilmesi hususunda Amerika'nın ve Mısır'ın taleplerine boyun eğmeye yol açacaktır. Nitekim bu, Ma'n Haber Ajansı'nın yayınladığı ve Gazze Hükümeti Dışişleri Bakan Vekili Dr. Ahamed Yusuf'un Obama'ya gönderdiği mektupta onun tarafından yayınlanmıştır. Bu haber, hem saflığa bürünmüş Obama'nın yalanını, hem de aralarında çatışmayı tutuşturmak, onları kullanmak ve "İsrail ordusu karşısında durmayacak" güvenlik birimlerini güçlendirmek yoluyla işgalcinin güvenliğini korumak şeklinde Filistin halkına yönelik Amerika'nın gerçek niyetini ifşa etmek üzere gelmiştir. Maalesef İslâmî hareketlerin bazı siyasileri, Gazze'yi ziyaret etmesi için Obama'yı davet ettiler, meselenin çözümünde onunla işbirliği yapmaya hazırlandılar ve bazı şahsiyetler de Dayton'un, Obama'nın yanında emirlerini yerine getiren bir görevli olduğunu, Kalkilya'da gerçekleşen kanlı olayların Dayton'un direktifleri ile eğitimlerinin, dolayısıyla yeni Obama yönetiminin bir sonucu olduğunu unutarak Obama'nın konuşmasını olumlu yorumlamışlardır. Nasıl olur da aklı başında bir adam, Dayton'un lideri Obama'ya alkış tutabilir? Yerleşim birimlerinin inşasının engellenmesi ve iki devletli bir çözümle sınırlı kalınması çağrısı gibi "Yahudi Devleti'ne" yönelik ilan edilmiş Amerikan ses tonu ne kadar yükselirse yükselsin ve güvenlik birimlerinin güçlendirilmesi için ne kadar para harcanırsa harcansın, ne kadar general istihdam edilirse edilsin İslam esasına dayalı siyasî uyanıklık, -sorunun müsebbibi ve işgalin gözeticisi olan- Amerika'nın çözüm için bir yol olmayacağı ve Amerika'dan hiçbir medet beklenmeyeceği sonucuna götürür. Zira Müslümanların güvenliğinin, Irak'ta ve Afganistan'da Müslümanları katleden Amerikan tarafından olması mümkün değildir. İslâm, Müslümanların otoritesi ile güvenliklerini, düşmanlarının elleri ile onların generalleri altına değil, kendi elleri ile kendi imamlarının altına vermiştir. Allahu Subhânehu, Ümmete otoritesini sömürgeci kâfirin eline vermesini haram kılmıştır: وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, Kâfirler için Mü'minler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141] Otorite, Yahudilerin güvenliğinin uşaklığı çizgisinden vazgeçmelidir. Genelde Filistin halkı özelde ise İslâmî hareketlerin evlatları özellikle Obama ile Araplardan ve yabancılardan olan askerlerinin ayaklarını kaydırmalarından sakınmalıdırlar. Zira Allahu Te'alâ kâfirlerin kalplerinde gizlediklerini bizlere haber vermiş ve onlar hakkında şöyle buyurmuştur: لاَ يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّواْ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ "Çünkü onlar size fenâlık etmekten asla geri durmazlar ve hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer aklediyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz." [Âl-i İmrân 118]