Bilge Kağan, Tonyukuk Kağan ve M.Kemal
Teoman Duralı, Bilge Kağan`ın söz konusu tercihini ve gerekçesini söylediğinde, aklıma doğrudan 1920`li yıllar, M.Kemal, etrafındaki kadro ve batılılaşma/bâtıllaşma tercihleri geldi. `Keşke o gün M.Kemal`e hayır diyecek, onu bu ilhad ve irtidattan vazgeçirmek, değilse engellemek için tavrını koyacak bir `Tonyukuk Kağan` bulunsaydı Ankara`da` diye düşündüm.
Birkaç ay önce vefat eden Prof. Dr. Teoman Duralı'nın TRT2'de yayınlanan "Felsefe Söyleşileri" adlı programını denk geldikçe izlemeye çalışırdım.Duralı, doğudan batıya, güneyden kuzeye dünya toplumlarının tarihsel serüveni, inanç ve kültürleri konusunda çok önemli bilgiler veriyordu.Yakın zamandaki bir programda ilginç bir hususa değinmişti. Göktürk kağanı Bilge Kağan'ın, o günün güçlü toplum ve devleti Çin'in dini olması sebebiyle Budizm'i benimseyip ülkesine egemen kılmak istediğini, ancak veziri Tonyukuk Kağan'ın buna karşı çıkması ve onu ikna etmesiyle ancak bu fikrinden vazgeçtiğini ifade etmişti.Bilge Kağan'ın bu girişiminin sebebi olarak da, tarihsel olarak Türklerdeki "güçlü olanın kültürünü benimseme eğilimi"ni göstermişti. Tabi işin doğrusu, bu eğilim sadece Türklere veya bir başka topluma has olmayıp, bütün toplumlar üzerinde etkili bir husustur.Mesela insanlık tarihine baktığımızda, çok az sayıdaki insanın gerçek anlamda hasbi bir yönelişle Allah'ın dinine ittiba ettiğini görürüz. Kitleler ise daha çok güce ve güçlü olana tâbi olmaktadır.Teoman Duralı, Bilge Kağan'ın söz konusu tercihini ve gerekçesini söylediğinde, aklıma doğrudan 1920'li yıllar, M.Kemal, etrafındaki kadro ve batılılaşma/bâtıllaşma tercihleri geldi."Keşke o gün M.Kemal'e hayır diyecek, onu bu ilhad ve irtidattan vazgeçirmek, değilse engellemek için tavrını koyacak bir "Tonyukuk Kağan" bulunsaydı Ankara'da" diye düşündüm.Evet, kemalist çevrelerce "Türk devrimi" denilerek taltif edilmeye çalışılan kemalist inkılaplar süreci, o günün egemen gücü olan batının bâtıl dünya görüşü ve kültürünü kopyalayıp Anadolu halkına dipçik zoruyla dayatmaktan başka bir şey değildi.Kemalist kadronun tek yaptığı, güçlü olanın kıblesine/dinine yönelmek ve ona boyun eğmekti.(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !