28 Şubat davasının neticesi: Darbeci paşalar dışarıda, mazlumlar içeride

28 Şubat davasında 103 sanıktan aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karaday Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün de bulunduğu 21'i müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yüklenen suçları işledikleri sabit olmaması nedeniyle 68 sanığın beraatine hükmedilirken 10 sanık hakkındaki dava zaman aşımının dolması, 4 sanık hakkındaki dava ise ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü.

Paşalara kıyak

Milli iradenin başa getirdiği hükümeti deviren, sokaklarda tanklar yürüten, mütedeyyin ve muhafazakar insanları fişleyip suçsuz yere yıllarca hapis yatırtan paşalar yaş ve sağlık durumları öne sürülerek müebbet hapis cezası almalarına rağmen cezaevi yüzü görmeyecekler. Darbeci paşaların adli kontrol kapsamında yurt dışına çıkışlarını yasaklanırken her ayın ilk günü ikametlerine en yakın güvenlik birimlerine imza verme şartı getirildi.  

Mahkeme, adli kontrol hükümlerine uyulmaması halinde tutuklanabilecekleri konusunda sanıklara ihtarda bulundu. Yargılama sürecinde hayatını kaybeden Teoman Koman, Eser Şahan, Salih Eryiğit ve Tevfik Özkılıç hakkındaki dava, ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü.

Sivas ve 28 Şubat mağdurları içeriden çıkamıyor

Mütedeyyin kesime uygulanan ‘cadı avıyla' kendini bir anda içeride bulan mazlumlardan biri de Ahmet Arslan. Ciddi sağlık sorunlarıyla boğuşan Arslan, 28 Şubat sürecinde, 2001 yılında tutsak edildi. Şeker ve tansiyon hastalığının yanı sıra 4 kalp damarında yüzde yüz tıkanma bulunan ve 18 ilaç kullanan Arslan, doktorlarının ifadesine göre her an kalp krizi geçirebilir.

Sivas Emniyet Müdürlüğü'ne ait televizyonu tamir ettikten sonra konulan video kaseti izlerken Aziz Nesin'i eleştirdiği gerekçesiyle tutuklanan televizyon tamircisi Ahmet Turan Kılıç ise 24 yıldır haksız bir şekilde cezaevinde tutuluyor.

Kimi ağır hasta kimi kanser

Sivas davası mahkumu Faruk Belkavli ise tam 24 yıldır tutuklu. Sara hastası Belkavi temmuz 2016'da Ankara Sincan F Tipi Cezaevi'nden, Kırşehir E Tipi Cezaevi'ne sürgün edildi. Sivas olaylarına karıştığı iddiasıyla 24 yıldır cezaevlerinde yatan Ömer Faruk Gez de ağır hastalığın pençesinde olan bir başka mağdur.

2001 yılında mahkum edilen Yasin Demir ise 28 Şubat sürecinde 36 yıl hüküm giymişti. Demir 16 yıldır tahliye edilmeyi bekliyor. 2000 yılında tutuklanan Şeyhmus Alpsoy ise Tekirdağ 2 Nolu F-Tipi Cezaevinde hastalığa yakalandı. Kolon kanserine yakalanan Alpsoy, 17 yıldır adalet bekliyor.

Baba-Oğul 28 Şubat mağduru

Şehmus Alpsoy ve Mehmet Emin Alpsoy, 28 Şubat döneminde yargılanıp sebepsiz yere müebbet alan isimlerdin ikisi. 2000 yılında anayasayı cebren değiştirmeye teşebbüs etmek suçuyla yargılanıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Kolon kanseri olan Şeyhmuz'un babası da yaşlılık hastalıklardan ötürü kendisine bakamayacak durumda.

28 Şubat zulmünde tevkif edilen ve 16 yıldır tutuklu bulunan Mehmet Olam da kalp hastası. Geçirdiği kalp krizi sonrası cezaevinde ameliyat olan Olam'ın cezaevi şartlarında durumu her gün daha kötüye gidiyor. Kamuoyu hastalığın pençesindeki bu mazlumların tahliye edilmesi için çağrıda bulunuyor.

28 Şubat mağdurları: Paşalar tutuklanmalı

28 Şubat davasının bazı müdahilleri, mahkumiyetine karar verilen 21 sanığın tutuklanması talebiyle üst mahkemeye itirazda bulundu. Davanın müdahillerinden Deniz Dilmen ve Gülsüm Peker Alpay'ın avukatları Mehmet Alagöz ve Necip Kibar, ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmek üzere Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe verdi.

Dilekçede şunlar kaydedildi: "Sanıkların müebbet hapis cezasına mahkum edilmelerine rağmen tutuklanmamaları açıkça hukuka aykırı olup, sanıkların tutuklanmaması kamu vicdanını zedeler niteliktedir. 28 Şubat postmodern darbesini gerçekleştiren illegal Batı Çalışma Grubu'nu faaliyete sokan ve Türkiye'nin her alanında bütün vatandaşlarını etkiler nitelikte hukuka aykırı faaliyetler icra eden sanıkların mahkeme kararıyla da suçluluğunun tescil edilmesine rağmen tutuklanmamaları usul ve esas açısından hukuka aykırıdır.

(Kaynak: Yeni Söz)