17-09-2009 18:19

AB, bu vahşete seyirci

Kurban ibadetini eleştirip vahşet olarak nitelendiren `sözde medeni` batı toplumu, her yıl düzenli olarak katlettiği, etini ve derisini büyük paralara sattığı yunus, fok ve balina avına yeniden hız verdi.

AB, bu vahşete seyirci

Kurban ibadetini eleştirip vahşet olarak nitelendiren "sözde medeni" batı toplumu, her yıl düzenli olarak katlettiği, etini ve derisini büyük paralara sattığı yunus, fok ve balina avına yeniden hız verdi.

Kurban bayramında gözlemci gönderme küstahlığını gösteren Avrupa Birliği ise bu zulmü kınamak bir yana, yunus ve balinaların bir kısmının tıbbi araştırmalarda kullanıldığı gerekçesi ile cinayete onay veriyor.

AB, KATİL ÜYELERİNİ BİR DEFA BİLE KINAMADI

Danimarka, İzlanda, Norveç, Japonya ve Kanadalı balıkçılar hükümetlerinden aldıkları yasal izinle fok, yunus ve balina katliamına başladı. Balıkçılar eti Uzak Doğu’da çok pahalıya satılan yunus ve balinaları avlamak için teknelerle okyanusa açıldı. Balıkçıların, insanlardan korkmayan ve dost olarak gördüğü için teknelerinin yanına kadar yanaşan yunus ve fok balıklarını çelik zıpkınlar hatta kafalarına çivili sopalarla vurarak öldürmesi ile ilgili görüntüler ise ajanslardan dünya basınına servis edildi. Her yıl düzenli olarak Büyük Okyanus ve Atlas Okyanusu açıklarında yapılan avlarda yavrulama döneminde olan ve nesli tükenen bu hayvanlar acımasızca katledilirken, anne sütüne muhtaç olan yavruları ise açık denizde ölüme terk ediliyor. Avrupa Birliği her yıl yapılan ve adeta denizlerin kana bulandığı bir festivale dönüşen katliamı kınamak bir yana, adeta bu duruma destek niteliğinde açıklamalarda bulunuyor. AB, bu hayvanların bir kısmının tıbbi deneylerde kullanıldığını gerekçe göstererek yunus, fok ve balina cinayetini onaylıyor.

YAVRU FOKLARI CANLI CANLI YÜZÜYORLAR

Norveç ve Kanadalı balıkçıların yavru foklara uyguladığı katliam metodu ise insanın kanını donduruyor. Kanada Balıkçılık Bakanlığı tarafından sadece yetişkin fokların avlanmasına izin verildiği açıklansa da, avlanan fokların büyük bölümünü, derilerinin daha pahalı olması sebebiyle 3-4 aylık foklar oluşturuyor. Bu yavru foklar, avcıları gördüklerinde kaçmadıklarından, kalın sopalarla kafalarına vurulurken de savunmasız kalakalıyor. Ölesiye dövülen yavru foklar, daha sonra çengelli sopalarla buzların üzerinde teknelere sürükleniyor. Bu sırada hâlâ ölmeyen birçok yavru fok canlı canlı yüzülüyor.

BOĞA GÜREŞİ AYRI BİR VAHŞET

İspanya’nın Pamplona kentinde her yıl onlarca boğa işkenceyle katlediliyor. Festivaldeki katliama PETA adlı hayvan hakları örgütünün dışında Avrupa’da karşı gelen kimse yok. Her yıl 6-14 Temmuz arasında kutlanan San Fermin Festivali’nde Pikador ve banderiyaların işkenceleri sonucu boğalar aşırı derecede kan kaybediyor. Katliamı düzenleyenlerin en büyük korkusu boğanın matador sahneye çıkmadan ölmesi. Yaralı boğalara son darbeyi vurduktan sonra kılıç darbesiyle kestiği kulağı bir kahraman edasıyla tribünlere gösteren matador, çılgınca alkışlanıyor. Kurban Bayramı’nda sosyal dayanışmayı da sağlayan hayvan kesimini katliam olarak gösterenler bu vahşete ise sessiz kalıyor.

Dinimizin emrettiği, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri olan kurban ibadetini her fırsatta eleştiren "sözde medeni" Avrupa Birliği; İzlanda, Norveç, Kanada gibi ülkelerin yaptığı katliama herhangi bir tepki göstermezken, her fırsatta kurbana dil uzatma cüretini gösteren kartel medyası ise ajansların geçtiği yunus ve balina katliamlarını görmezden gelerek hiçbir eleştiride bulunmuyor.

(Kaynak: Vakit)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !