Başörtüsü yasağı tiyatroda sorgulanacak
Başörtüsü sorunu ve mücadelesini tiyatro diliyle ele alan Ekin Tiyatro Grubu`nun “Özgürlük Kuşlara Mahsustur` adlı oyunu Zübeyde Hanım Kültür Merkezi`nde bugün `perde` diyor.
Başörtüsü sorunu ve mücadelesi, bir tiyatro olarak karşımıza geliyor. Ekin Tiyatro Grubu'nun oynadığı “Özgürlük Kuşlara Mahsustur" adlı tiyatro oyunu, Türkiye coğrafyasında yaşanan sosyo-politik sorunları hicvediyor.
Başörtüsü zulmüne karşı mücadele veren Müslüman kadınlar, kararlılıkları, idealleri ve inançları yanında, tepkilerini, acılarını, ötelenmelerini şimdi de tiyatro sahnesine taşıyorlar. Şehirleşmeyle oluşan çarpık yapılanma, kültürel çatışma, sorunlu aile ve çevre ilişkileri içinde yakıcı bir gündem olarak ön plana çıkan başörtüsü sorunu ve mücadelesi, bir sahne oyunu olarak karşımıza geliyor. Oyunun adı: "Özgürlük Kuşlara Mahsustur".
Özgür-Der Sanat Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Ekin Tiyatro Grubu'nun oynadığı 'Özgürlük Kuşlara Mahsustur" adlı Tiyatro oyunu Bahadır Kurbanoğlu tarafından yazılmış. Oyunun yönetmeni ise Zehra Çomaklı. Ancak tiyatro bayanlara özel olarak hazırlanmış.
Zehra Çomaklı'ya, "Niçin böyle bir teşebbüs?" diye bir soru yöneltiyoruz. Çomaklı sorumuzu, "Sahih ve örnek geleneklerimizi devam ettirmek için" diye cevaplıyor ve şöyle devam ediyor:
- Bugünümüzü taşıyan dünün olumluluklarıdır. Tabii ki dünün konjönktürel değerlerini veya insani yanlışlarını aşmamız gerekir. Ama mücadelemizin sürekliliği, dünkü doğrulara ve evrensel değerlerimize tutunarak günümüzü ve geleceğimizi doğru okumakla gerçekleşebilir. Türkiye'de, dünün doğrularından birisi de, Şüle Yüksel Şenler'le başlayan kadının tebliğ amaçlı sosyalleşme arayışını, rahmetli Süreyya Yüksel ablamızın yazdığı skeç ve tiyatro oyunlarıyla geliştirmesi ve kadınlar arasında seyirlik oyun sanatını bir tebliğ aracı haline dönüştürebilmesiydi. Bundan 10 küsür yıl önce; yani 28 Şubat darbesinden önce bu tür aktivitelerimiz Kur'an kursları salonlarında, özel sahnelerde veya tiyatro salonlarında gerçekleşebiliyordu. Amatörce denemelerdi ama hayatın içinden gelen bir samimiliği yansıtıyorlardı. Geliştirilmeliydi. Ama ondan sonra bu diri ve cesaretlendirici açılımın üzerine adeta bir ölü toprağı serpildi. 28 Şubat'tan sonra gündemimizi sürekli olarak yakınmalar, kırılmalar, kopmalar, sinmeler, uzlaşmalar teslim almaya çalıştı. Tabii ki bu süreçte inancını ve duruşunu bozmayan erdemli örneklikler de vardı ve onlara hep birlikte şahit olduk. Macide Göç ve Özlem Özyurt abla gibi bu konudaki ender öncülerimizi de ahirete yolcu ettik.
- Gerçekten bu alanda, 28 Şubat'tan beri ciddi bir sessizlik hüküm sürdü.
- 28 Şubat Süreci'yle birlikte sanat sahasında sorunlarımızla iç içe, bizden olan, bizim olanı yansıtan, hayatın gerçekleri ve kuşatması içinde ideal ve ilkeli olana yönelen, bu tür örneklikleri özendiren çalışmalarda bir gevşeme ve bir daralma söz konusu oldu. Tabii ki denizin hep sükun içinde olması durgunluğa garanti olmaz. Her fırtına, süt liman deniz havasından sonra patlar. Artık derlenme, toparlanma ve yeniden arınma sürecindeyiz. Sahih değerlerimizi ve kazanımlarımızı yeniden hayat sahnesine taşıma sürecindeyiz. Ve bizler büyük ölçüde Süreyya ablamızın İslami kimliğe yönelen genç kızlara ve hayatın içinde şahitlik idealine koşan ablalarımıza açtığı çığırı canlandırmak istedik. Bizimkisi uzun bir sükut döneminden sonra yeniden bir yürüyüş. Kamusal alanda egemenlerin izniyle değil kendi irademizle var olmanın bir çırpınışı. Güzel olanı yapmaya çalıştık. Ama olayın estetik boyutu kadar önemli olan, tebliğimiz ve inancımız için çırpınma azmimizdir.
- Oyununuz niçin sadece kadınlara?
- İhlas açısından tabii ki dikkat edilmesi gereken bazı hudutlar vardır. Ve bir de bazı zaaflı, taklitçi, taassubi anlayışların tedrici olarak ıslahı görevi. Kur'an'ın ve Sahih Sünnet'in bize öğrettiği esas ve uygulama şudur: Özel alanlarımız hariç, şahitlik görevimizin sorumluluğu eşittir; mü'min ve mü'mineler birbirlerinin velisidir. Birlikte hakkı tavsiye ederler ve münkerden birlikte men etmeye çalışırlar, hayırlarda yarışırlar.
- Bizce, tebliğ amaçlı yazı yazmak, konferans vermek, mitinge katılmak ne ise; vahyi hudutları gözeten bir adap içinde tebliğ amaçlı tiyatro oyunu da o olmalıdır. Ancak gerek bu adap ölçülerini kavrama, geliştirme, uygulama olgunluğu açısından; gerekse hududullahı gözeten bu şer'i tefekkürü kavrama açısından hem birikimimiz hem tecrübemiz çok yetersiz. Bu yetersizliği gözettiğimizde sadece kadınlara oynamayı maruf olana uygunluk açısından daha tutarlı bulduk. Piyano, gitar gibi enstrümanlar Endülüs Müslümanlarının keşfettiği çalgılar idi. Ama daha dün, def çalmaya cevaz veren; ama saz çalmak helal mi haram mı diye tartışan insanlarımız vardı. Tiyatro, Hacivat-Karagöz veya ortaoyunu gibi temaşa oyunu. Lakin bu alanda direnişlerimizde ve yürüyüşlerimizde, zulüm sistemini ve darbe düzenini eleştiren bazı protest gösterilerimiz oldu. Ama gerek sahnede, gerek izleyici koltuklarında oyuncu veya katılımcı olarak kadın ve erkek bir arada nasıl bulunulur, bu konuda ölçüler ne olmalıdır gibi sorular, tebliğ araçlarına ihtiyaç duyan ve vahyi ölçülerin idrakinde olan insanlarımızla istişare edilmeli ve ortaya Hacc'da tavaf anındaki eminliği hissettirecek çözümlemeler konulmalıdır. Bir çok alanda olduğu gibi bu konuda da ortak akla, ortak tefekküre çok fazla ihtiyacımız var.
Henüz oyunu izleyen bayan yazarlarımızın ve muhabirlerimizin aktarım ve değerlendirmeleriyle muhatap olamadık. Zira "Özgürlük Kuşlara Mahsustur" oyunu, 10 Eylül 2007 Pazartesi günü saat 19.00'da Fındıkzade - Zübeyda Hanım Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Ama oyundan önce oyunun testlerini gördük.
Anladığımız kadarıyla, uzun soluklu bir emeğin sonucunda izleyicilerle buluşan ve konusu itibariyle Türkiye coğrafyasında yaşanan sosyo-politik, sosyo-ekonomik sorunları hicveden oyun, vahyi mesajın görsel sanatlar yoluyla kitlelere ulaştırılması açısından farklı bir katkı sağlayacak. Oyuna davetiye ile girilebiliyor. Davetiyeler Özgür-Der, İHH, Özel FM, Haksöz Dergisi, Özgür Çocuk Kulübü ve Vuslat Dergisi adreslerinden temin edilebiliyor.
(Haber ve röportaj: Kenan Kıran - Vakit Gazetesi)