26-08-2009 23:25

4 asker, komutan tarafından katledilmiş

Koçyiğitler Taburu’nda 10 gün önce meydana gelen patlamanın kaza olmadığı belgelendi. Teğmen Mehmet Tümer, mevzide uyuyan İbrahim Öztürk’e çok kızmış. Ceza olarak da, pimini çektiği bombayı Er Öztürk’e vermiş. Elinde basılı tuttuğu bombayla 45 dakika yardım isteyen er gücü tükenince patlama olmuş.

4 asker, komutan tarafından katledilmiş

Tarih, 17 Ağustos 2009. Haber ajansları, abonelerine, Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bir askerin elinde bulunan bombanın kazayla patlaması sonucu dört askerin öldüğünü geçiyordu. Haberlere göre Er İbrahim Öztürk’ün elindeki bombanın kazara patlaması nedeniyle kendisi ve yanındaki arkadaşları İbrahim Yaman, Ali Osman Altın ve Mesut Bulut hayatını kaybetmişti.

Ancak Taraf’ın ulaştığı ifade tutanakları, olayın, bir kaza sonucu değil, nöbette uyuyakalan Er İbrahim Öztürk’ün, komutanı Teğmen Mehmet Tümer tarafından cezalandırılmak istenmesi nedeniyle yaşandığını gösterdi.

Teğmen, pimini çektiği el bombasını Er Öztürk’e verdikten sonra, “Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın” dedi. Ama pimi almak için çok uğraşan Öztürk, saatler sonra bomba patlayınca üç arkadaşıyla birlikte hayatını kaybetti.
Taraf’ın ulaştığı görgü tanıklarının ifadelerine göre, 17 Ağustos 2009’da devriye görevi yapan Uzman Çavuş Şakir Akçan, 05:00-07:00 devriyesini saat 06.00’da attı.

Öztürk ve arkadaşı Ahmet Şensoy’un nöbet yerinde uyuduğunu gören Çavuş Akçan, askerlerden Öztürk’ün mevzideki el bombasını, Şensoy’un ise silahının alev gizleyenini aldı. Amacı askerlerin uyuduğunu kanıtlamasıydı.
Sabahın erken saatlerinde de nöbetçi askerlerin uyuduğunu söyleyip, komutanı Teğmen Mehmet Tümer’e el bombası ve alev gizleyenini verdi.

Pimi çekti bombayı verdi
Teğmen Tümer vakit kaybetmeden, İbrahim Öztürk’ün nöbet tuttuğu mevziye gitti. Er Öztürk’e el bombasının nerede olduğunu sordu. Er Öztürk, mevziye bakmasına rağmen bombayı bulamadı. Teğmen Mehmet Tümer, “Akşam uyuduğun için alındı” diyerek elindeki el bombasını asker İbrahim Öztürk’e gösterdi. Ardından da pimini çekerek kendisine verdi. “Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın” demeyi de ihmal etmeyerek mevziden ayrıldı.

Komutan pimi geri vermedi
Elinde pimi çekilmiş el bombası bulunan Er Öztürk, Teğmen Tümer’in bulunduğu mevziye giderek, “25 yaşına geldim. 75 gün askerliğim kaldı. Beni öldüreceksiniz” dedi ve pimi kendisinden istedi. Ama Komutan Tümer, “Nöbet yerine git, ben gelip takacağım zamanı biliyorum” karşılığını verdi. Bunun üzerine Öztürk, çevredeki diğer mevzilere, pim aramaya arkadaşlarından yardım istemeye gitti. İkinci kez komutanının yanına geldiğinde yine aynı cevapla karşılaştı.
Tekrar mevziler arasında dolaşmaya başladı. Olayın üzerinden çok geçmeden de arkadaşları Mesut Bulut, İbrahim Yaman ve Ali Osman Altın’ın bulunduğu mevziye geldi. Bu sırada Öztürk’ün elleri terlediği için bomba büyük bir gürültüyle patladı. Öztürk ve üç arkadaşı olay yerinde yaşamını kaybetti.

Böyle bir eğitim yok
Başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren Teğmen Mehmet Tümer, fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çektiğini, mandalı bırakmadığı sürece bombanın patlamayacağını şehit Er İbrahim Öztürk’e söylediğini ileri sürdü. Ancak ifadesi alınan sekiz tanık, birlik içinde pimi çekilmiş bir şekilde el bombası eğitimi verilmediğini vurguladı.

Görgü tanığı erler olay anını anlattı

Piyade Çavuş Yiğit Acar: Şakir Uzman çantasından alev gizleyen ve el bombası çıkarıp, uyuyan askerlerden aldığını söyledi. El bombası ve alev gizleyeni Mehmet Teğmen’e verdim. O da 15-20 dakika sonra İbrahim Öztürk’ün yanına gitti ve geri geldi. Kütüklüğünden bir el bombası pimi çıkardı. El bombasından çıkarıldığını anlayan Soner Astsubayla Şakir Uzman, ‘ne yaptınız diye sordu. Mehmet Teğmen ‘ona iyi bir ders olsun’ dedi.

P. Uzman Çavuş Şakir Akçan: Devriyede İbrahim Öztürk’ün gözetleme yapması gerekirken uyuduğunu tesbit ettim. Yanındaki el bombasını aldım. Amacım sonradan uyuduğunu inkâr etmesini önlemekti. Ayrıca Emrah Göz’ü de uyurken gördüm ve onun da silahının alev gizleyenini almıştım. Mehmet Teğmen saat 09:30’da uyandığında durumu kendisine bildirdik. Mehmet Teğmen, malzemeleri alıp yanımızdan ayrıldı. 15-20 dakika sonra Mehmet Teğmen ardından da İbrahim Öztürk mevziye geldi. Teğmen, İbrahim’in mevziden ayrılmamasını, birazdan gelip pimi takacağını söyledi. Bombanın piminin çıkartıldığını anladık. 15-20 dakika sonra da patlama oldu.

Piyade Er Recep Koyuncu: Mehmet Teğmen, İbrahim’in mevzisine geldi. 10 dakika oturdular. Teğmenin elinde el bombası vardı, bombasının pimini çekip, İbrahim’e verdi. “Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın” dedi ve havan mevzisine gitti. İbrahim,  teğmenden pimi vermesini istedi. “25 yaşındayım. 75 günüm kaldı, beni öldüreceksiniz” dedi. Mehmet Teğmen mevzisine gitmesini, zamanı gelince pimi takacağını söyledi. İbrahim daha sonra tekrar teğmenin yanına gitti. Pimi istedi. Teğmen yine vermedi. 5-10 dakika sonra da patlama oldu.

Bombayı verdim bekle dedim
Dört askerin hayatını kaybettiği olayla ilgili 8. Kolordu Komutanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Teğmen Mehmet Tümer’in ifadesi şöyle: “17 Haziran 2009 tarihinde de taburun geçici olarak görevlendirildiği Elazığ-Karakoçan Nohuttepe Üs Bölgesi’ne katıldım. 16 Ağustos 2009 tarihine kadar Tim Komutanı olarak görev yaptım. Tabur Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’nın harekât ve komutasına verilmişti.
16 Ağustos 2009 tarihinde Nohuttepe Üs Bölgesi’nden timimle birlikte saat 20:30 civarı ayrıldım. Yaya intikalle Düztepe mevkiine gittik. Saat 23:00 civarı geçici üs bölgesi tesis ettik ve sabaha kadar gözetleme yaptık. Saat 09:30’da uyandığımda Uzman Çavuş Şakir Akçan Bixi mevziinde görevli İbrahim Öztürk ve Ahmet Şensoy’un uyuduğunu tesbit ettiğini ve İbrahim Öztürk’ün el bombasını aldığını bildirdi.

İbrahim’e bombasını sordum
Saat 10:30 civarında İbrahim Öztürk’ü mevziinde ayakta gördüm, yanına gidip el bombasının nerede olduğunu sordum. Bu sırada Ahmet Şensoy istirahat için uyuyordu. İbrahim el bombasını mevzii içinde aradı, bulamadı.
Halen el bombasının alınmış olduğundan haberdar değildi. Normalde mevziye yerleştiklerinde el bombalarını mevzi içinde ulaşabilecekleri bir yerde muhafaza etmeleri gerekir. El bombasını bulamayınca beraberimde götürdüğüm bombayı göstererek ‘burada, gece uyuduğun için alındı’ dedim.
Fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çekerek ‘mandalını bırakmadığın sürece patlama’ deyip bombayı eline verdim. Bundan maksadım, el bombasının önemini kavraması idi.
Mevziinden ayrılmamasını emrederek mevziime döndüm. İki mevzi arasında yaklaşık 15 metre kadar mesafe vardır.
Mevzide iken İbrahim Öztürk’ün, kendi mevziinin batısındaki roket mevziine gittiğini gördüm. Bu iki mevzii arası takriben 20 metre kadardır. Uyarıp mevziisinde beklemesini emrettim.
Yanıma geldi. Pimi istedi. Gelip takacağımı söyleyip mevziisine gitmesini istedim. Mevziine döndü, bir iki dakika sonra tekrar roket mevziine gittiğini fark ettim. Bu kez yanıma çağırdım, tekrar mevziine gidip oturmasını, pimi gelip takacağımı söyledim. Bu sırada ben kendi mevziimde idim.

Döndüm ve patlama sesi duydum
Yanımda Yiğit Acer, 5 metre kadar yakınımda Soner Süvarı Astsubay ile Şakir Akçan Uzman Çavuş vardı, İbrahim mevziine döndü.
Ben de Şakir Uzman ile Soner Astsubay’ın yanına gittim. Yaklaşık 15 dakika kadar sonra patlama sesi duyuldu. Saati hatırlamıyorum, 11:00- 11:30 arası olabilir. Sonradan duyduğuma göre İbrahim elindeki el bombasıyla benim göremeyeceğim şekilde üç mevzi dolaşmış, üçüncü mevzide patlama gerçekleşmiş. Patlama sesini duyunca koşarak sesin geldiği yere gittim. İbrahim’in mevziinin önünde şiarın üzerine yüzükoyun yığıldığını gördüm...”

(Kaynak: Taraf)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !