``Trump siyonistlerin istediği şekilde hareket ediyor``
Asya-Afrika İşbirliği Meclisi Başkanı Mühendis Münir Said, `Donald Trump, siyonist sağ cenahın istediği ve rağbet ettiği her şeye uyumlu şekilde hareket ediyor.` dedi.
Siyonist rejimdeki seçimlerin sonucunda tekrar Netenyahu’nun seçilmesini ve Filistin’in gündemini değerlendiren Asya-Afrika İşbirliği Meclisi Başkanı Mühendis Münir Said, Amerika’da yönetimi eline alan sağcıların, Donald Trump öncülüğünde siyonistlerin istediği ve rağbet ettiği her şeye uyumlu şekilde hareket ettiğini vurguladı.
Netenyahu’nun tekrar kazanacağının öngörüldüğünü belirten Said, siyonizmin kibri ve Amerika’yla koordineli olarak yürüttüğü kirli siyasetin devam ettiğini vurguladı.
Arap devletlerin, siyonistlerle normalleşme politikası yürütmeleri ve alışveriş içerisine girmelerinin iç açıcı bir durum olmadığını belirten Said, "Direnişin güçlü bir nefese ihtiyacı var. İleriki süreçte daha büyük zorluk ve sıkıntılarla yüzleşmek için ümmetin diri halklarından desteğe ihtiyaç var. Allah’tan temennimiz bizi Yahudilerin küstahlıklarına, böbürlenmelerine, Mescid-i Aksa ve Kudüs özelinden olmak üzere tüm Filistin’de yürüttükleri Yahudileştirme çalışmalarına karşı korumasıdır. Umuyoruz ki Filistin halkı geçmişte olduğu gibi Yahudilerin plan ve oyunlarını ifşa edip etkisiz hale getirmede Allah’ın yardımıyla başarılı olmaya devam ederler. Şimdiye kadar Filistin halkı ümmetten gelen destekle birlikte Yahudilerin Mescid-i Aksa üzerindeki birçok oyunu etkisiz hale getirdi. Bu konuda ilk önce Allah’tan yardım diliyoruz. Sonra halkımız ve başta Türkiye olmak üzere hâlâ bize destek veren devletlerden ve İslam ümmetinin evlatlarından bize destek vermeleri çağrısında bulunuyoruz." dedi.
"Siyonist sağın talep ettikleriyle uyumlu olmak için Yüz yılın Anlaşması denen şey icat edildi"
Siyonizm ve Amerika’nın koordineli çalıştıklarına değinen Said, "Amerika’da yönetimi eline alan sağ cenah, Donald Trump öncülüğünde siyonist sağ cenahın istediği ve rağbet ettiği her şeye uyumlu şekilde hareket ediyor. Siyonist sağın talep ettikleriyle uyumlu olmak için '100 Yılın Anlaşması' denen şey icat edildi. Bu anlaşmanın devamı mümkün değildir. Bunu kabul etmeme ve etkisiz hale getirme hakkı Filistin halkının elindedir. Bunu geçersiz kılacak da bu halktır. Ne Amerika ne Siyonistler ve nede onlarla iş birliği yapan Araplar bu anlaşmayı devam etmeye güç yetiremeyecekler. Bu vatanı koruyacaklar halkın ta kendisidir. Filistin halkının sahip olduğu kuvvet öncelikle imani bir kuvvettir. Filistin halkı sahip olduğu kahramanlık, irade ve tüm direniş grupları bu anlaşmayı işlemez hale getirmeye kadirdir inşallah. Trump’tan önce de bazı yöneticiler Filistin halkını bu topraklardan söküp atmayı reva gördüler ama başarılı olamadılar. Bu anlaşmanın olabileceğini ima eden bazı Araplar bilsinler ki Filistin halkı buna izin vermeyecektir. Tabi şimdiye kadar bazı resmi Arap kaynakları arasında Amerika ve Avrupa tarafından baskı ve yıldırma korkusuna rağmen 100 Yılın Anlaşması konusunda duruşlarını net bir şekilde belirtenler oldu. Allah’tan dileğimiz Tüm Arap ve İslami devletlerin tarihte olduğu üzere Kudüs’ten vaz geçmekten yüz çevirmeleriyle bilindiklerini hatırlar ve buna göre hareket ederler." ifadelerine yer verdi.
"Tek düşmanımız toprağımızı, mukaddesatları mızı işgal eden Siyonistlerdir"
Asıl düşmanın siyonistler olduğunu belirten Said, "Burada Siyonistler tarafından hummalı çalışmalar yürütülüyor. Bölgede ve Arap topraklarında yaşanan parçalanma, çöküşler, savaşlar ve çekişmelere çözüm olarak Siyonistlerle normalleşme yoluna gidilmek isteniyor. Çözümün siyonistlerle ilişkiler yürütmek olduğu ve asıl düşmanın siyonistler değil de İran olduğu görüşü savunulmaya başlandı. Bu söz kesinlikle vakıaya terstir. Yalnız ve tek düşmanımız toprağımızı, mukaddesatlarımızı işgal eden siyonistlerdir. İran hiçbir gün düşmanımız olmadı ve olmayacak da. Bazı siyasi konularda aynı düşünmüyor olabiliriz ama İran bizim bir komşumuz olarak kalacak. Bu konuda takınılması gereken tutum komşumuzu kucaklamaktır. Üstelik komşumuz Müslümanlar ise aramızda sevgi ve muhabbet olmalı. Aramızdaki ihtilaflar diyalogla çözülebilir. Ama siyonist düşmanlar suçlu, işgalci, gaspçı ve hırsızdırlar. Başta Başkan Erdoğan olmak üzere birçok lider de bunu, siyonistleri bu şekilde vasıflandırıyor. Siyonistlerle normalleşme, uyum, birlikte yaşama gibi bir şey söz konusu olamaz. Bazı liderler tarafından siyonistlerle uyumlulaşma söylemlerinin Filistin’de bir karşılığı yoktur. Olacaksa böyle bir şey bunu halk belirler. Halk tarafından böylesi bir uyumlulaşma söz konusu olmadığından bunun bir geçerliliği yoktur. Burada halk onların tuzaklarına karşı kendini korumaya çalışıyor. Zira karşılarında gaspçı, suçlu ve tarihi boyunca soykırımlarla adını duyurmuş bir siyonist akım var. Bununla birlikte her alanda desteğini eksik etmeyen Batı dahi şuan siyonistlere desteğini ilan etmede utanmaya başladı. Siyonistlerin oynadığı rollerden ve işgal politikalarından beri olduğunu söylemeye başladı. Geçtiğimiz günlerde siyonist akımla uyumlulaşma politikalarına karşı çok yönlü büyük bir kampanya başlatıldı." şeklinde konuştu.
"Geri dönüş tüm Filistin halkının ferdi ve toplumsal hakkıdır"
Gazze şeridinden başlayıp bir yıldan fazladır başlayan Geri Dönüş Yürüyüşlerine de değinen Said, "Bildiğiniz üzere geri Dönüş Yürüyüşleri Gazze’den başladı ve Filistin direnişinin en önemli mücadele sahalarından biridir. Siyonistlerle uyum ve geri dönüş hakkının tasfiye edilmesi politikalarına karşı girişilen bir mücadeledir. Geri Dönüş, tüm Filistin halkının ferdi ve toplumsal hakkıdır. Gazze şeridinden abluka kardırılana dek Yürüyüşler devamlı olarak sürecek. Bu direniş üslubundan birçok direniş alanı ve şekli türedi. Siyonistler bu yürüyüşleri bastırmak için aşırı şiddet kullandı. Halkın barışçıl yürüyüşlerine rağmen yüzlerce kişi şehit oldu ve binlerce vatan evladı yaralandı. Yaralıların birçoğu ayaklarından ve kollarından olarak engelli duruma düştü. Çünkü bu Siyonist akım suçlu bir akımdır. Ellerinden gelen tüm şiddet çeşitlerini kullanmaktan geri durmuyorlar. Ancak halkımız sabırlı, dirençlidir. Tabi sadece Gazze’de değil başta Batı Şeria olmak üzere diğer bölgeler ve ülkelerde siyonist barbarlığa tepki yürüyüşleri yapılıyor. İnşallah halkımız, hedefleri ve haklarına ulaşma yolunda başarıya ulaşır." dedi.
"Esirlerin gösterdikleri mücadeleyi basın yayın organlarıyla gündem etmek lazım"
Filistin gündeminin önemli bir parçası olan esirler sorununa da değinen Said, şunları söyledi:
"Filistinli esirler aileleriyle görüşmek gibi en basit haklarından bile mahrum bırakılıyorlar. İnsanlar hiçbir suçları olmadan tutuklanıp kötü koşullardaki zindanlarda ömürleri çürütülüyor. Esirler siyonistlere karşı mücadelelerini açlık grevi gibi birçok yöntemle sürdürüyorlar. Bu da direnişte çok kahramanca edinilmiş bir tecrübedir. Onların uğradığı haksızlığı ve gösterdikleri mücadeleyi basın yayın organlarıyla gündem etmek lazım. 'Eğer avuç iradeyi yakalarsa bıçağa bent olur.' Mücahitlerimiz ve direniş gösteren halkımıza uzanan bu siyonist bıçağa karşı esirlerimiz yardımlaşarak mücadele gösteriyorlar. Filistin halkı topyekûn onlara destek veriyor. Allah’tan dileğimiz onların gücüne güç katması ve bu yeni direniş tecrübelerinde onları muvaffak kılması, her yerde onlara yardımcı olabilmeyi nasip etmesidir."