Balyoz`da `1 numara`ya tutuklama
Balyoz darbe planının bir numaralı ismi emekli orgeneral Çetin Doğan ve planda adı geçen emekli korgeneral Engin Alan tutuklandı.
Camilerin bombalanması ve Türk jetinin düşürülmesi gibi kanlı eylemler içeren Balyoz darbe planında tutuklu sayısı 33'e ulaştı. Metris Cezaevi'ne gönderilen son isim, planın altında imzası bulunan dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan oldu. Doğan'la aynı gün sorguya alınan emekli Korgeneral Engin Alan da tutuklular arasında yerini alırken, önümüzdeki hafta ikinci dalga operasyonların adliye süreci başlayacak.
Balyoz darbe planıyla ilgili soruşturma kapsamında pazartesi günü gözaltına alınan ve aralarında emekli kuvvet komutanlarıyla muvazzaf subayların da bulunduğu isimlerin adliye süreci tamamlandı. Dün planın altında imzası bulunan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, savcılığa çıkarıldı ve yaklaşık 7 saat sorgulandı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Doğan, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebir ve şiddet yoluyla ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan cezaevine gönderildi. Doğan'la birlikte sorgusu yapılan emekli Korgeneral Engin Alan da tutuklananlar arasında yer aldı.Önceki gece emekli orgeneraller Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve Ergin Saygun'un tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması gözleri Çetin Doğan'a çevirmişti. Mahkeme, gözaltına alınmadan önce Meksika'ya uçmaya hazırlandığı belirlenen Doğan'ın tutuklanmasına karar verdi. Böylece birinci dalga operasyonlar çerçevesinde tutuklu sayısı 33'e ulaşmış oldu. Bunların 18'i muvazzaf, 15'i emekli subaylardan oluşuyor. Askerî cezaevine gönderilen muvazzafların 2'si tümgeneral, 2'si tümamiral, 2'si tuğamiral, 9'u albay, 3'ü ise yarbay rütbesi taşıyor. Bugüne kadar ifadesine başvurulanların sayısının ise toplam 55 kişi olduğu öğrenildi.
Balyoz soruşturması kapsamında pazartesi günü yapılan birinci dalga operasyonunda gözaltına alınan askerlerin adliye süreci tamamlandı. Dün son olarak kanlı darbe planında imzası bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Albay Altan Batıbay ve bir grup muvazzaf subay sorgulandı. Doğan ve Alan, savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Batıbay ve iki muvazzaf subay serbest bırakıldı. Önceki gece geç saatlerde mahkemeye çıkarılan muvazzaf subaylardan Tümamiral Semih Çetin ile Tümamiral Turgay Erdağ ve Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) eski Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri tutuklandı. 4 günün sonunda 50'nin üzerinde subayın ifadesine başvurulurken, bunlardan 33'ü tutuklanmış oldu. Tutukluların 18'i muvazzaf, 15'i ise emekli subaylardan oluşuyor. Askerî cezaevine gönderilen subayların 2'si tümgeneral, 2'si tümamiral, 2'si tuğamiral, 9'u albay, 3'ü ise yarbay rütbesi taşıyor.
Balyoz soruşturmasını yürüten savcılar, planın mimarı olarak gösterilen emekli Orgeneral Çetin Doğan'ı sorgu sıralamasında son güne bıraktı. Pazartesi günü gözaltına alındıktan sonra emniyette 4 gün bekletilen Doğan, dün sabah saat 08.50 sularında emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Albay Batıbay ile birlikte Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden sivil plakalı bir araçla adliyeye ulaştırılan şüpheliler, hâkim ve savcıların giriş yaptığı bölümden binaya alındı. Doğan ve beraberindekiler, ilk önce Adli Tıp şubesine götürüldü. Sırayla sağlık kontrolünden geçirilen askerler, daha sonra sorgulanacakları savcılık katına çıkarıldı. Doğan'ın ifadesi saat 11.00'de alınmaya başlandı. Özel yetkili savcı Bilal Bayraktar'ın yaptığı sorguya öğle yemeği sebebiyle saat 12.00'de ara verildi. Sorguya 13.00'te tekrar başlandı. Emekli Korgeneral Engin Alan'ın savcılık ifadesi ise 15.30'da tamamlandı.
Savcı Bilal Bayraktar tarafından ifadesi alınan Çetin Doğan'a savcılık ifadesinde 'Balyoz' darbe planı ile 'Harp Oyunu Semineri' olarak adlandırılan seminere ilişkin sorular sorulduğu ve bu seminere ilişkin belgelerin gösterildiği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Doğan, savunmasında 'Balyoz' darbe planının altında imzasının bulunmadığını, sadece burada isminin geçtiğini, böyle bir plandan haberi olmadığını iddia etti. Doğan, seminerde konuştuğunu ise kabul etti. Ancak görüşülen eylem planının bir darbe planı olmadığını öne sürdü. Çetin Doğan'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" iddiası ile sorgulandığı kaydedildi.
Eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ve emekli Korgeneral Engin Alan ifadelerinin tamamlanmasının ardından saat 19.20'de tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Emekli askerler, iki saatlik sorgunun ardından "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebir ve şiddet yoluyla ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan tutuklandı. Emekli Albay Altan Batıbay ile iki muvazzaf asker ise savcılıkça serbest bırakıldı.
Önceki gece mahkemeye sevk edilen muvazzaf subaylardan Tümamiral Semih Çetin ve Tümamiral Turgay Erdağ ile Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) eski Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ise tutuklandı. Böylece özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda 22 Şubat 2010'da yapılan operasyon kapsamında 50'nin üzerinde muvazzaf ve emekli askerin ifadesine başvuruldu. Gölcük Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Semih Çetin'in aralarında bulunduğu 18 muvazzaf asker ile azınlıklara ve öğrencilere yönelik Kafes Eylem Planı'nın başkanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü başta olmak üzere 13 emekli subay tutuklanmış oldu. 3 muvazzaf şüpheli ile mahkemeden serbest kaldı. Orgeneraller İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Ergin Saygun'un aralarında bulunduğu 13 emekli asker serbest bırakıldı. Saygun hakkında yurtdışı çıkış yasağı konulurken, eski kuvvet komutanları Fırtına ile Örnek'in kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmadığı için serbest bırakıldığı açıklandı.
(Kaynak: Zaman)
-
HUSEYIN SASMAZ 28-02-2010 00:27
Kemalist Laiklerin Balyozu ile Demokrat Laiklerin Örsü Arasında Sıkışıp Kalan Türkiye'deki Müslüman Halkı Kurtaracak Olan Ancak Hilafet'tir! Son günlerde Türkiye kamuoyu son dakika haberleri ile yatıp son dakika haberleri ile uyanır oldu. Zira bir gün medyada "Balyoz Darbe Planı" diye bir plan manşet oluyor, ertesi gün devletin bir savcısı adliyeyi basarak başka bir savcıyı gözaltına alıp hapse atıyor, diğersi gün devletin başka bir kurumu bir takım savcıların özel yetkilerini elinden alıyor, daha sonraki gün emekli ve muvazzaf olmak üzere birtakım askerlere yönelik operasyonlar düzenlenerek 40'ın üzerinde ordu mensubu gözaltına alınıyor, ardından iktidar partisine yönelik bir kapatma davası "ha açıldı ha açılacak" söylentileri dolaşmaya başlamasıyla ekonomik göstergeler allak bullak olmaya başlıyor kısacası olayların biri bitmeden diğeri başlıyor. Yani görünen o ki adeta devletin zirvesinde ve kurumlar arasında bir köşe kapmaca oyunu oynanıyor. Bütün bu gelişmeler karşısında bir krizden öteki krizin içerisine sürüklenen Müslümanlar, çölde devesini kaybetmiş bir bedevi gibi ne yapacaklarını bilmez bir halde kara kara düşünüyorlar. Tüm bu yaşananların tek müsebbibi, yarım asırdır süregelen Anglo-Amerikan çatışması ve bu çatışmanın ülkede meydana getirdiği çift başlı iktidar yapısıdır. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten beri dizginleri elinde bulunduran İngiliz yanlısı kemalist laik ordu ile diğer tarafta yarım asırdır bu dizginleri eline geçirmenin uğraşısını veren Amerikan yanlısı demokrat laik AKP hükümeti gibi bir sivil iktidarın olduğu çift başla yönetilen bir ülkede bu gibi krizlerin sık sık yaşanması doğal bir durumdur. Yarım asırdır süregelen bu çatışmanın son günlerde giderek şiddetlenmesiyle vahim bir ülke tablosu ortaya çıkmıştır. Hilafet'in en son başkentliğini yapmış olan Türkiye'nin, hükümeti, ordusu, polisi ve yargısının, İslam'a ve Müslümanlara savaş açıp gece gündüz onları katleden sömürgeci kafirleri İslam beldelerinden kovmaları, onların ümmete yönelik iğrenç planlarını Müslümanlara açıklamaları ve onlara bir an bile göz açtırmamaları gerekirken birbirlerine karşı komplolar kurar, birbirini dinler, takip eder ve fişler hale gelmişlerdir. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, "Eee şimdi biz onları fişliyoruz." diyerek ülkenin içerisinde bulunduğu vahim tabloyu özetlemiştir. Bir zamanlar Konstantiniyye'yi fetheden Fatih Sultan Mehmet, Müslüman beldeleri bir araya toplayan Kanuni Sultan Süleyman ve Müslüman diyarların kalkanı Abdulhamit gibi bağrından nice İslam kahramanları çıkaran Müslüman Türkiye halkının medyası, sivil toplum kuruluşları ve aydınlarının, toplumu sömürgeci güçlerin çatışması sonucu ortaya çıkan mevcut fasit vakıadan kurtarmaları gerekirken, birbirine karşı düşman gözüyle bakar, parçalanır ve kutuplaşır hale gelmiştir. Ey Müslümanlar! Tarihinizden seksen sekiz yılı çalan, nice evlatlarınızın canına kıyan, servetlerinizi heba eden, sizlere bir gün olsun gün yüzü göstermeyen, sizin evlatlarınızdan oluşan emniyet birimleri ile yine sizin evlatlarınızdan oluşan orduyu adeta birbirinin düşmanı haline getirerek gece gündüz birbirlerini dinleyen birer kurum haline getiren, insanları kamplaşmaların içine sürükleyerek kardeşi kardeşe düşman yapan, yandaş ve muhalefet diye medyayı ikiye bölen sömürgeci kafirlerin uşakları arasında dönen bu çatışmanın arasında sıkışıp kalmak yerine niçin Raşidi Hilafet Devleti'ni kurarak dünyanın efendisi olma yolunda hala harekete geçmiyorsunuz? يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ "Ey imân edenler! Allah ve Resul sizi, size hayat verene çağırdığında icâbet edin. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz muhakkak onun huzurunda toplanacaksınız." [el-Enfâl 24] Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti