28-01-2009 21:41

Açlık her yerde, Akbabalar Davos`ta

2008 yılı itibariyle dünyada 963 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığı açıklanırken, Faizci-Küresel düzenin `Akbabaları` Davos`ta bir araya geliyor.

Açlık her yerde, Akbabalar Davos`ta
2008 yılı itibariyle dünyada 963 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığı açıklanırken, Faizci-Küresel düzenin 'Akbabaları' Davos'ta bir araya geliyor.

İspanya'nın başkenti Madrid'de, 95 ülkenin temsilcilerinin katıldığı Birleşmiş Milletlerin (BM) 'Herkes İçin Gıda Güvenliği Üst Düzey' toplantısı başladı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) Genel Müdürü Jacques Diouf, 2008 yılı itibariyle dünyada 963 milyon kişinin açlık sorunu yaşadığını söyledi. Diouf "açlık sorununa karşı mücadelede sonuçlar dramatik" dedi.

Sayı her geçen gün artıyor

FAO ile Dünya Gıda Programı, (WFP) toplantıda basına dağıttıkları raporda, tüm vaatlere rağmen açlık sorunu yaşayanların sayısında azalmanın olmadığı belirtildi. BM istatistiklerine göre, 2007 yılında 923 milyon, 2008 yılında ise 963 milyon kişi dünyada açlık sorunu yaşıyor. Açlık sorununun düşme yerine büyümesinin temelinde enerji fiyatlarının artışı ile birlikte gıda fiyatlarının artması yatıyor. Gıda fiyatları 2008 Temmuz ayından bu yana düşmesine karşın, 2005 yılına göre yüzde 28, 2000 yılına göre ise yüzde 61 oranında arttı.

3 kişiden 1'i aç

Dünyada gıda sorununun 33 ülkede 'kritik' aşamada olduğunu belirten FAO, açlığın ciddi boyutlarda olduğu Afrika'nın güneyinde her 3 kişiden 1'inin 'kronik açlık' yaşadığını kaydetti. Kötü beslenme sorununun ise en çok kalkınmakta olan ülkelerde görüldüğüne işaret edilirken, Hindistan, Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Bangladeş, Endonezya, Pakistan ve Etiyopya'nın kötü beslenme sorunu yaşayan ülkelerin yüzde 65'ine tekabül ettiği vurgulandı.

Emperyalistler Davos'ta

Öte yandan her yıl İsviçre'nin Davos kasabasında yapılan Dünya Ekonomik Formu (WEF) bu yıl 28 Ocak - 1 Şubat 2009 tarihleri arasında toplanacak. Bugün başlayan zirvenin bu yılki konusu ise: "Küresel ekonomik kriz". Zirvede Türkiye'yi başbakan Tayyip Erdoğan temsil edilecek.

İsviçre devleti geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da zirveye karşı tüm gösterileri yasakladı. Cenevre Emniyeti, yapılacak tüm protestoların yasa dışı sayılacağı ve müdahale edileceği tehdidini savurdu. Zirve boyunca sivil ve resmi polislere ek olarak savaş uçaklarıyla da desteklenen 5 bin asker görev yapacak.

Dünya Ekonomi Forumu nedir?

Dünya Ekonomi Forumu (WEF) Microsoft, Monsanto, Nike, General Motors ve yakın zamana kadar Enron gibi şirketleri de içerendünyanın en büyük şirketlerinden gelen 1.000'e yakın temsilciden oluşan özel üyelere sahip bir örgüttür. Esas olarak 1971'de Avrupa Yönetim Forumu olarak kurulan İsviçre merkezli grup, giderek küresel gündemi belirleyen küreselleşmesinin önde gelen taraftarı oldu.

Bu özel toplantı, 30.000 $'a varan yıllık aidat ödemelerini yapan üyelere açık olduğu gibi, seçilmiş politikacılara, gazetecilere ve akademisyenlere de açıktır. WEF tüm dünyayı etkileyen küresel ekonomik ve ticari gündemin belirlenmesine yardım ederken, hakim olarak grupta Avrupalı ve Amerikan iş çevrelerini bulunmaktadır. Üye dağılımı şöyledir: % 43'ü Avrupa'dan, % 26'sı Kuzey Amerika'dan, % 13'ü Asya'dan, % 7.5'u Orta/Güney Amerika'dan, % 4.5'u Ortadoğu'dan, % 4.3'ü Afrika'dan ve % 2.2'si Avustralya'dan.

Dünya Ekonomik Forumu ile Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Ticaret Örgütü arasındaki bağlantı nedir?

IMF ve Dünya Bankası II. Dünya Savaşının hemen ardından, görünürde uluslararası ekonomiye istikrar kazandırmak ve zorluk içindeki devletlere kredi sağlamak üzere kurulmuşlardır. Üye ülkeler tarafından yönetilen bu kuruluşlar, hem ülkelerin kendi içlerinde hem de birinci ve üçüncü dünya ulusları arasında eşitsizlik oluşturan neo-liberal ekonomik modelin taraftarlığını yapmışlardır.

Dünya Ekonomi Forumu'nun tarihi 1970'lere kadar gider ve Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) oluşturulmasından doğrudan sorumludur. WEF şirketlerin ticarete dair gündemlerini belirleyebilen özel bir grupken, IMF, Dünya Bankası ve WTO ise politika uygulama ve ekonomik düzenlemeleri etkileme gücüne sahip kurumlardırlar.

(Kaynak: Milli Gazete)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !