Murat ERASLAN
BİR ÜSTGEÇİDİN HİKAYESİ: ÖZÜR KİMDE?
BİR ÜSTGEÇİDİN HİKAYESİ: ÖZÜR KİMDE?
Yer: Şirinevler…
Konu: Şirinevler - Ataköy üstgeçidine engelliler için asansör yapılması…
Tarih: Mazlumların hakkını aradığımız-haykırdığımız-direndiğimiz her gün...
Bundan yaklaşık bir yıl önce arkadaşlarla aramızda muhabbet ederken, engelli olmadan engellileri anlamayı, engellilere nasıl yardım edebilirizi, elimizden gelenler ve gelmeyenleri
konuşuyorduk.
Şirinevler-Ataköy arasında olan üstgeçit, şehrin neredeyse en yoğun olan üst geçitlerinden biri ve ulaşımın merkezi diyebileceğimiz önemli noktadaki bir üsgeçit. Burayı düşündüm ve bazı noktalarda fiziksel eksikliği olan kardeşlerimizin, “düşünsel özürlü” yöneticilerin engeline takıldıklarını fark edip buna bir çözüm arama telaşına düştüm.
Ve, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin muhtelif semtlerdeki üst geçitlere engelliler için yaptığı asansörler aklıma gelerek, bu geçite elzem olduğunu düşünerek, önce Bahçelievler Belediyesi’ne ve sonra Bakırköy Belediyesi’ne (geçidin bu ilçe sınırlarında olması hasebi ile) bir e-mektup atarak bu sıkıntıyı-eksikliği dile getirdim ve gerekenin yapılması talebinde bulundum.
Bunun sonucunda Bahçelievler Belediyesi e-mektubuma cevap vererek, burasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde olduğunu belirtti ve talebimi Büyükşehir’e iletmem gerektiğini ifade etti. Maalesef Bakırköy Belediyesi, bu duyarlılık karşısında bir tavsiye mesajı bile atmadan sessiz kalmayı, tabir caizse üç maymunu oynamayı tercih etti.
Ben de Büyükşehir Belediyesi’ne aynı sıkıntıları bir e-mektupla anlattım ve bir an önce bizim de engelli olmadan, o hayatı yaşamadan onların yanında olduğumuzu, onların sıkıntılarına ortak olduğumuzu, çözüm aradığımızı sergilemek adına bu üstgeçide asansör yapılmasını, engelli kardeşlerimizin karşıdan karşıya geçme özgürlüklerini onlara vermemiz gerektiğini vs. ifade ettim.
Sonuç? Maalesef tam bir hayal kırıklığı… Ordan da olumlu bir netice çıkmadı. Bir bilgilendirme mesajı dahi alamamış bir halde, biraz hayal kırıklığı, biraz çaresizlik, biraz kızgınlık bugünlere geldik. Ve hala orada engellilerin gelip bu koca engele takıldıklarını görerek çaresizliğimizin, sessizliğimizin, duyarsızlığımızın, duygusuzluğumuzun, bencilliğimizin, şükürsüzlüğümüzün acısıyla, engellilerin takıldığı engele bakarak nekadar da engellerle dolu bir hayat yaşadığımıza, bizlerin de bu toplumda birer engelli-sürekli engellenen vatandaşlar olduğumuzu bir kez daha şahidi oldum.
Buradan çıkaracağımız dersler ve sorumluluklar şüphesiz ki sayamayacağımız kadar fazladır. Bu konuda bizlerin mutlaka yerine getirmemiz gereken bir yükümlülük var: Müslüman olmamızın, hayata İslam penceresinden ve Rabbimizin bak dediği yerden bakmamızın güzelliği ve sorumluluğu ile hareket etmemiz gereği.
Engellileri bir trafik levhası (işaret) gibi görmek ve Allah’ın bize karşılıksız verdiği nimetlere şükretmeyi hatırlamak ve bu nimetlerin kıymetini bilmek, bizi asıl engelliler olan akletmeyen, fıkhetmeyen, Allah’a kulluk etmeyen zavallılar olmaktan kurtaracaktır. Ve bu nimetlerin tabi olarak bir gün gelip kaçınılmaz olarak elimizden gideceği idrakine vararak, bu bilinçle yaşamamız gerektiği bilincine varmamız gerekmektedir.
Bu salih amelin getirdiği duyarlılıkla, engelli kardeşlerimizin takıldığı engellere bizim de takılmamız, onların çektiği acıları bizim de çekmemiz gerekmektedir. Sıkıntılarına ortak olmamız icap etmektedir ki, yarın aynı engel bizde ortaya çıktığında insanların duyarsız bakışlarını, sorumsuz davranışlarını görüp de kahrolmayalım.
Batılılara benzemek için yarış yaptığımız, izlerinde olmaya koşuşturduğumuz bu çağlarda, batılıların birkaç yüz yıl önce özürlülerinin hayatına kendi elleriyle canice son verdiğini, topluma kazandırmak yerine toplumdan uzaklaştırdıklarını okuduğumuz zaman, bugünkü duyarsızlıkların kaynağını da görmüş oluyoruz.
Sorumluluklarımızı tekrardan ele almamız, toplum olarak bizlere düşen görevleri hatırlamamız ve hatırlatmamız bilinciyle hareket etmemiz, susuz kalmadan bize verilen çeşmeden susuzlara su vermemiz bilinci ve düşüncesiyle...
Alemlerin Rabbi olan Allah’ın razı olacağı bir hayat sahibi olmak dileğiyle...