ABD`nin elindeki Müslüman kadın tutsaklar kayıp
İngiliz Müslüman kadın gazeteci Meryem Yvonne Ridley, işgalci ABD`yi, Afganistan`da insanları illegal olarak gözaltına almak ve ortadan kaybetmekle suçladı.
İngiliz Müslüman kadın gazeteci Meryem Yvonne Ridley, işgalci ABD'yi, Afganistan'da insanları illegal olarak gözaltına almak ve ortadan kaybetmekle suçladı. Ridley, anne babaları gözaltında bulunan 150 Pakistanlı çocuğun da, yine Amerikalılar tarafından yetimhanelerden atıldığını söyledi.
Aynı zamanda İngiliz insan hakları eylemcisi de olan Ridley, ABD'liler tarafından gözaltına alındıktan sonra Afganistan'daki işkencehanelerde tutulan Müslümanların yakınlarının İslamabad'ta düzenlediği protesto gösterisinde yaptığı konuşmada, aynı konuyu iki ay önce de gündeme getirdiğini belirterek, "Amerikan kuvvetleri, ben konuşunca, Pakistanlı kadınları, Bagram'da tutmakta olduğu üsten bilinmeyen bir yere götürdü. Aralarında Arap ve Asyalıların da bulunduğu dört veya beş kadın da halen Bagram'da karanlık bir zindanda tutuluyor ama onların da kaybedilmesi an meselesi" dedi.
150 Pakistanlı çocuğun Afganistan'daki yetimhanelerden atıldığını ve bu çocukların anne ve babalarına ne olduğunu bilmediklerini de belirten Ridley, "Bu bir insanlık meselesidir. Afganistan'da kaybolan insanları bulmamız lazım. Onları ihmal edersek bu insanlar hiç bulunmaz" ifadesini kullandı.
Konuşmasında, "Amerikalılar Pakistanlıların birleşmelerinden korkuyorlar" diyen Ridley, Bagram Amerikan üssünde tutuklu bulunan 650 No'lu Tutuklu'ya ulaşmak için verdiği mücadeleyi anlattı. Ridley, Bagram hapishanesinden kaçanların Bagram üssünde tutuklu bulunan bir kadının ağır işkenceden geçtiğini ve sürekli tecavüze uğradığını söylediklerini belirtti. Ridley, "Çaresiz kadının feryatları hapishanede yankılanıyormuş. Bunun üzerine mahkumlar açlık grevine başlamışlar" dedi.
İlk önceleri feryat eden kadının Dr. Afiyet Sıddıki olabileceğini düşündüklerini fakat son elde edilen bilgiye göre feryat eden kadının hâla Bagram'daki hapishanede tutulduğunu söyleyen İngiliz insan hakları eylemcisi Ridley, "Amerikan kuvvetlerinin tutuklu bulundurduğu çok sayıda Müslüman kadın var. Onlar Sıddıki'lerden çok daha kötü şartlarda tutuluyorlar. Suskun kalmaya devam edersek, kızkardeşlerimi sonsuza kadar kaybedeceğiz. Size yalvarıyorum. 650 nolu tutukluyu bulmak için mücadeleme katılın. Barbar ve medeni olmamakla etiketlenen Taliban, bana hapishanede bütün özgürlükleri vermiş ve kişiliğime saygı göstermişti. Benim iznim olmadan hiç kimse odama adım dahi atmamıştı" ifadesini kullandı.
Kayıp kişilerin bulunması hareketinin önderlerinden Emine Mesud ise protesto gösterisinde yaptığı konuşmada, kocasının yaşadığını bildiğini fakat son üç yıldır sesini duymasına dahi izin verilmediğini anlatarak, "Akrabalarımız Amerikan hükümetine satıldı. Şimdiki hükümet onları geri almalı" dedi.
Konuyla ilgilenmek üzere Pakistan hükümetinin bir komite kurma sözünü verdiğini ancak hiç bir hareket yapılmadığını söyleyen Mesud, "Herhangi bir komite istemiyoruz. Bütün istediğimiz yakınlarımızın bulunması. Kaybolanların sayısı gittikçe artıyor" dedi.
Bir gün önce üç kız annesi Necmiye Bibi'nin istihbarat ajanları tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyleyen Emine Mesud, "Pakistan hükümeti, Amerikan hükümetine bütün kayıplar serbest bırakılmadıkça dost olmayacaklarını bildirmeli. Kayıp insanlar sistemi büyük acılara yol açıyor" şeklinde konuşurken gözlerinden yaşlar boşandı.
ABD'nin elinde tuttuğu Müslümanları bulmak için önemli çalışmalar yapan Meryem Yvonne Ridley, Ekim 2001'de iki yardımcısı ile birlikte Celalabad şehrinde Taliban tarafından tutuklanmıştı.
İslamabad'daki Geo TV önünde gösteri yapan kayıpların yakınları ise Dr. Afiyet Sıddıki'nin ve diğer kayıp insanların hemen serbest bırakılmasını isteyerek, eski devlet başkanı Pervez Müşerref'i, Pakistan vatandaşlarını diğer ülkelere satmakla suçladılar. Taliban tarafından bir süre hapiste tutulan Ridley, serbest bırakıldıktan sonra ise Müslüman olduğunu ilan etmiş ve Meryem ismini almıştı.
(Dünya Bülteni)