Mustafa GÜVEN

04 Temmuz 2020

BİR DEVLETİN, BİR TOPLUMUN ÇÖKÜŞ VE YÜKSELİŞ SEBEBLERİ

Dünyaca tanınan Müslüman sosyolog ve tarihçi İbni Haldun mukaddimesinde, bir toplumun, bir devletin yükselişi veya çöküşünü beş döneme ayırır. Bu dönemlerin sonunda devletler, doğal ömürlerini tamamlayıp (tıpkı insanlar gibi) ölürler yani yıkılırlar der. 

Birinci dönem zafer ve kuruluş, ikinci dönem otorite ve yükseliş, üçüncü dönem refah ve ümran, dördüncü dönem kanaat ve duraklama ve beşinci dönem ise israf, bozulma ve yıkılma dönemidir. 

Bu son dönem sefahat, şehvet ve hırsların egemen olduğu ve devletlerin yıkılmaya ve çökmeye başladığı zamandır.

Çökmeye başlayan bu ülkelerin o günkü yöneticilerinin ve toplumlarının zihniyetlerine, yaşam tarzına ve birbirleriyle olan ilişkilerine bakıldığında genellikle şu manzara ile karşılaşırsınız: 

Gösteriş, riyakarlık, gurur, kibir ve yalakalık... Bunların sebebi de dayanışmanın, güvenin ve sevginin ortadan kalkması. Üretimin zayıflaması ama tüketimin çılgınca artması. Gelir-gider dengesi bozulunca sıklıkla vergilerin arttırılması.

Liyakatin dikkate alınmayıp yandaşlığın öne çıkması. Adaletsizliğin yaygınlaşması ve bunun sonucu umutların kırılması. Belli şehirlere göçün çoğalıp, canın, malın, neslin, aklın ve dinin koruyuculuğunun ve güvenliğinin kalmaması ve yaşamda huzurun aranır duruma gelmesi... 

Bir toplumun içten içe çürümeye başladığını ve felakete, çökmeye doğru gittiğinin göstergelerinden bir tanesi de yukarıda ifade ettiklerimizin dışında yine İbni Haldun’a göre, hastane ve adliyelerin çoğalması, doktor ve avukatların sayısının artmasıdır. Hastanelerin ve doktorların çoğalması hastalık ve hastaların artmasını, adliye ve avukatların çoğalması ise suç ve suçluların sayısının artmasının bir göstergesidir. 

Dolayısıyla böyle bir devlet ve toplum için, huzurlu, refahı yakalamış güçlü bir devlet ifadelerini kullanmak herhalde doğru olmayacaktır. Zannımca şu tanımın yapılması daha isabetli ve doğru olacaktır; bu devlet ya da toplum bu sebeplerden mülhem ölümüne yani çöküşüne doğru ilerliyor. Tıpkı önceki birçok irili ufaklı devlet ve toplumların bu halleriyle çöküp tarih sahnesinden silinip gittikleri gibi. 

Buraya kadar bir devletin, bir toplumun çöküşünün, tabiri caizse ölümünün nedenlerini özetle anlatmaya çalıştık.

Sıra yazımızın başlığındaki ikinci kısım olan, bir toplumun yükselişinin ve refahının nasıl ve nelerle olabileceğine geldi!

Bunun cevabı ise yukarda ifade ettiğimiz gibi toplumların ve devletlerin çöküş ve yıkımına sebebiyet veren hususlardan uzaklaşması, insanın özü ile hal ve durumunu düzeltmesi, bütün maddi ve manevi kirlerden arındırıp paklamasıyla olacaktır.

Rabbimiz ayeti kerimede: "Bir toplum kendi durumlarını değiştirmedikçe, Allah onların durumlarını değiştirmeyecektir..." diye buyurmaktadır. (Ra'd 11)