06-04-2008 15:02

Aile’de çöküş sinyalleri

Avrupa ülkelerinde yaşanan ‘aile erimesi’ kavramı, artık Türkiye için de geçerli bir hale geliyor.

Aile’de çöküş sinyalleri

Maneviyattan mahrum eğitim, bireyleri meslek sahibi yapıyor ancak aileyi ayakta tutabilecek düşünceyi sağlayamıyor. Araştırmalar, eşler arasında yaşanan en küçük tartışmaların bile evliliği bitirme noktasına getirdiğini ortaya koyarken, kadınların eğitim düzeyi arttıkça boşanma nedenlerininin de farklılaştığını gösteriyor. Evlilik uzmanlarına göre inançlı insanlar, inancını yaşamayanlara göre daha az boşanıyor. 
  
Avrupa ülkelerinde yaşanan ‘aile erimesi’ kavramı, artık Türkiye için de geçerli bir hale geliyor. En ufak bir tartışmada çiftler boşanmak için mahkemenin yolunu tutuyor. Parçalanmış ailede yetişen çocukların şiddet ve suça eğilimli olmaları, gelecekte kurdukları evlilikleri de tehdit ediyor. Maneviyattan yoksun eğitimin gençleri meslek ve kariyer sahibi yaptığını ancak bir o kadar da tahammülsüz ve doyumsuz hale getirdiği belirlitiyor. Evlilik uzmanları, yeni evlenen çiftlerin birbirini tanıma süreci olan ilk 5 yılda boşanmanın getireceği yükümlülüklerin ne olduğunu bilmeden hareket ettiğini ifade ederken, “Taraflar evliliği bir tahammül, bir mesuliyet ve anlayış olarak sürdürmek zorundalar” uyarısını yapıyorlar.

EĞİTİMLİ OLMAK YETMİYOR
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nce yapılan “Aile Yapısı Araştırması”nın ileri analizine göre, kadınların eğitim düzeyi arttıkça boşanma nedenleri de farklılaşıyor. Eğitim seviyesinin yükselmesi ile aile içi geleneksel rol dağılımında yaşanan farklılıklar çatışma haline dönüşebiliyor. Eşler arasında yaşanan tahammülsüzlük, gelin-kaynana, kardeş-hala-teyze-dayı gibi akrabalarla ilişkileri de etkiliyor.

UZMANLAR: DAHA ÇOK ÇABA GEREKLİ
Günümüzde artık kimsenin kimseye tahammül edemez olduğunun altını çizen aile mahkemelerinde bilirkişilik yapan avukatAhmet Köse, “Eşler küçük tartışmalarda bile birbirlerine katlanamıyor. Ekonomik nedenler, yaşanan şiddet, erkeğin evine bakmaması, anne ve babalarının aile hayatına karışması boşanmak için kıvılcımı ateşlemeye yetiyor. İlk 5 yılda boşanma ihtimali daha yüksek oluyor. Evli çiftler boşanmanın getireceği yükümlülüklerin ne olacağını bilmeden boşanıyorlar” diye konuştu.

Boşanmanın toplumsal bir genetik haline dönüştüğünün söyleyen avukat Köse, boşanmış ailelerin çocuklarının da boşanmaya daha çok meyilli olduğunu belirtirken, nişanlılık döneminde bireylerin riyakar davranmalarının evliliği bitirme noktasına getirdiğini belirtti. “Eşi polis ya da gazeteci olan kimse aile hayatını unutmak zorunda, öğretmen olan da zengin olmayı unutmak zorundadır” diyen avukat Köse, evliliği sürdürmenin formülünü daha fazla tahammül ve inançlı olmaya bağlıyor.

İNANÇLI İNSANLARDA BOŞANMA AZ
- Gençler nişanlılık döneminde riyakar davranıyor. Gerçek yüzlerini göstermekten çekiniyorlar. Dürüstlük olmadıkça o evliliğin ayakta durması mümkün değil.
- Erken yaşta aşk evliliği, akrabalık ilişkilerinin zayıflığı evliliği bitiriyor.
- İstikrarlı bir işi olmayanlar, çok çabuk iş değiştirenler, düzenli aile hayatına imkan tanımayan meslekleri olanlar daha kolay boşanıyor.
- İnançlı insanlar, inancını yaşamayanlara göre daha zor boşanıyor.
- Çocuksuz ailelerde de boşanmak kolay.
- Lotodan, at yarışından ya da borsadan para kazanıp yaşantısı değişenler boşanmaya daha meyilli.
- Kültür farklılıkları, taraflardan birinin ideolojik ve kültürel tercih farkı evliliği zora sokuyor.
- Benzer kişilerin evlilikleri güzel gidiyor. (Vakit)

YORUMLAR
  • yunus   14-04-2008 15:33

    Aile çöküş kavramını sadece boşanmalara hasretmeyiniz. Milyonlarca aile tv başında mutlu şekilde en ahlaksız sahneleri uyuşmuş biçimde izliyor. Kendinden başkasını düşünmez hale getirilmiş bireylere sahip aileler doldu heryer. Bitti bitti bittik