07-05-2010 19:50

Azerbaycan rejimine cami protestosu

Azerbeycan Yüksek Mahkemesi`nin Bakü`deki Hz. Fatıma camisini yıkma kararına, Türkiye`deki duyarlı kuruluşlardan tepki geldi.

Azerbaycan rejimine cami protestosu

Azerbaycan'da Hazreti Fatıma Cami'nin yıkılma kararına ve siyonistlerin Nablus'ta camii yakmasına tepki olarak Fatih camiinde protesto eylemi düzenlendi.

İsra Kültür Merkezi tarafından organize edilen protesto eylemine Saadet Partisi, Anadolu Gençlik Derneği, Fatih Akıncıları, Mustazaf-Der, İmkan-Der de katılarak destek verdi.

Vakit Gazetesi Dış Politika Yazarı Ahmed Varol'un da bir konuşma yaptığı protesto eyleminde, Azerbaycanlı alimlerden İsmail Sabıki mescidlerin yıkılması konusunda bir ağıt okudu.

"Camileri yıkan eller kırılsın" , "Siyonizm Bakü'de cami yıkıyor" , "Azerbeycan'da camiler yıkılıyor" , "Peres Kudüs'te,Aliyev Bakü'de cami yıkıyor" , "Siyonist dostu Aliyev" , "Camiler yıkılmasın ezanlar yasaklanmasın" yazılı pankartların kullanıldığı kitlesel basın açıklamasında söz alan Sivil toplum örgütleri, bugün düzenlenen basın açıklamasının Bakü Yönetimi'ne bir uyarı olduğunu, Bakü'nün kararından geri adım atmaması halinde protesto gösterilerinin milyonlarla gerçekleştirileceğini ilan ettiler.

Şirin: Öfkemizi Yükseltmek İçin Buradayız

Basın açıklamasında açılış konuşmasını yapan Nureddin Şirin'in konuşmasını sunuyoruz: "Değerli kardeşlerim. Özellikle de basından da takip ettiğiniz üzere Filistin’de, Kudsü Şerif’te müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, Siyonistlerin işgali ve saldırısıyla karşı karşıyadır. Hergün Mescid-i Aksa’nın yıkılması için Siyonistlerin çalışmaları sürmektedir. Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine karşı Siyonist saldırılar durmak bilmiyor.

Geçtiğimiz günlerde yine Siyonistler, Batı Şeria’nın Nablus şehrinde bir camiye saldırarak, camiyi ateşe verdiler ve Kuran-ı Kerim’leri yaktılar. Aynı şekilde, siyonistler başka bir caminn duvarına siyon yıldızını siprey boyalarıyla çizdiler.

Bütün bunlar maalesef ki dünya müslümanlarının sessizliğinden ve tepkisizliğinden cesaret alınarak yapılıyor. Aynı saldırılar ne yazık ki bugün bir İslam ülkesi olan Azerbeycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz günlerde Azerbeycan Yüksek Mahkemesi, Hz. Fatıma caminin yıkılmasına karar verdi. Daha önce de Hz. Muhammed adlı bir camiyi yıkmışlardı.

Görüyorsunuz! Siyonistler Filistin’de cami yıkıyor. Diğer zalim diktatörler de Azerbeycan’da Bakü’de cami yıkıyor. Bizler, kardeşleri katledilen, namuslarına, izzetlerine el uzatan bir ümmetiz. Ve bizler ne yazıkki camileri yıkılan, mukaddesa mekanları harap edilen bir ümmetiz.

İslam'ın mukaddesatına, dünyanın her neresinde camilerimize her neresinde kardeşlerimize saldırılırsa bütün gücümüzle bütün varlığımızla saldırganın, mütecavizin karşısına çıkmamız en büyük İslami görevimizdir. İşte bundan ötürü, Bakü’de yıkılması kararına varılan caminin yıkılmasını engellemek, camimizin yıkılmasına, mukaddesatımızın çiğnenmesine fırsat vermemek için aynı şekilde Filistin’de siyonistlerin camileri hedef alan saldırılarına karşı öfkemizi yükseltmek için toplandık."

Saltabaş: Geri Adım Atılmazsa, Milyonluk Gösteri Düzenleriz

Nureddin Şirin’in açılış konuşmasından sonra Saadet Partisi adına söz alan Türker Saltabaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Muhterem kardeşlerim! Bugün burada Azerbaycan’da yapılan bir zulmün karşısında durmak için toplandık. Hz. Ali der ki “Haksızlık karşısında susanlar, haklarıyla beraber şereflerini de kaybederler.”

Muhterem kardeşlerim! Organizasyon başkanı Nureddin Şirin kardeşimiz dünyadaki halimizi anlattı. Maalesef bugün can veren biziz. Yani müslümanlar. Mazlum olan biziz. Yani Müslümanlar. Ama yine de suçlu olan ve suçlu ilan edilen biziz.

Oysa bugün dünyaya barış, saadet, özgürlük getirdiğini iddia edenler, birilerini nükleer silah yapmakla suçlayanlar, öncelikle Negazaki’nin Hiroşima’nın hesabını verecekler. Birilerini soykırımla suçlayanlar, kızılderelilerin hesabını verecekler. Zencilerin, siyahilerin hesabını verecekler. Daha dün gözlerimizin önünde gözlerimizin önünde Srebenitza’da gerçekleştirilen katliamın hesabını verecekler. Irak’ın Filistin’in Gazze’nin hesabını verecekler. Ondan sonra kalkıp dünyaya “biz, barış ve saadet getireceğiz” diyecekler.

Muhterem kardeşler! Üstadımız, Sezai Karakoç, bu yeryüzünün lanetlilerini anlatırken çok güzel bir tespitte bulunuyor. Diyor ki “Onlar, yani yeryüzünün lanetlileri zannediyor ki “biz, sussak mesele kalmayacak.” Oysa biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak. Yine onlar, yeryüzünün lanetlileri zannediyor ki bizden kurtulsalar sorun kalmayacak. Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vizdan azabından kurtulsalar tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarih azabından kurtulsalar Allah’ın azabından kurtulamayacaklar.

Kardeşlerim! Biz, burada bir millet ve ümmet olarak, İslam ümmetinin herhangi bir yerinde zulüm varsa onun karşısında olmak için buradayız. Biz biliyoruz ki Cenabı hak, yani yeryüzünün yaratıcısı biricik Rabbimiz, kendi birliğini anlatırken “ben, sizin biricik rabbinizim” derken ümmetin birliğini anlatırken de “vahid” yani "bir" kelimesiyle anlatıyor. Biz ümmet olarak bir bütün olmak, bir binanın duvarındaki tuğlalar gibi olmak zorundayız. Biz, bir millet olarak bir vücudun azaları olmak zorundayız.

Bugün Bakü’de yapılan o büyük haksızlığın karşısında sanki bizim Fatih camimiz yıkılıyormuş gibi tepki göstermek zorundayız. Çünkü cami aynı camidir. İbadet edilen makam aynı makamdır. Oradaki insanlar aynı insandır. Bu insanların bu zulümden bir an önce dönmelerini bekliyoruz. Ve sadece bugünkü programın bir uyarı olduğunu, Bakü’deki saldırılar devam ederse milyonlarca milletin bir araya gelerek haksızlığa karşı tepki göstereceğini ilan ediyoruz. Saadet partisi adına katılımcı tüm arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.

Öncel: Her Türlü Zulmün Karşısındayız

Basın açıklamasına katılan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) İstanbul Şube Başkanı M. Kerem Öncel de Türker'in uyarısını vurgulayarak açıklamasına şu ifadelerle sürdürdü: "Kıymetli kardeşlerim! Bugün burada, Azerbaycan’da yapılan bir yanlışın düzeltilmesi için bir araya geldik.

Anadolu Gençlik Derneği olarak dünyanın neresinde bir zulüm varsa zalim varsa ona karşı her zaman mücadele ettik ve bundan sonra da edeceğimizi ifade ediyoruz. Bu yapılan hiç doğru bir hareket değildir. Hele bunun bir İslam ülkesi olan Azerbeycan’da yapılması bizi çok daha derinden yaralamıştır.

Bunu özellikle ifade ediyoruz. Az önce Türker bey de ifade etti. Eğer bu yanlış düzeltilmezse Türkiye’deki milyonlarca insan üzerine düşeni yapacaktır. Bu çalışmaya destek veren herkese teşekkür ediyorum.

Anadolu Gençlik olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü yanlışın karşısında olacağız. Allah’a emanet olun."

Şahin: Azeybeycan'daki Kardeşlerimizin Yanındayız

Hz. Fatıma camisinin yıkılma kararını kınayan Akıncılar Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin ise Azerbeycan'daki zulme bundan sonra da sessiz kalmayacaklarını söyledi.

Şahin, konuşmasına şu ifadelerle devam etti: Kardeşlerim! Bugün buraya, Azerbaycanlı kardeşlerimizin yardım çağrısı ve ferydalarına yanıt vermek için toplanmış bulunmaktayız. Emperyalist güçler ve onların işbirlikçi rejimleri ve iktidarları, tüm İslam dünyasını adeta bir yangın yerine çevirmiş durumdadırlar. Bu terörist, zalim ve emperyalistler ile onların işbirlikçileri, bilmektedirler ki karşılarında duracak, onların oyunlarını bozacak olan İslam ve Müslümanlardır.

Bu sebeple, tüm yeryüzü coğrafyasında siyasi, askeri ve ekonomik anlamda müslümanlara baskı yaparak, dayatmalar yaparak müslümanları susturmak, korkutmak ve bastırmak istemektedirler.

Bu emperyalist güçler ve onların işbirlikçi iktidarları, öncelikle bizim mukaddesatımıza bilinçli bir şekilde saldırmaktadırlar. Azerbeycan’daki Hz. Fatıma Camii’nin yıkılma kararı da bu operasyonlardan yalnızca bir tanesidir. Bugün, emperyalist kafirleri ve onların işbirlikçileri, acımasızca toplu bir şekilde İslam ümmetine karşı saldırmaktadır. Eritre’den Moro’ya, Filistin’den Afganistan’a, Çeçenistan’dan Azerbeycan’a kadar bu zalimlere karşı toplu savunma ve küresel intifada, müslümanların boynuna artık borç olmuştur.

Bizler, Türkiyeli müslümanlar olarak bu zalimleri ve onların kuklalarını bir kez daha uyarıyoruz. Bu zalimleri, buradan Fatih Camii’nin avlusundan Türkiyeli müslümanlar olarak bir kez daha uyarıyoruz. Topraklarımızı işgal etmekten vazgeçin! Mukaddesatımıza saldırmaktan vazgeçin. Kadınlarımızın iffetine dokunmaktan vazgeçin! Kundaktaki bebeklerimizi öldürmekten de vazgeçin. Bizi korkutamazsınız! Bizi yıldıramazsınız!

Emperyalistlerin kuklası olan ve Siyonist dostu, diktatör Aliyev’e karşı onurlu duruşlarından ötürü Azerbeycanlı müslüman kardeşlerimizin onurlu mücadelelerini destekliyoruz. Bundan böyle, Azerbeycan’da müslümanlara, İslam’a ve mukaddesatımıza karşı yapılacak saldırıların takipçisi olacağız. Asla susmayacak, Azerbeycanlı kardeşlerimizin yardımına koşacak, onların dili, yüreği olacağız.

Geçtiğimiz günlerde Siyonist İsrail, İHH’nın Batı Şeria sorumlusu olan İzzet Şahin kardeşimizi tutukladı. Bu vesileyle bu olayı da hatırlatmak istedim. Allah, inşaallah bu kardeşimize ve Filistin’e özgürlüğünü bağışlayacaktır. Allah, yar ve yardımcısı olsun.

İslam düşmanlarına karşı Rabbimiz, ayaklarımızı sabit kılsın. Ümmet, kardeşlik ve paylaşma bilincimizi artırsın. Düşüncelerimize feraset, yüreklerimize cesaret versin. Bileklerimize güç ve kuvvet versin. Allah-u Ekber.

Varol: Hedefleri, Mescid-i Aksa'yı Yıkmak

Basın açıklamasına katılan Araştırmacı Yazar Ahmet Varol ise camileri yıkanların asıl hedeflerinin, Mescid-i Aksa olduğunu söyledi. Varol, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Değerli kardeşlerim! Öncelikle bu programın tertip edilmesinden ötürü organizasyondaki kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Bugünlerde dünyada İslam’ın kutsalllarını hedef alan bir savaş var. Bu savaş’ın başlangıç merhalesinde, aşırlık ve radikalizm gibi kavramların arkasına sığınıldı. Oysa savaşa baktığımız zaman, aşırılık ve radikalizm iddialarının sadece bir kılıf olduğunu, doğrudan İslam’ın temel değerlerine saldırıldığını görüyoruz.

İşte karikatürlerine bakıyorsunuz. Hz. Muhammed ve eşleriyla alay edildi. Avrupa’da “camilerde, minarelerden rahatsız oluyoruz” dediler. İyi de Avrupa’da Kilise’nin çanından rahatsız olmuyorsunuz? Neden minaredeki ezandan rahatsız oluyorsunuz? Demek ki burada, mesele bir radikalizm ya da aşırılık söz konusu değil. Şimdi de müslüman kadının tesettürünek karşı bir savaş başlatıldı ve Avrupa’da tesettüre karşı savaşla eş zamanlı olarak Azerbeycan ve Filistin’de camiye karşı savaşın öne çıkmaya başlaması dikkat çekicidir. Bir de bu cami yıkımlarının Azerbeycan ve Filistin’de eş zamanlı olması da dikkat çekicidir.

Biliyorsunuz birkaç gün önce bir cami yakıldı ve daha önceden de bazı camilere saldırı düzenlenmişti. Azerbeycan’da da camilerin yıkılmasıyla ilgili olarak mahkeme kararları çıkarıldı.

Aslında bütün bu saldırıların hedefinde Mescid-i Aksa var. Kademeli bir şekilde, bu camilerin ortadan kaldırılması suretiyle nihai hedefi, Mescid-i Aksa’nın yıkılması olan bir çalışma var.

Azerbeycan’daki camilerin yıkılması kararının, işgal hükümeti Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın yaptığı ziyaret sonrasında artması da düşündürücüdür. Bizim burada, Azerbeycan’daki camilere sahip çıkmamız, esasında Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmamız demektir. Çünkü camileri hedef alan savaşın sonunda Mescid-i Aksa var.

Camiden neden rahatsız oluyorsun? Azerbeycan’da ve Bakü’de de bulundum. Ezan sesini duymanın çok zor. Çünkü camiler birbirine çok uzak. Azerbeycan halkının tamamı, Şiisiyle Sünnisiyle müslüman. Ve bu insanlar, ibadet yapmak için camiye ihtiyaç duyduğu bir dönemde adamlar var olan camileri yıkıyor. Bakü’deki camiler zaten şuandaki ihtiyacı karşılamıyor. Ama var olanları da yıkıyor.

Bu planların hedefi, İslam’ın kutsallarıdır. Bundan ötürü ben müslümanım diyen herkesin bu savaşın karşısında yer alması gerekiyor. Ne olursa olsun tüm müslümanlar, İslamın mukaddesatına sahip çıkmalıdır.

Mustazaf-Der: Camileri Yıkandan Daha Zalim Kim Var?

Açıklamaya, Mustazaf Derneği adına katılan Abdulbari hoca ise “Muvahhidlere ve camilere sahip çıkanlara selam olsun. Allah, kitabında cami düşmanları için “insanları camilerden men edip, Allah’ın zikrinden men edip ve camilerin yıkılışlarına sebep olan insanlardan daha zalim olan kimdir?” demektedir.

Evet biz de cami düşmanlarına şunu gösteriyoruz. Ebrehe de bir zamanlar Allah’ın evine düşmanlık yapmıştı, İbni ziyad da Beytullah’a düşmanlık yapmıştı. Biz bugün de cami düşmanlarına şunu hatırlatıyoruz: Eğer siz, Allah’ın mukaddes evlerine, secdegahlarımıza müdahale ederseniz bizler de sizleri kahhar ve cebbar olan Allah’a havale ediyoruz. Camiler, sahipsiz değildir. Ümmeti Muhammet, rengi, dili, ülkesi ve coğrafyası ne olursa, camilerin koruyucusuyuz. Kahhar olan Allah vardır. Allah, bu hainlerin cezasını verecektir. Biz, Kahhar olan Abbası da Allah’a havale ediyoruz. İlhami Şimon Peres’ten alan o zalim İlhamsız Aliyev’i de Allah’a havale ediyoruz" dedi.

Kitlesel basın açıklaması, Azerbaycanlı İbrahim Sabigi hocanın okuduğu ağıtır ardından protesto eyleminin sonunda Türkiyeli müslümanların Azerbaycan yönetimini uyardığını belirten Nureddin Şirin şunları söyledi:

"Biz buradan Azerbaycan'daki diktatör bozuntusu İlham Aliyev'i uyarıyoruz: Ellerini camilerimizin üzerinden çek. Eğer o ellerini camilerimizin üzerinden çekmetzen o elleri kırmak bütün müslümanlara vaciptir. Camilerimize kim el uzatırsa bilsin ki o eller muhakkak kırılır. Camilerimize, mukaddesatımıza saldırı olduğunda müslümanım deyip de bu ihanete ve saldırganlığa sessiz ve tepkisiz kalanlara yazıklar olsun. İşgal altındaki tüm İslam topraklarının, hususen Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtulduğu günlerde, camilerimize ve mukaddesatımıza saldırıların sona erdiği günlerde, hakkın hakim olduğu ve bütün dünya müslümanlarının özgür ve insanca yaşadığı günlerde buluşmak üzere."

(Kaynak: İsra Haber)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !