19-02-2008 12:30

Başörtüsü yasağının ‘üstad’ları...

Türkiye’deki kimi laik çevrelerin hürriyet anlayışı şudur: Bizim hürriyetimiz başkalarının hürriyetini bastırmaktır...

Başörtüsü yasağının ‘üstad’ları...

Mustafa ÖZCAN / Yeni Asya

Hürriyetin tarifi genellikle şöyledir: "Benim hürriyetimin bittiği yerde başkalarının hürriyeti başlar…
Lübnan’da yayınlanan el-Aman gazetesinin alıntıladığı gibi Safinaz Kâzım şöyle yazmaktadır: İlmaniyyu Türkiye: Hürriyetuna hiye kahri’l aher..." Yani Türkiye’deki kimi laik çevrelerin hürriyet anlayışı şudur: Bizim hürriyetimiz başkalarının hürriyetini bastırmaktır... Yani tez değil anti tez. Devrim değil karşı devrim. Peki dışarıdan bakan birisi bu yargısında haksız mı? Ne gezer! Haksız olmadığını Hürriyet’in manşetinden izleyebiliriz: "411 el kaosa kaldırıldı..."
Aslı olmayan yasakların kaldırılmasının çoğunluk despotizmi olduğuna dair Karakuşi yargıyı meğerse Fransız Masonları da paylaşıyormuş. Maşrık-ı A’zam’ın üstad-ı azamları aynen Ertuğrul Bey gibi düşünüyorlarmış. Onlara göre de çoğunluk demokrasiye karşı olabilirmiş. Öyleyse onların anladığı demokrasi azınlık rejimidir…
Yani masonların gözünde bilim tapınakları. Aynı kanıyı Fransız masonları da paylaşıyormuş. Ya Baykal, Özkök ve benzerleri gibi bizimkiler de Fransız Farmasonları ile aynı telden çalıyorlar ya da onlar bizimkilerle aynı frakanstalar. Var bir bit yeniği ama ne!...
Ama bu kadar da değil, onlar laiklik nokta-i nazarından sadece dinin alanını değil neyin dini olup olmadığını da tayin ediyorlar. Bu anlayış Nevzat Tandoğan anlayışıdır. Masonlar aynen Zekeriya Beyaz, Şahin Filiz, Osman Zümrüt veya Ethem Ruhi Fığlalı veya Ruhat Mengi gibi başörtüsünün temellerinin İslâmda da olmadığını söylüyorlar. İslamın ne olup olmadığını yine tayin ediyor. Bu hususta Başbakanın yaptığı gibi Diyanet’e sormak laikliğe aykırı düşüyor. Ama İslâmda olduğu halde olmadığını söylemek laikliğin bir iktizası oluyor. Bir gerçek bu kadar tersyüz edilemez. Fakat bu vesile yaşadığımız dünyanın gerçeklerine de vakıf olmaktayız. Masonluk veya zındıka komitesi veya cereyanı sadece İslâma veya umde ve prensiplerine karşı değil. Bütün dinlere de karşı. Demokrasinin tarifini onlar yaptığı gibi dine karşı oldukları halde yine de dinin tarifini onlar yapıyorlar…
Masonlar da demokrasi adına demokrasiyi akıl adına aklı iptal ediyorlar. Maalesef devirdikleri köhne skolastik anlayışın yerine bugün kendileri geçmiş durumdalar. Kendileri de böylece neoskolastik akım olmuş oluyorlar…

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !