06-07-2009 10:36

`Susmayacağız, direnişi sürdüreceğiz`

Özgür-Der Antalya Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen eylemde, gözaltı ve açılan davalarla direnişin engellenmeye çalışıldığı, buna karşılık direnişten vazgeçilmeyeceği bildirildi.

`Susmayacağız, direnişi sürdüreceğiz`
Özgür-Der Antalya Temsilciliği tarafından düzenlenen "Başörtüsüne Özgürlük" eylemi Antalya kapalı yolda gerçekleştirildi. Daha önce gerçekleştirilen 2. basın açıklamasında 17 aile ve çocukları gözaltına alınmıştı. Bugünkü basın açıklamasında da özelikle bu konuya yer verildi.

Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 27 Mayıs 2009 tarihinde Sulh Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianamede 17 kişinin cezalandırılması talep edilmekte. Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesinde 15 Ekim 2009 tarihinde görülmeye başlanacak olan davada birçoğu anne baba konumundaki eşlerden oluşan bu kişilere "velayet hakkını kötüye kullanmak" suçu isnat edilmektedir. Her ay düzenli biçimde tekrarlanan eyleme ebeveynleriyle birlikte çocukların da katılması ve eylem sırasında tepki ve taleplerini ifade eden dövizler bulundurmaları suçlamaya gerekçe kılınmış.

Olayın geçmişiyle ilgili aşağıdaki metin basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Olayın gelişimini hatırlatmakta yarar var: Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde başörtüsü yasağına karşı duyarlılık oluşturmak amacıyla oluşturulan platformlar zincirine 2007 Ramazan'ından itibaren Antalya da katılır. Antalya ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren gönüllü kuruluşların temsilcilerinin oluşturduğu Antalya İnanç Özgürlüğü Platformu her ayın ilk Cumartesi günü Kışlahan Oteli Havuz Başı mevkiinde başörtüsü yasağını protesto amaçlı basın açıklaması yapmaya karar verir. İlki Ekim ayında gerçekleştirilen basın açıklaması herhangi bir müdahale ile karşılaşmaz. Ne var ki, Milliyet ve Cumhuriyet gibi gazeteler Antalya eyleminde yer alan çocukların resimlerini yayınlayarak kışkırtıcı yayınlar yaparlar.

Tahrik amaçlı bu tarz yayınların da etkisiyle 3 Kasım 2007 tarihindeki eyleme polis müdahale eder ve 11'i çocuk 27 kişiyi gözaltına alarak emniyete götürür. Çocukları ile birlikte Emniyet binasına götürülen kişilere Savcılık talimatıyla gözaltına alındıkları ve çocuklarını eyleme getirmek suretiyle, ruh sağlıklarının bozulmasına sebebiyet vermekle suçlandıkları söylenir. Çocukların ruh sağlığı konusunda "inanılmaz" bir hassasiyete sahip Savcılık sayesinde, çocuklar saatlerce anne ve babalarıyla birlikte Emniyette tutulurlar. Geç saatlere kadar süren ifade alımı işlemleri bittikten sonra ebeveynleriyle birlikte serbest bırakılırlar.

Ve aradan bir buçuk yıldan fazla bir zaman geçmesinin ardından Savcılık 17 kişi hakkında iddianame hazırlayarak, cezalandırılmaları talebiyle mahkemeye başvurur.

Yasal Bir Eyleme Çocukların Katılması Neden Suç olsun?

Yasal bir etkinliğe çocukların katılmasının neden suç sayıldığı belli değildir? İddianamede uzun uzun, eylemde çocukların ellerinde tuttukları dövizler sıralanmaktadır. Başörtüsü yasağının anlamsızlığının, hukuksuzluğunun dile getirildiği dövizler, iddianamede tek tek sıralanmaktadır. İfadede yer aldığı biçimiyle:

"… yapılan tespitte çocukların "Başı açık ablamın ne hakkı varsa başı kapalı annemin de hakkı olsun" yazılı pankart 1 adet, "Çocuk aklımla başörtüsüne niye kızıldığını anlayamıyorum" şeklinde döviz 2 adet, "Annem neden okuyamadı" şeklinde döviz 2 adet, "Annem niye okuyamadığını bana söylemiyor" şeklinde döviz 2 adet, "Ben de büyüyünce okuyamayacak mıyım" şeklinde döviz 2 adet, "Ablamın örtüsünden elinizi çekin" şeklinde döviz 2 adet, "Namazım, orucum, başörtüm, kulluğum, onurum özgürlüğümdür" şeklinde döviz 2 adet, "İnancına, örtüne, kimliğine sahip çık" şeklinde döviz 2 adet, "Yasak sürüyor uyuyor musunuz?" şeklinde döviz 2 adet, "Başörtüsüne koşulsuz, sınırsız özgürlük" şeklinde döviz 2 adet, "Başörtüsü inancımızdır, yasaklanamaz" şeklinde 1 adet döviz bulunduğu tespit edilerek el konulduğu …"

Basın açıklaması boyunca sık sık sloganlar atıldı ve basın açıklamasının sonunda gitar eşliğinde başörtüsü ve özgürlük ezgileri söylendi.

(Kaynak: Haksöz Haber)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !