`Müslüman Azınlıklar Konseyi` kuruldu
Katar’da Müslüman azınlıkların sorunlarının alındığı sempozyumda “Dünya Müslüman Azınlıklar Konseyi” kurulması kararlaştırıldı. Sempozyuma çok sayıda düşünür katıldı.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Müslüman azınlıkların içinde bulunduğu dağınık ve savruk durumdan kurtulması için Müslüman azınlıkları tek bir çatı altında birleştirebilmek için bir konsey kurma kararı aldı.
Sözkonusu karar, Dünya Müslüman Âlimler Birliği’ne bağlı Sorunlar ve Azınlıklar Komitesi’nin Katar’ın başkenti Doha’da düzenlediği “Hindistan Örneğinde Müslüman Azınlıklar Toplantısı-1” isimli sempozyumda alındı.
Sempozyumu düzenleyen komitenin başkanı Dr. Muhyiddin el-Karadaği Cuma günkü açılış konuşmasında birliğin “Müslüman azınlıkları yaşadıkları dağınık ve savruk durumdan kurtarıp tek çatı altında toplamak amacıyla Dünya Müslüman Azınlıklar Konseyi kurmak istediğini” bildirdi.
El-Karadaği birliğin sayıları 450 milyona ulaşan ve dünyadaki Müslüman nüfusun üçte birini oluşturan başka bir ifadeyle Arap nüfusunun neredeyse iki katı olan Müslüman azınlıklara azami önem verdiğini vurguladı.
El-Karadaği birliğin dünyanın her tarafındaki Müslüman azınlıklara çok büyük önem verdiklerini, bunun kanıtı olarak sempozyumu düzenleyen Sorunlar ve Azınlıklar Komitesi olduğunu belirterek komitenin Müslüman Âlimler Birliği Yürütme Kurulu üyelerinden, Birlik sekreterlerinden ve Birlik kurucularından oluştuğuna dikkat çekti.
Azınlıkların tekrar nasıl ayağa kaldırılacağıyla ilgili bilgi veren el-Karadaği azınlık ve ya çoğunluk tüm müslümanlar arasındaki kardeşlik ve işbirliği bağlarının pekiştirilmesi ve müslümanlar arasında entegrasyonun sağlanarak bir ümmet oluşturularması gerektiğini vurguladı.
Bu strateji aynı zamanda her ülkedeki azınlığın kendi arasındaki fikri, kültürel, ilmi, ekonomik ve sosyal anlaşmazlıkları gidererek başta kendisi olmak üzere toplumuna ve ülkesine faydalı olması ve bulunduğu seviyeyi yukarıya taşıyarak daha etkin bir rol oynaması sağlanacak.
El-Karadaği’ye göre bu çerçevede düzenlenen sempozyumun amacı teoriden eyleme geçmek ve derin eylem programlarından uygulanabilir mantıklı planlara geçmek.
Stratejinin aynı zamanda Müslüman azınlıkların ilmi ve kültürel seviyesini yükseltmeyi ve çoğunlukla bir arada yaşama gücünü ve sosyal yönünü güçlendirmeyi hedeflediğini vurgulayan el-Karadaği Müslüman azınlıklarla yaşadıkları devletlerarasında bir sürtüşme ya da çatışmanın çıkarlamıza ters bir durum olacağını dile getirdi.
EN BÜYÜK MÜSLÜMAN AZINLIK HİNDİSTAN’DA
El-Karadaği Müslüman azınlıklara örnek olarak Hindistan örneğinin seçilme nedenini açıklarken şöyle söyledi: “Bunun nedeni Hindistan’da 200 milyondan fazla Müslümanın yaşaması ve bu müslümanların Hindistan nüfusunun % 16’sını oluşturmaları. Ayrıca Hindistan’da yaşayan Müslüman azınlığın çok farklı ve değişik özelliklere sahip olması ve tüm Hindistan eyaletlerine dağılmış olmalarıdır.”
El-Karadaği Müslüman azınlıklara seslendiği konuşmasında aşağıdaki konulara vurgu yaptı:
1- Mezhepçilik, cemaatçilik ve hizipçilik gibi konular adına değil İslam adına çalışmak
2- Dini, sosyal, kültürel, mesleki ve ilmi kuruluşların geliştirilmesi ve daha iyi seviyelere taşınması
3- Tüm ülkelerin İslam dinini resmen tanımasını sağlamak ve Müslüman azınlıklarının önündeki engelleri yok etmek
4- Müslümanlara dini özgürlüklerin tanınması ve medeni işlerinde kendi hukuklarını uygulamalarına izin verilmesi
5- Diğer dinlerle diyaloğun sürdürülmesi
6- Müslüman azınlıkların yaşadığı ülkelerle İslam dünyası arasında yaşanan düşmanlık, korku ve teyakküz durumunun yerine güven ve işbirliğinin tesis edilmesi.
Sempozyuma hazırlık amacıyla birliğe üye birkaç kişi, Hindistan’a gidip oradaki Müslüman âlimlerle bir araya geldi. Sempozyuma Hindistan, Rusya, Srilanka, Nepal, Bangladeş, Çin, Güney Afrika, Tayland ve Avrupa’da 40 kadar Müslüman azınlık lideri katıldı.
KENDİNİZİ SOYUTLAMAYIN!
Öte taraftan Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Dr. Yusuf el-Karadavi de açılış oturumunda Müslüman azınlıklara hitaben yaptığı açıklamada “kendinizi üniversitelerden, bakanlıklardan, yönetimden ve karar mekanizmalarından soyutlamayın, çünkü kendinizi soyutlamanız Müslümanların zayıflamasına ve gerilemesine neden olmaktadır” dedi. El- Karadavi ayrıca müslüman azınlıkları başkalarının çizdiği planların kurbanı olmak yerine kendi geleceklerini planlamaya çağırdı.
Müslüman azınlıkların önündeki en büyük engelin kopukluk ve dağınıklık olduğunu vurgulayan el-Karadavi Müslüman azınlıklar omuz omuza verip birleşmedikçe ilerleyemeyeceklerini belirterek Pakistan ve Bangladeş’i de aldığımızda Hindistan müslümanlarının İslam dünyasının üçte birini temsil ettiğine dikkat çekti.
Sayıca daha kalabalık ve ilimce daha verimli oldukları için Hindistan’daki müslüman azınlığı birlik olmaya çağıran el-Karadavi bu ülkedeki müslümanları İslam dünyasındaki diğer azınlıklara örnek olmaya çağırdı ve “müslümanlar hariç diğer azınlıklar azınlık olduklarını hissettikleri için birbirleriyle kaynaşıyorlar maalesef müslümanlar hariç” dedi.
AZINLIKLARIN SORUNLARI
Organizasyon komitesi adına söz alan Şeyh Abdurrahman el-Mahmud ise “dünyadaki diğer Müslüman azınlıkların sıkıntılarına örnek olduğu için Asya’daki müslümanların sorunlarını tartışma fırsatı bulacaklarını” söyledi.
El-Mahmud müslüman azınlığı toplumlarının kalkınmasına katkıda bulunan vatandaşlar olarak yaşadıkları ülkelerin yönetimleriyle akıl ve hikmet çerçevesinde yaklaşmaları tavsiyesinde bulundu.
DAĞINIKLIK VÜCUDU KEMİREN KURT GİBİ
Sempozyumda ayrıca Hindistan müslümanların temsilcileri de söz aldı. Hind Müslümanları Cemiyeti temsilcisi Mevlana Erşad Medeni müslüman azınlıklar arasındaki parçalanmışlığı İslam ümmetinin içini kemiren bir kurta benzetti.
Medeni “Yaşadığı toplumdan kopuk yaşayan ve dünya müslümanlarıyla işbirliği yapmayan hiçbir müslüman azınlığın geleceğinin bulunmadığını” vurguladı.
Hindistan Ehl-i Hadis Cemiyeti Genel Sekreteri Asgar Ali ise Müslüman azınlıkları yaşadıkları ülkelerde mantıklı davranmaya çağırarak semavi olmayan din mensuplarının dünyevi amaçlar için saflarını birleştirdiğini Müslümanların da dinlerine yardım için birlik olmaları gerektiğini vurguladı.
Sempozyum bugün yayımlanan bir deklarasyon ile sona erdi. (Timeturk)