Allah’ın adıyla başlamak
Modern zamanlar artık Allah`ı hayatın dışına atmanın ve insanı evrenin merkezine yerleştirmenin gayretini güttüğünden dolayı yapılan işlerde bir bereket hasıl olmamaktadır. İnsanın adıyla başlayan her iş artık sonu gelmez kargaşalar, sonu gelmez kavgalar ve dibi görünmeyen uçurumlarla çoğalarak tabiatın, hayvanatın ve insanlığın üzerine üzerine gelmektedir.
Yapılan bir işe Allah’ın adıyla başlamak işin sonunu illa net bir zaferle sonuçlandırmasa da yürünülen tüm yolları bereketlendirmeyle nihayetlendirir. Çünkü Allah adıyla yapılan bir işte ne çıkar, ne ön kabuller ne de hırs vardır. Allah’ın adıyla yapılan işlerde insanın inşasından tutalım da tabiatın kendi fıtratında yol almasına kadar daha nice güzel dokunuşlar vardır. Sabırla, ilmek ilmek işlenen nakışlar gibi insanı ve evreni güzelleştiren nice muştular vardır. Allah adıyla bir işe başlayabilmek için önce iman etmiş olmak gereklidir.
İman etmek demek aradığın, bulmaya gayret ettiğin rabbini, şüphelerin, zanların, doğru ya da yanlış olduğundan emin olamadığın kimi inançlarından sonra bilgiyle kesin olarak taçlandırdığın bir arayışın sonunda sen de oluşan kabuldür. İman, bilgiden sonra sende oluşan bir kabul olduğundan dolayı iman ettiğin şey hususunda artık bir şüphen kalmamıştır. Rabbini böylesi bir arayış içinde bulan kimse de ne şüphe, ne kaygı ne de bir korku bulunmaz. Bu imanla birlikte iman eden kimsenin dünyevi çıkarlar, beklentiler, itibar kaygısı, toplum baskısı vs. daha ne kadar insanı yutan duygular varsa hepsi gerisinde kalmıştır. Umutsuzluk bilmez, yorulma bilmez, korku bilmez, elindekilerini kaybetme kaygısı kalmaz. Zira o “iflah” olmaz bir mümindir! Mümin olmanın şerefine ermiş bir kimse olarak yaptığı bütün işler, başlamayı umut ettiği bütün işler Allah’ın adıyladır ve onun adıyla yolculuğu şereflenir.
Modern zamanlar artık Allah’ı hayatın dışına atmanın ve insanı evrenin merkezine yerleştirmenin gayretini güttüğünden dolayı yapılan işlerde bir bereket hasıl olmamaktadır. İnsanın adıyla başlayan her iş artık sonu gelmez kargaşalar, sonu gelmez kavgalar ve dibi görünmeyen uçurumlarla çoğalarak tabiatın, hayvanatın ve insanlığın üzerine üzerine gelmektedir. İnsan insanın sadece kurdu değil aynı zamanda büyüyen bir felaketi olmaktadır. Oysa insan insanın dostu, yoldaşı, paydaşı, umut ettiği kardeşi olabilir ve olabilmelidir. İnsan kendisini yaratan Allah’a yüzünü çevirdiğinde Adem’e öğretilen isimlerle kendisine dünyada bir yaşam seçtiğinde yeniden inşa olmanın şerefine erebilir. Allah’ın adıyla bir işe başlamak, insanın her yapılan işte kendisini yeniden inşa etmesi anlamına gelir. İnsan kendisini kendisine öğretilen kelimelerle hergün yeniden inşa ederek hayata başlayacak demektir. Bu öyle bir şeydir ki hergün yeni bir bakış, yeni bir yorumlayış, yeni bir umut ve yepyeni duygular demektir. Geride bırakılanların tecrübesi, ışıltısı yeninin üzerine eklenerek yepyeni bir aydınlık demektir. Allah adıyla yol almak demek hüznün umtsuzluk doğurmadığı zamanlara ermek demektir.
Birileri müminlerin umutsuzluğa düşmesini istemektedir. Teslim olmalarını ve herkes gibi sıradalaşmalarını istemektedir. Oysa müminler “Ey peygamber hanımları siz diğer hanımlar gibi değilsiniz. Sizden kim bir günah işlerse onun cezası iki mislidir…” ayetinin kendileri için de eğer bildikleri halde yollarından dönerlerse cezalarının iki misli olacağını bilirler. Bu yüzden daha dikkatli ve daha ihtimamlı olmaları gerektiğinin bilincindedirler. İşte iman etmiş olmak demek hiç bir Firavuni düzene teslim olunmayacağının aksine tüm Firavuni düzenlerin yerle yeksan oluncaya kadar mücadelenin, cehdin devam edeceğinin haykırarak ilanıdır. Korkmadan, yılmadan bir adımdahi geri adımatmadan Allah’ın taraftarı olmayı kendine şeref sayanların safında olmak demektir iman etmek. Modern zamanların içinde en çok da ihtiyacımız olan şey bu imana sığınmak ve ondan asla kopmamaktır. Allah’ın insanlığa hidayet olunması için göndermiş olduğu kitaba daha dikkatli ve daha bir bağlılıkla muhatap olmamız gerekmektedir. Allah’ın kitabı, bizlere Allah adıyla nasıl başlanması gerektiğini sürekli hatırlatacaktır. Zira Adem’e öğretilen herşey biz ademoğullarına da yine orada öğretilecektir. Yeter ki Allah adıyla hayata başlamaya and içelim… bizim tüm eksiğimizi tamamlayacak olan bize rahmet kanatlarını gerecek olan, hata yaptığımızda bağışlamasını umacağımız, hastalandığımızda şifa vermesini beklediğimiz, korkularımızdan sonra bize umduğumuzu vermesini beklediğimiz Allah olacaktır. Korkulmaya en layık olanın ve umut edilmeye en layık olanın Allah olduğu hakikati müminler için hep bir yol gösteren meşale olacaktır.
(Venhar Yorum)