Züleyha KAYIŞLI
ANNE-BABANIN ÇOCUKLARINA KARŞI VAZİFELERİ
Çocuklar geleceğimizdir. Çocuklarımızı iyi yetiştirmek, geleceğimizi sağlıklı kurmak anlamı taşır. “Ağaç yaşken eğilir” sözünü bilirsiniz. Çocuklar eğitime en elverişli çağlarında anne-babadan gerekli ilgiyi ve eğitimi görmelidirler. Anne-babalık vazifesi sadece çocuğu maddi ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildir. Çocuklara doğru ve sağlıklı bir eğitim vermek öncelikle ebeveynlerin görevidir ve bunu bizzat kendileri üstlenmelidir. İslam fıtratı üzerine yaratıldıklarından çocuklar kendilerine verilecek güzelliklere o kadar açıklar ki, yeter ki biz onlara iyilik ve güzellikleri bizzat uygulamak suretiyle öğretmesini bilelim.
Anne babaların çocuklarına karşı vazifeleri konusunda birkaç madde sıralayabiliriz:
1. Çocuklarımız bizim davranış tarzınızla büyür: Çocuklarımızdan bizim gösterdiğimiz davranış tarzından başkasını göstermesini bekleyemeyiz. Ebeveyn bu konuda çocuklara örnek olmalıdır. Çocuklar bütün olumlu ve olumsuz davranışları anne ve babadan alır. Öfkelendiğinde verdiği tepki ebeveynin verdiği tepkinin taklididir. Eğer ebeveyn bağırıp çağırıyor ise çocuk da aynısını yapacaktır. Ebeveyn sakin olup konuşarak olayları hallediyor ise, çocuk da ebeveynin bu olumlu tavrını izleyecek ve öfkelendiğinde ailesinin tepkisine göre tepki verecektir.
2. Çocuğunuzu az eleştirin, çok övün (takdir edin): Çocuğumuza yaptığımız eleştirilerin yıkıcı olmamasına dikkat etmeliyiz. Çocuğumuzu eleştirirken acımasız davranmayıp, her önümüze geleni söylememeliyiz. Çocuğumuza sadece yapıcı eleştirilerde bulunmalıyız. Çocuğumuzu överken de dikkat edeceğimiz bazı konular vardır. Çocuğu yaptığı olumlu davranışından dolayı övmeliyiz. Olumlu bir davranışta bulunduğunda geciktirmeden anında takdir etmeliyiz. Çocuğumuzu takdir ederken ve överken ses tonumuza dikkat etmeli ve kendi duygularımızı ifade etmeliyiz. Olumlu davranışının ardından bir ödül vermeyi düşündüğümüzde ödülümüz maddi değil manevi olmalıdır.
3. Çocuğumuz konuştuğunda bütün dikkatinizi çocuğunuza verin: Çocuğumuz bize bir şey söylemek istediğinde bütün işimizi bırakarak onun seviyesine inip göz temasını kurarak onu dinlemeliyiz. Çocuğumuzu dinlemez isek, konuşmak istediğinde “Zaten hiç susmuyorsun yine ne söyleyeceksin?” diyerek onu rencide edersek sorunlarını ve mutluluklarını başkaları ile paylaşır. Bu da sorunların büyümesine yol açar. Dinlenilmeyen çocuk kendini ifade edemez. Hırçın ve saldırgan olur. Sonra da “benim çocuğum çok hırçın, saldırgan” diyerek onlarda bir problem olduğunu düşünürüz.
Ebeveyn ilk konuşma anından itibaren çocuğunu dinlemiyorsa ya da “O ne anlar” diyerek çocuğuyla iletişim kurmuyorsa, çocuklarda konuşma güçlükleri ortaya çıkar. Kelime darcığı gelişmediği için cümle kuramaz ve toplum içerisinde aktif olamaz. Dil gelişiminde güçlük çeken çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimleri olumsuz etkilenir.
4. Mutlu bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız mutlu birer ebeveyn olun: Çocuğumuzun mutlu olmasının yolu, bizim mutlu birer anne baba olmamızdan geçmektedir. Anne-baba arasındaki mutluluk ise sevgiyle gerçekleşir. Eşler birbirlerine saygılı davranırlarsa, şartlar ne olursa olsun karşılıklı anlayıştan ödün vermezlerse mutlu olurlar. Mutlu olan eşlerin, mutlulukları çocuklarına da yansır.