09-10-2007 10:20

Abdurrahman Dilipak camiler üzerine yazdı

Dini, şeklî birtakım ritüellerden ibaret görmek doğru değil. Bunun ötesine geçmeliyiz...

Abdurrahman Dilipak camiler üzerine yazdı

Yine camilerimiz!

Abdurrahman DİLİPAK / Vakit

Pazar günü de bu konuya değinmiştim. Mustafa Said Yazıcıoğlu'nun "Cami İsrafı" üzerine açıklamalarının ardından bu konuyu düşünmenin tam zamanı diye düşünüyorum. Birkaç gün sonra bayram. Bayram namazı kıldığınız camiyi bir de bu gözle gözden geçirin.
Minare, minber, şadırvan, mihrab, kubbe, levhalar, kürsü, halılar, avize, vitray ve rahle, tesbih bir mekanın cami olmasına yeterli mi?
Cami çevresinde komisyonlar, komiteler, platformlar oluşturamaz mıyız?
Mesela düşünüyorum da, neden cami içinde, insan hakları, inanç özgürlüğü, Kudüs, çevre, hac, helal gıda, insani yardım, ensar, muhacir, tebliğ, kadın, çocuk, yetim, yaşlı, öğrenci, esnaf, işadamı, sağlık, hukuk, aile komiteleri olmasın?
Bu sayı daha da artırılabilir. Gençlik, spor, gezi, kültür, sanat komiteleri...
Tabii bir de komisyonlar olmalı; mali komite, zekat komitesi, halkla ilişkiler, kurumlararası ilişkiler, uluslararası ilişkiler, basınla ilişkiler, kütüphane, eğitim komisyonları.
Mesela mutlaka bir ilim meclisi, istişare konseyi olmalı.
Yılda 4 defa şûra yapmalıyız.
Bir tahkim komitesi olmalı.
Bir vahdet için eylem, tebliğ, cenaze işleri, gezi ve toplantı organizasyonu, çocuk evi, yaşlı evi, çalışma grupları oluşturulmalı.
Her cami 54 haftalık kapsamlı etkinlikler düzenleyeceği gibi, 365 gün, sabahtan öğleye, öğleden akşama, akşamdan gece yarısına, caminin iç mekanında, kütüphane ve dersliklerinde en az 1000 etkinlik planlamalı.
Yoksa mekanı, zamanı ve bu mekana harcadığınız parayı israf etmiş olursunuz.
Yaptığınız şeylerden hesaba çekileceğiniz gibi, yapmadığınız şeylerden de hesaba çekileceksiniz.
İmam benim gözümde "namaz kıldırma memuru" değil, "önder"dir. Bu hizmetleri örgütler.
Mahalledeki her şeyden kendi nefsini sorumlu tutar.
Hastası olan, aç kalan imamı aramalı.
Sahi sizin cami imamı, mahallesinde tebliğ faaliyetlerini örgütlüyor mu?
Mesela cami çevresindeki çocuk ölümleri, suç oranı, çocuk sayısı, evlenenlerin ve boşananların sayısı geçen yıla göre bu sene nasıl? Sonuçlar olumsuzsa caminin çözüm önerisi ne?
Cami kapısında avize ya da minare için mi para toplanıyor sadece?
Bu işleri bugün konuşmayacak, yapmayacaksak ne zaman yapacağız?
Soruyorum, bu Ramazan sizin caminizde kaç kişi kaç gün itikafa girdi? İtikafa girmek isteyen oldu mu ya da!
Bu kişi itikafa girmek istese yatıp yeme, abdest ve gusül için uygun bölümünüz var mı? Bu konu imam efendinin lojmanından daha mı önemsiz? Kaldı ki imamları 70 m2'ye sıkıştırarak bu işi başaramayız. Camilerimize daha fazla kaynak aktarmalıyız.
Şu birkaç örnek hutbe kitabı ya da Diyanet genelgesi ile hutbe okumaktan ve malum vaazlardan ne zaman kurtulacağız? Camilerde neden meal, tefsir, fıkıh, kelam, siyer, akaid ve usul okumaları yapılmaz? İslâm tarihinin önemli günleri anılmaz, önemli alimlerimizin, sahabilerin hayatları anlatılmaz? Peygamberler tarihi ile ilgili dersler verilmez? Camiler yıllık etkinlik planlarını bastırıp cemaate dağıtmalı ve kim ne zaman nerede olacağına karar vermeli.
Bugün birçok cami namaz saatleri dışında kapalı da olmaz.
Başarılı işadamları, başarılı çocuklar, gayretli cemaat mensuplarını ödüllendiriyor musunuz?
Bugün cami cemaatinin çoğu akaid okumamıştır.
Sahi, sizin caminin cemaati artıyor mu, azalıyor mu? Kadın cemaat sayısı ne? Cemaatin yaş ortalaması, cemaatin eğitim ve kültür düzeyi, cemaatin gelir düzeyi artıyor mu azalıyor mu?
Bu, imamların derdi olmalı.
Dini, şeklî birtakım ritüellerden ibaret görmek doğru değil. Bunun ötesine geçmeliyiz...
Caminin sadece fiziki alt yapısını değil onun manevi, sosyal ve kültürel alt yapısını, zamanın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlemeliyiz diye düşünüyorum.
Selam ve dua ile...

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !