23-08-2020 13:08

Bin 600 ekmeğe bir şapka!

Evet, kelle avcılarıyla konumuza dönecek olursak; bu zulüm, işkence ve idamlar; ekmeksiz kalan fakat “KELLESİZ” kalmak istemeyen yoksul İstanbul halkını canından bezdirmiş olacak ki, şapka kanununa muhalefet sanılmasın diye Beyoğlu şapkacılarına hücum etmişler, satılmasına imkân olmayan en tapon malları bile göz açıp kapayıncaya kadar altın fiyatına kapışmışlardı. Artık halk için sorun; şapka takıp takmamakla alakalı bir sorun olmaktan çıkmış, sorun sadece “Şapkanın giyileceği kafayı yerinde tutabilmeyi becerebilme sorunu” haline gelmişti.

Bin 600 ekmeğe bir şapka!

Evet, kelle avcılarıyla konumuza dönecek olursak; bu zulüm, işkence ve idamlar; ekmeksiz kalan fakat “KELLESİZ” kalmak istemeyen yoksul İstanbul halkını canından bezdirmiş olacak ki, şapka kanununa muhalefet sanılmasın diye Beyoğlu şapkacılarına hücum etmişler, satılmasına imkân olmayan en tapon malları bile göz açıp kapayıncaya kadar altın fiyatına kapışmışlardı.

Artık halk için sorun; şapka takıp takmamakla alakalı bir sorun olmaktan çıkmış, sorun sadece “Şapkanın giyileceği kafayı yerinde tutabilmeyi becerebilme sorunu” haline gelmişti. Günümüz benzerinde; gardını alan halkı çok iyi tanıyan baskıcı, tepeden inmeci, despotizm yanlısı anlayış sahipleri; hala Einstein’ın militarizmle ilgili söylemindeki “Birbirinin ensesine bakarak yürümek için beyin gerekmez, omurilik soğanı yeterli olur!” Düşüncesine uygun, sürü psikolojisine bağımlı, kafa yapısı aynılaşmış bir toplum inşa etme hedefine sıkıca kilitlenmiştir.

Şahin Özdaş'ın makalesini okumak için tıklayınız

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !