`Nazım Hikmet Müslüman olarak öldü`
Nazım Hikmet`in Romanya`da yaşadığı dönemde şoförüyle yapılan görüşme ve önceki kayıtları kaynak gösteren Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği (TİYEMDER) Genel Başkanı Selahattin Yazıcı, Hikmet`in ölmeden önce Müslüman olduğunu ve dinine bağlı bir hayat yaşadığını söyledi.
Ölmeden önce İslam dinine bağlı bir hayat yaşadığı belirtilen Nazım Hikmet'in Türkiye'ye gatirilmesi ve Cenaze Namazının kılınması için çalışma başlatıldı.
Nazım Hikmet ölmeden önce Müslüman mı oldu? İddiayı Romanya'daki şoförü ve tanıklara dayandırılan bir dernek, şairin Türkiye'de cenaze namazının kılınması için çalışmalara başladı.
Nazım Hikmet'in Romanya'da yaşadığı dönemde şoförüyle yapılan görüşme ve önceki kayıtları kaynak gösteren Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği (TİYEMDER) Genel Başkanı Selahattin Yazıcı, Hikmet'in ölmeden önce Müslüman olduğunu ve dinine bağlı bir hayat yaşadığını söyledi. Nazım Hikmet'in cenazesinin Rusya'dan Türkiye'ye getirilmesini isteyen dernek yöneticileri, "Cenaze namazını kılıp kendi toprağında defnetmek istiyoruz" diyor.
Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği'nin yarınki olağan genel kurulunda yapacağı sunuşla bu konuyu tüm kamuoyu ile paylaşacaklarını söyleyen Dernek Genel Başkanı Selahattin Yazıcı, Nazım Hikmet'in Romanya'da yaşadığı dönemde şoförlüğünü yapan ve oradaki bazı tanıklardan derledikleri bilgilerle bunu kesinleştirdiklerini belirterek, konuyla ilgili olarak hükümet nezdinde de girişimleri olacaklarını söyledi.
HAYATI SÜRGÜNDE GEÇTİ
1902'de Selanik'te doğdu. Heybeliada Harbiye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten uzaklaştırıldı. Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptı. Daha sonra Trabzon üzerinden Batum'a, oradan da Moskova'ya geçti.
Kutv Üniversitesi'nde ekonomi politik öğrenimi gördü. 1924'te yurda döndü. Aydınlık Gazetesi'nde yayınlanan yazı ve şiirleri nedeniyle 15 yıl hapsi istenince Moskova'ya kaçtı. 1928'de çıkarılan Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay Dergisi'nde çalışmaya başladı.
1932'de yeniden 4 yıl hapse mahkum oldu. Bu kez, Cumhuriyet'in 10. Yılı nedeniyle çıkarılan aftan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de Harp Okulu'ndaki aramalarda ele geçen şiir ve kitapları nedeniyle "orduyu kışkırtmakla" suçlandı ve 28 yıl 4 aya hüküm giydi. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1950'de özgürlüğüne kavuştu.
Ama sürekli izlenmekten kurtulamadı. Askere alınması kararı çıkınca tekrar Moskova'ya kaçtı. 25 Temmuz 1951'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. O da Polonya uyruğuna geçti. 1963'te öldü. Moskova'da toprağa verildi. Orada yatıyor. (Kaynak: İyi Bilgi)
-
Hasan 22-05-2024 07:18
Benim bildiğim Nazım Hikmet ran hiç dinden çıkmadı ki