`Müslümanların Tenkid Ahlakı` (VİDEO)
Kur`an Nesli İlim Merkezi`nde 1 Nisan 2015 Çarşamba akşamı, Yasin Aydoğan`ın sunumuyla `Müslümanların Tenkid Ahlakı` adlı sohbet gerçekleştirildi.
-
yasin 05-04-2015 09:10
Cok muhterem kemal bey abim-kardesimle ayni dusunmek mutluluk verici.mutesekkirim.mutedil vasat merhamet ve sefkat eksenli bir dili on eleyerek yola devam sarttir.dualarimla
-
kemal songür 04-04-2015 11:04
Değerli Yasin kardeşim zihnine, yüreğine, diline sağlık. İşlediğin konu müslümanca temsiliyet açısından hayati öneme sahiptir, bu temsiliyet, hem islam ile tanış olmayanları islama davet yönüyle olsun hem de müslüman olmasına rağmen yanlış-hata yapanları doğruya davet yönüyle olsun. Senin de belirttiğin ve gözlemlediğin gibi ''radikal'' (bu kavramı kullanmak istemiyorum ama, hem anlaşılsın hem de islami kavramlar törpülenmesin için kullanıyorum) kesimin kahir ekseriyeti sözkonusu temsiliyet -el ahsen/engüzel şekilde davet/mücadele et- boyutunda maalesef sınıfta kalmışlardır. Doğru yaklaşıma/duruşa en yakın olmalarına rağmen temsiliyet-davet dili-davranış fıkhı boyutuyla çok gerilerde olduğu acı bir gerçekliktir. Aslında bu vebali de beraberinde getiren ve çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Islah edici davetciler; muhataplar nezdinde davetin-mesajın reddi, asla DAVETÇİNİN KİŞİSEL ZAAFLARINDAN-KURUNTULARINDAN- KABA / SERT MUAMELESİNDEN- İTİCİ-GEREKSİZ- YANLIŞ- ZAMANSIZ-YIKICI USLUBUNDAN kaynaklı değil, mesajın/davetin konusundan-içeriğinden kaynaklı olmasına hassasiyet ile özen gösterenlerdir, olmalıdırlar. ''Yapıcı tenkid fikri hedef alır, yıkıcı tenkid şahsı hedef alır'' ve ''davete muhatap olanın hayrını ve felahını düşünen/düşündürten bir uslubun kullanılması'' yani üzüm yeme kastının muhataba hissettirilmesi gerekir tesbitine aynen katılıyorum. Acizane şunu ilave edeyim, muhatapların tanımlanmasında/tasvir edilmesinde toptancılıktan ve indirgemecilikten de uzak durulması, kişilerin bulundukları konumlarından hareketle ve dahi yönelişler/kasıtlar gözardı edilerek toptancı ötekileştirmelerden sakınılması gerekmektedir. Örneğin; hepimizin tanıdığı/saydığı kimi kardeşlerimizin ''resmi din görevlisi olanlara (genelleyerek) haham-Papaz benzetmesi yapabildiğini (kaldı ki nice ''din dersi öğretmeni ve imam'' salih dostlarımız vardır), her AKP'ye oy verene ''demokrasiye kulluk ve vatandaşlık ibadeti'' yapmaktalar şeklinde genelleyerek ve de bütünüyle tekfir dili kullanılarak genellemeler yapılabilmesi, ihvanı-haması salt seçimlere girmelerinden dolayı ''demokrasiyi savunuyorlar ve bunun mücadelesini veriyorlar'' şeklinde şerhine dahi tenezzül edilmeyen yaklaşımların sergilenmesi vesaire toptancı yaklaşımlara verilebilecek örneklerdendir. Burada söylemeye çalıştığım, ne AKP'ye oy verilmesinin meşrulaştırılması veya vebalinin olmayacağı söylemi ne İhvanın seçimlere girmesini desteklemek ne de diyanete imam ve devlete din dersi memurluğunu benimsetmek asla değildir, söylediğimiz şey muhatapların kastı muradını fiilleriyle bütünleştiren şabloncu yaklaşımların yanlışlığı ve bunun üzerinden hasım edilerek ötekileştirilmesi ve dahası müşrik/kafir gibi kavramların hoyratca kullanılması ve de iletişim köprülerinin dinamitlenmesidir. Bize düşen doğru yerde durmak ve buna merhamet diliyle davet etmek, uslubumuzun yanlışlığı doğruların perdelenmesine neden olmaması için davetci titizliğini kuşanmak, hem tenkid ahlakını hem ihtilaf ahlakını müslümanlar arasında yaşanılır kılmak ve nizadan uzaklaşmaktır. Selam ve dua ile.