01-04-2008 18:17

Aileyi korumalıyız 

Türkiye`nin en önem vermesi gereken konu bence budur. Aileyi korumaktır. Aile dağıldığı anda bizim koruyacağımız bir toplum kalmaz.

Aileyi korumalıyız 

Dünyada küresel rüzgârla birlikte tehlikeli bir gençliğin geldiğini belirten Doç. Dr. Kemal Sayar; “Annelerini katleden kız çocuklarıyla karşılaşmaya başladık. Bir şeyler ters gidiyor. Türkiye’nin en acil problemlerinden biri aileyi korumaktır” dedi.

Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 13. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Kemal Sayar, ahlâkî değerleri, tarih duygusu, tarih şuuru, bir gayesi olmayan ve niye yaşadığını bilmeyen bir gençliğin geldiğini belirterek, "O gençlik şimdi kendi annelerinin canlarını almaya başladı" diye konuştu.

Sayar, Türkiye'nin en önem vermesi gereken problemin bu olduğunu söyledi. Sakarya'da düzenlenen bir toplantıda konuşan Sayar, merhametsizliğin kol gezdiği bir dünyada yaşadıklarını kaydetti.
Türkiye'de ve dünyada da zalimliğin, acımasızlığın artık geçer akçe olduğunu gördüklerini anlatan Sayar, insanın insana karşı kıyıcılığının arttığı bir çağda yaşadıklarını dile getirdi.

‘Günümüz kültürü, insanı çocuksulaştıran bir kültür’ diyen Sayar, “Günümüz kültürü, insana şunu telkin ediyor; erteleme hemen yap, hemen karnını doyur, hemen tüket, hemen bazı şeylere sahip ol tarzında insanı ergenliğe ve çocuksuluğa mahkûm eden bir kültürle karşı karşıyayız. Bu hemen kültürü malesef derin olan, yavaş yavaş yaşanması, temaşa edilmesi, içe çekilmesi ve sindirilmesi gereken değerleri de yutuyor. Çünkü hız kültürü, bize unutturuyor. Bize kaybettiriyor. Her şeyi hızlı yapalım derken hiçbir şeye derinlik vermiyoruz. Derinlik vermediğimiz zaman da, yaşadığımız andan da zevk almamaya başlıyoruz” şeklinde konuştu.

TV VE VİDEO OYUNLARI İNSANI DUYARSIZLAŞTIRIYOR
Televizyon kültürünün beyinlere sahte ve yanlış rol modelleri yerleştirdiğini belirten Sayar, çocukların onlarla özdeşleşerek gerçek olandan uzaklaştığını söyledi.
Sayar, “Televizyonun ve şiddet içeren video oyunlarının en büyük kötülüğü insanları duyarsızlaştırmasıdır. Yani şiddeti ben uygularım; fakat şiddetin sonunda filmdeki gibi hiçbir şey olmaz, hayat devam eder tarzda bir yanımsama oluşturuyor. Bu, çocuklar üzerinde çok etkili. Çünkü 8 yaşına kadar çocuklar korkuyla fantaziyi çok iyi ayırt edemiyorlar. Dolayısıyla orada gördükleri sahneleri gerçek kabul edip onu gerçekte tatbik etmeyi tercih edebiliyorlar. Televizyon, kuvvetli ailenin ve insan ilişkilerinin içinde çok fazla tesir icra etmez. Zayıflık bulduğu yerde gelişir ve boşluğu doldurur. Eğer siz insan ilişkilerinde kopuksanız ve aile ilişkilerinde zayıfsanız, o zaman çocuğunuz nereye bakacaktır? Nereden ahlâki doğrularını alacaktır? Televizyondan, arkadaşlarından ya da video oyunlarından alacaktır. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

GENÇLİK KÖTÜYE GİDİYOR
Dünyada küresel rüzgârla birlikte tehlikeli bir gençliğin geldiğine dikkat çeken Sayar, Türkiye'nin çok farklı kötülük türüyle karşılaştığını kaydetti.

Annelerini katleden kız çocuklarıyla karşılaştıklarını anlatan Sayar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Daha geçen hafta çok üzücü olaylar yaşadık. Anlamakta ve hafızamıza almakta zorluk çekiyoruz. Annelerini katleden kız çocuklarıyla karşılaşmaya başladık. Bir şeyler ters gidiyor. Bir şeyler yanlış. Modern medeniyete baktığımız zaman, ülkemizin gittiği istikamete baktığımız zaman, bir şeylerin yanlış olduğunu görüyoruz. Ne oluyor da bir insan evladı kendisini doğuran, büyüten annesine karşı bu kadar vahşileşebiliyor. Bu kadar acımasızlaşabiliyor. Küresel bir rüzgâr esiyor. Tehlike içinde gençlik geliyor. Ahlâki değerleri, tarih duygusu, tarih şuuruna sahip olmayan, niye yaşadığını bilmeyen, bir anlam-gaye duygusuna sahip olmayan ve kendini bir yerin devamcısı olarak görmeyen bir gençlik geliyor. O gençlik kendi annelerinin canlarını almaya başladı. Türkiye'nin en önem vermesi gereken konu bence budur. Aileyi korumaktır. Aile dağıldığı anda bizim koruyacağımız bir toplum kalmaz. Türkiye'nin en acil problemlerinden biri bu. Bizim iyi anne ve babalar yetiştirmemiz lazım. Bizim, çocuklarının ihtiyacının farkında olan anne ve babalar yetiştirmemiz lazım. Bir milletin en temel ünitesi ailedir. Bu toplum, aile yapısının sağlamlığıyla kendisini koruyabiliyor.”  (Vakit)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !