İstanbul Çin Konsolosluğu önünde yaptığı basın açıklamasında konuşan Dünya Uygur Kurultayı Vakfı Başkan Abdureşit Abdulhamit, “2022 Kış Olimpiyatlarının soykırımın merkezi olan Pekin’de yapılmasını asla ve kata tasvip etmiyoruz” dedi.
Basın açıklaması:
Açıklamayı okuyan Dünya Uygur Kurultayı Vakfı Başkanı Abdureşit Abdulhamit, Çin Konsolosluğu önünde toplanmalarının nedenini şu sözlerle açıkladı:
“Bugün burada toplanmamızın amacı esas itibariyle Çin’in Doğu Türkistan’da çoğunluğu Uygurlar olmak üzere, Kazak, Kırgız, Özbek gibi Müslüman Türk halklarına uygulamakta olduğu soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil eden politikalarını lanetlemek ve hep birlikte etkin yöntemlerle Çin’in geri adım atmasını sağlayacak konsensüs için kamuoyu oluşturmaya çalışmak aynı zamanda, 5 Şubat Gulca katliamında şehit edilen kardeşlerimizi anmak ve ne yazık ki tüm önleme çabalarımıza rağmen yapılmasına engel olamadığımız, 2022 Kış Olimpiyatlarının soykırımın merkezi olan Pekin’de yapılmasını asla ve kata tasvip etmediğimizi haykırmak içindir”
“ÇİN’İN SOYKIRIMI ARTIK İDDİA DEĞİL”
“Haykırıyoruz bu insanlığın ayıbıdır, Olimpiyatların kara lekesidir” diyen Abdulhamit, Çin’in Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslüman Türkü işkence kamplarına kapatarak soykırım yapmasının artık bir iddia olmadığını söyledi. Abdulhamit, şöyle devam etti:
“Deliller, işkence kamplarından kurtulabilen mağdurların ifadeleri, uluslararası araştırmacıların raporları, Çin’in sızdırılmış çok gizli belgelerindeki direktifleri ve bizzat kamplarda görev yapmış Çinli polisin tanıklığı sonucunda Londra’da kurulmuş “Bağımsız Uygur Mahkemesi” tarafından 9 Aralık 2021 tarihinde Çin’in Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu politikalarının “soykırım ve insanlığa karşı suç” olduğu hükmüne varılmıştır”
“DOĞU TÜRKİSTAN HASTALIKLI BİR ZİHNİYETİN İŞGALİ ALTINDA”
Çin’in ’emperyalist emellerini’ gizleme ihtiyacı duymayacak konuma geldiğinin altını çizen Abdulhamit, açıklamasında şunları kaydetti:
“Bir Kuşak Bir Yol projesi Çin’in emperyalist emellerini gerçekleştirebilmesinin can damarıdır. Doğu Türkistanlıları bu projesinin önündeki en büyük engel olarak gördükleri için kökünden halledilmesi gereken bir sorun olarak bakmaktadır. Onun içindir ki yıllardan beri süregelen asimilasyon politikalarını 2017 yılından itibaren soykırım boyutuna taşımıştır. Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetiminin zihniyeti İnsanları değerli bir varlık olarak değil, sadece üretim aracı, zor kullanılarak yönetilmesi gereken ve ÇKP’ye mutlak itaat ettiği müddetçe yaşamalarına müsamaha gösterilebilecek topluluklar olarak görmektedir. Sloganlarından bazıları: “ÇKP’nin sözüne dinle, ÇKP’ye minnettar ol, ÇKP ile yürü, ÇKP’yi sevmek vatanseverlik, ÇKP her şeyin üstündedir. ÇKP için her şey feda edilir.” Bu söylemlerden çok şey çıkarabiliriz. Doğu Türkistan işte böyle hastalıklı bir zihniyetin işgali altındadır.
Çin’in yapmakta olduğu insanlık dışı uygulamaları son zamanlarda özellikle batılı ülkelerin parlamentoları ve hükümetleri peş peşe soykırım ve insanlığa karşı suç olarak kabul edip kınamakta, kanunlar çıkarıp ambargo uygulamakta ve Beijing 2022 Kış Soykırım Olimpiyatlarını diplomatik boykot etmektedir.
“YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR”
Ne yazık ki kardeşlerimiz ve dindaşlarımız bu konuda sessiz kalmayı hatta Çin’in tarafında yer almayı tercih etmektedir. Her zaman mazlumdan yana zalimin karşısında duran Türk soydaşlarımızdan, adalet, sevgi, saygı, şefkat ve güzel ahlak üzerine olması gereken İslam ümmetinden ve hakkaniyeti, insan hakları ve özgürlükleri bir değer olarak gören bütün insanlığı Doğu Türkistan’daki soykırımı durdurmak için harekete geçmeye davet ediyoruz. Yarın çok geç olabilir!
Ulusal ve uluslararası çapta, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar nezdinde uzlaşı şekillendirerek uluslararası hukuk, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ve benzeri yaptırımsal gücü olan belge ve anlaşmalardan etkin şekilde yararlanıp somut eylemlerimiz ile güçlü karşılık bir mekanizması oluşturmalıyız.”
Abdulhamit, açıklamanın sonunda “derhal yapılması gerekenler”i şöyle sıraladı:
1. Birleşmiş Milletler ivedilikle Çin’den toplama kamplarını kapatarak oradaki masum vatandaşların serbest bırakılmasını talep etmelidir.
2. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Doğu Türkistan’a acilen bir gözlemci heyet göndermeli ve orada daimî temsilcilik bulundurmayı talep etmelidir.
3. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Doğu Türkistan’da yaşanmakta olan soykırım konusunu gündemlerine almalıdır.
4. Avrupa Birliği, İslam İş Birliği Örgütü, Türk Devletleri Teşkilatı gibi küresel ve bölgesel örgütler Çin’e baskı yapmalıdır.
5. Uluslararası Çalışma Örgütü zorla çalıştırmaya karşı etkin girişimlerde bulunmalıdır.
6. Uluslararası basın kuruluşlarının Doğu Türkistan’a engelsiz girebilmeleri ve özgürce haber yapabilmeleri sağlanmalıdır.
7. Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırım suçuna karışmış yetkilileri derhal tespit ederek yargılamalıdır.
8. Ulusal parlamentolar Çin’in soykırım yapmakta olduğunu kabul etmelidir.
9. Kadın ve çocuk hakları kuruluşları acilen harekete geçmeli, uluslararası örgütler ve hükümetler nezdinde girişimlerde bulunmalıdır.
(Kaynak: İktibasdergisi.com)