Ahmet Varol, Pakistan`a doğru genişletilen NATO işgalini yorumladı
Ahmet Varol, bugünkü yazısında işgalci ABD ve onun savaş ve işgal örgütü NATO`nun Afgansitan`daki savaşı genişleterek Pakistan`ın Veziristan bölgesini de bu savaşa dahil etmeleri üzerine yorumlarda bulunuyor.
Ahmet Varol, bugünkü yazısında işgalci ABD ve onun savaş ve işgal örgütü NATO'nun Afgansitan'daki savaşı genişleterek Pakistan'ın Veziristan bölgesini de bu savaşa dahil etmeleri üzerine yorumlarda bulunuyor.
"İşgal güçlerinin Afganistan direnişine destekle ilgili itham ve saldırılarının hedefinde olanlar sadece medreseler değil. Afganistan'a sınır coğrafi bölgeler de hedefte ve “suçlu” ilan edilmiş durumda. O yüzden bu bölgeler dolaylı bir şekilde savaşa dâhil edildi. İşgal güçleri bu bölgeleri yıpratmak ve Afganistan direnişine lojistik destek vermekten vazgeçmeye zorlamak amacıyla bazen derin yaralar açan saldırılar düzenliyor." yorumunda bulunan Varol'un yazısını dikkatinize sunuyoruz:
ABD ve NATO'nun Pakistan Cephesi
Ahmet Varol / Vakit
Pakistan'ın kuzeyindeki Veziristan bölgesi Afganistan'ı işgal altında tutan ABD ve NATO güçleri tarafından sürekli savaşa dâhil edilmiştir. Bunun sebebi ise bölge halkının Afganistan'daki işgale karşı direnişe lojistik destek vermesidir.
Afganistan direnişinin devamında bu desteğin büyük rol oynadığı düşünülüyor. Ondan dolayı desteğin belkemiğini ve Pakistan Talibanının da teşkilat yapısını oluşturduğu kabul edilen geleneksel medreselerin dağıtılması için Pakistan hükümetiyle işbirliği halinde etkin çalışma yürütüldü.
Tony Blair'in Başbakanlığı döneminde İngiltere, Pakistan cuntasına geleneksel medreselerin tasfiyesi ve yerine güya modern dinî okullar açılması için hatırladığım kadarıyla 2 milyar sterlin civarında yardım teklifinde bulunmuştu. Cunta da bu medreseleri çökertebilmek için Lal Mescid (Kızıl Cami) katliamı dâhil birçok taktik ve oyuna başvurmuştu. Taktiklerden biri de geleneksel medreselerin “kayıt dışı” olduğu için resmî kayıt ve disiplin altına alınması planıydı. Bu yöndeki çalışmalar sona ermiş değil, yeni hükümetle de devam ediyor.
İşgal güçlerinin Afganistan direnişine destekle ilgili itham ve saldırılarının hedefinde olanlar sadece medreseler değil. Afganistan'a sınır coğrafi bölgeler de hedefte ve “suçlu” ilan edilmiş durumda. O yüzden bu bölgeler dolaylı bir şekilde savaşa dâhil edildi. İşgal güçleri bu bölgeleri yıpratmak ve Afganistan direnişine lojistik destek vermekten vazgeçmeye zorlamak amacıyla bazen derin yaralar açan saldırılar düzenliyor.
Her ne kadar Kuzey Pakistan bölgelerine yönelik saldırıların hedefinde silahlı gerilla güçlerinin olduğu ileri sürülse de gerçek böyle değildir. Çünkü işgalcilerin de itiraf ettiği gibi bu bölgeler gerilla savaşının verildiği değil direnişe lojistik destek veren bölgelerdir. Dolayısıyla saldırılarda doğrudan silahlı gerillaların hedef alınması ihtimali sıfıra yakındır. İkinci olarak bu saldırılar çoğunlukla pilotsuz, yerden kontrol edilen uçaklarla yapılıyor. Dolayısıyla hedef alınan noktalar genelde yaralıların tedavisi, ihtiyaç malzemelerinin temini ve benzeri lojistik destek amacıyla kullanıldığından şüphelenilen noktalardır. Buralarda da silahsız, sivil insanlar öldürülüyor. Bazen de rasgele veya yıpratma amaçlı özellikle sivil kalabalıkları hedef alan saldırılar düzenleniyor. Tıpkı Afganistan'da gerillaların eylemlerine karşı düzenlenen intikam saldırılarında olduğu gibi.
İşgal güçlerinin yanıldığı en önemli husus maddi çıkar karşılığında verilen destekle inanç ve dava bilinciyle verilen desteği ayıramamalarıdır. Veziristan başta olmak üzere Kuzey Pakistan'daki duyarlı insanlar Afganistan direnişine yardım ve desteği dünyevi çıkar karşılığında veriyor olsalardı savunmasız insanların hedef alındığı vahşi saldırılar onları korkutabilir ve vazgeçmeye zorlayabilirdi. Ama bunu imanî ve insanî duyarlılıkla yaptıklarından Afganistan'daki kardeşlerine yönelen tehlikeyle kendilerine yönelen tehlikeyi birbirinden ayırmıyor, onu birlikte savmak gerektiğini düşünüyorlar.
Geçtiğimiz günlerde bölgede bir taktik değişikliği ve işgal güçlerine yakıt taşıyan tankerlerin imha edilmesi dikkat çekti. İşte burada durum değişecek. Çünkü yakıt götürenler bunu çıkar karşılığı yapıyorlar ve dünyevi çıkar için hayatlarını tehlikeye atmazlar. Dolayısıyla NATO ve ABD güçlerinin Pakistan'dan yakıt nakli zorlaşacak. Özellikle Pakistan sınırlarına yakın bölgelerdeki güçlerine uzak ve çok daha masraflı yollardan yakıt nakletmek zorunda kalacaklar. Onlar da Afganistan içindeki gerilla güçlerinin eylemlerinden dolayı risklerle karşı karşıya kalacaklar. Gidişat Afganistan'daki işgalin bundan sonra yakıt da kaybedeceğini gösteriyor.